sevilmek vs arzulanmak

  • arzulanmanın headshot atacağı versus

    çokça kez sevildiğim, 'iyi ki varsın' olduğum da oldu, vahşice arzulanmayı tattığım da. yani anlayacağınız ikisini de yaşama ve gözlemleme fırsatı buldum ve tecrübelerime dayanarak bir erkek için:
    arzulamak multimegamilyon kez > sevilmek diyebilirim

    çünkü arzu, masaya yatırılacak bir şey değildir. birisi seni ya arzuluyordur ya arzulamıyordur. daha samimidir daha gerçektir. zamanla arzulamak, şunu yaparsan arzulamak, böyle olursan arzulamak diye bir şey yoktur. kadınlar duyguları konusunda rahatça yalan söyleyebilirler ama arzu söz konusu olduğunda hiç görmedim.

    sevilmek kulağa pozitif gelsede hem toplumun hem de içgüdülerin şekillendirmesiyle kadınların sevme perspektifi biraz hastalıklıdır. kadında sevgi temelsiz oluşmaz. sevginin oluşmasını sağlayacak prosesleri tamamlıyorsanız, sevilirsiniz. ama kadın sizi sevdiği için, içten içe sizin ona borçlu olduğunuzu düşünür, bunu planlı olarak yapmasa da dürtüler bu yöndedir. yani bir kadın sizi seviyorsa, sizi sadece yaşamak istediği hayatı sunabilecek bir figuran, pipili bir pet olarak gördüğündendir. dolayısıyla her alacaklı gibi sizden karşılığını tahsil etme odaklı yaklaşır. (ben bu adamı seviyorum, karşılığında bi şeyler yapmalı)

    uzun lafın kısası kadın sizi sever, ama siz olduğunuzdan ziyade kendisini ve hayallerini çok sevdiği için sever. sevildiginiz bir ilişkide bunlar kaçınılmazdır:

    * sorgulayıcı sorular sorarlar

    * üzerinizdeki etkisini görmek için sizi test ederler (sabırınızdan kıskançlığınıza, gururunuzdan erkekliğinize kadar) *

    * fazla realist ve mantıksal olurlar.

    * konfor alanınızı kısıtlamaya çalışırlar, alışkanlıklarınızı değiştirmemizi isterler

    * sürekli isterler. irili ufaklı, büyük ya da küçük fedakarlıklar isterler

    * sizi cinsel organlarıyla terbiye etmeye* ( ödül seksi, ceza yanlızlığı) çalışırlar

    bunların hiçbirisini sizi sevmeyen bir kadın yapmaz. buna emin olabilirsiniz.*

    ama bi kadın sizi arzuluyorsa; onun en tatlı, en güzel, en feminen yüzünü görürsünüz:

    *sizi rahatsız edecek bir şey yapmaktan/söylemekten çekinirler

    *yaşam tarzınıza, kurallarınıza, kırmızı çizgilerinize saygılı olurlar

    * feminen bir enerjiyle ellerinden geldiğince irili ufaklı size yardımcı olmaya çalışırlar

    * sizin için fedakarlık yaparlar, sorgulamaktan ziyade açıklayıcı olurlar. sizin için risk alırlar.

    * cinsellik için adeta yalvarırlar, doyumsuz ve istekli olurlar. (size 'başım ağrıyor', 'yorgunum' vs. diyen kadın sizi seviyordur. sizinle sevişirken, sizi sevdiği için sevişir. 'sik beni', 'ne yapmak istersin küçük orospuna' vs. diyen sizi baştan çıkarmaya çalışan kadın ise arzuluyordur. arzuladığı için sevişir)

    bizler erkek olarak bir kadının sevgisini çocuğuna; arzusunu bize sunmasını isteriz. yalnızca yetersizlik kompleksi olan erkekler, bir kadının sevgisine muhtaç durumda olur ve lütufsal değer katar. buna temas eden çesitli kompleksler var ve en bilineni (bkz: oedipus kompleksi)

    bir kadın sizi erkek olarak görmüyorsa arzulayamaz. arzu duymuyor ve sizin için çıldırmıyorsa: sizi erkekten ziyade pipili bir pet kategorisinde görüyordur. bunun adına da sevmek diyorlar. işin en acıklı tarafı ise her kadının içerisinde dişillik ve anaçlık vardır. bu demek oluyor ki: sizi sevdiğini söyleyen fakat arzulamayan hatun %100 ihtimalle bir başka erkek için çıldırıp, deli oluyor ve arzuluyordur.

    edit: gelen mesajlar üzerine son paragraftaki %100 ü %99 yapalım. çünkü evet bazı insanlar cinsel arzu duymuyor bu kadınlarda olabileceği gibi erkeklerde de zaman zaman olabiliyor. mesela nikola tesla; bakir ölmüş birisi, onun arzu duyduğu tek şey işi. platona göre kadınlar sofuluğa daha yatkın. bazı kadınlarda bu, dinsel veya tinsel başka bir şey olabiliyor. kendisini ailesine kardeşine evladına vs adamış olabiliyor.