sevgilinin geçmişi

  • feminizm
    çadırlı festival
    erasmus
    dövme
    sigara
    alkol
    gece kulübü
    yakın karşı cins arkadaş
    aileyle kötü ilişkiler
    absürt saç renkleri
    kolda faça izleri
    kapalı olduğu halde önden saç gösterme
    kedi köpek annesi(!) (hamam böceği annesi göremedik henüz)
    geçmiş önemli değil(!)
    kaçıncı yüzyıldayız (!)
    sen bakir değilsen bakire istemeye hakkın yok (!)
    seks yeme içme gibi bir ihtiyaçtır (!) gibi söylemler

    ve bir de karabük kütahya eskişehir gibi yerlerde üni okunup zenci arkadaşları olduysa koşarak uzaklaşın

    edit: gelen mesajlar doğrultusunda eklemeler. bu arada bunların hepsi tecrübeyle sabittir.

  • türk kadınına ve mericlere göre kadınların sevgililerinin geçmişini öğrenmeye çalışması ve araştırması çok doğaldır ama erkeklerin sevgililerinin geçmişini öğrenmeye çalışması ve araştırması orospu çocukluğudur. ben de size buradan hadi oradan orospu çocukları diyorum. ya ikisine de doğal diyeceksiniz ya da ikisine de orospu çocukluğu diyeceksiniz. mesela kadının biri sallıyorum 20+ sevgilisi olmuş birini istemem dese tepki vermezler, aynısını erkek kadın için dese erkeğe saldırırlar, yaygara koparirlar.

  • kadın, yakın arkadaşıyla yatmış, hiç tanımadığı adamla yatmış, kuzeniyle yatmış, kendinen 20-25 yaş büyük adamla yatmış, iş arkadaşıyla yatmış, sınıf arkadaşıyla yatmış ama ben bu çizgisi olmayan, leş karakterli, s.kim hıyar diyene tuz alıp koşmuş kadının geçmişini kurcalamadan evlenip yuva kuracağım, çocuklarımın annesi olacak öyle mi?
    kurcalayabildiğiniz kadar kurcalayın. mümkünse bütün sosyal medya hesaplarını, geçmişteki hastane giriş çıkışlarını, geçmişte kullandığı ilaçları, geçmişte sık takıldığı arkadaşlarının yaşam tarzlarını vs. aklınıza ne geliyorsa kurcalayın.

  • önemlidir.

    itin kopuğun tabelasına skor olacak kadar özsaygısını yitirmiş biriyle ömür geçirmek istemem.

  • başlığı okuyunca aklıma üniversite öğrencilik yıllarımdan bir anı geldi. anlatayım belki lazım olur*

    3 erkek öğrenci aynı evde 2 yıldır ikamet ediyorduk. ev sahibi ile yaşanan onca sorun üzerine kirayı arttırmasıyla, sözleşmeyi fesh edip yeni ev arayışına başladık.

    o mahalle senin bu mahalle benim diyerek geziyoruz. akşamları internetten eş, dost ne varsa haber ediyoruz işte, uygun fiyatlı, merkeze yakın, otobüs durağına 5 dk yürüme mesafesinde olsun diyerek.

    bir arkadaş tesadüfen şehrin gayet iyi bir yerinde diyebileceğim kiralık eve rastlamış. numarasını da verdi ev sahibi ile konuşmam için. ev sahibi ile konuştuk, randevulaştık. ertesi günde 3 erkek toplanıp kiralık evin yolunu tuttuk. ev iyi konumda, 3 oda 1 salon, üstüne geniş bir balkonu var. öğrenci için lüküs bir ev. kirayı sorduk, 600 lira dedi. biz pazarlık yapmaya hazırken bu fiyatı söylemesi dumur etti. abi nasıl olur felan demedik, heyecandan direkt tutuyoruz, sözleşmeyi imzalayalım, yarın da taşınırız deyiverdik. sözleşmeyi imzaladık. akşam eve geçtik aramızda muhabbetler, kahkahalar. nasıl seviniyoruz anlatamam.

    hepimiz bir yandan eşyalarını topluyor bir yandan da nasıl ucuza kapattık muhabbeti yapıyoruz.

    bir tane nakliyeci çağırdık, eşyaları yükleyip eve taşınma sürecini başlattık. eşyaları eve taşırken karşı iki komşu sohbet ediyorlar diğer taraftan da garip garip bakışlar ile süzüyorlardı. galiba öğrenciyiz diyerek ses felan çıkaracağımızı sanıyorlardı fakat genel olarak gürültü yapmıyorduk. katları çıkarken başka bir apartman sakini tip tip bakıyor, apartman altında bulunan tavuk dönerci de kesiyor bizi. duruma pek anlam veremedik. bir temizlik furyasına giriştik. temizlik yaparken, abartısız beş kez zil çaldı, hiçbirine açmadık müsait değildik. neyse son bir kez zil çaldı. kapıyı ben açtım.

    -emine burada mı? (beni görünce suratı değişti)
    -yeni taşındık biz buraya. önceki ev sahipleri olabilir dedim. çocuk garip bir gülüşün içerisinde iyi akşamlar dedi.

    kıllandım ben. eşyayı felan bıraktım kenara. o beş defa zili çalan çocuk o muydu? yoksa başkası mıydı, hafif tedirginlik var bende.

    neyse çocuklar geldi kimmiş ne oldu diyerek.
    bende, lan oğlum biz bu kiraya buraya oturduk iyi hoş. bugün tavuk dönercisine kadar bize bakıyorlardı garip garip. keza bizi gören komşular da öyle dedim.
    bizimkiler aldırış etmedi. neyse dedim ferahlattım içimi.

    sabah oldu, okula gideceğim. evde de hazır bişiler yok, bari dedim tavuk dönerci açtıysa bir karışık tost yerim dedim. indim dönerciye. garson içeriyi temizliyor, girdim bir karışık tost sipariş ettim. tostu getirdi, yedim içtim hesabı ödedim. garson da tip tip bakıyor.
    oğlum bu iş, iş değil dedim içimden. ilk komşunun zilini çaldım. yöneticinin hangi dairede oturduğunu sorup hızla yöneticinin yanında soluğu aldım.
    -merhaba, biz yeni taşındık. 7 numaralı daireye. birkaç sorum olacak müsait iseniz.
    -tabii. sorabilirsin. öğrencisiniz herhalde.
    -evet. taşındığımız dairenin bir önceki sahibi kimdir tanır mısınız?
    -(adam uzaklaşarak, el hareketiyle bekle dedi)
    -sizden önceki ev sahipleri, eskortluk yapan 4 kızın eviydi dedi. bir nevi kerhane. utandık şikayet ettik anca atabildiler. savcılığa suç duyurusunda dahi bulunduk.
    -ne diyorsunuz?
    -bak evladım bunlar da tutanakların kopyaları ve şikayet dilekçeleri ve apartman kararları. kaç kez şikayet ettik ah bir bilsen. polisler birşey yapmıyor. biz de çareyi kaymakamlığa bildirmek durumunda kaldık. öyle olunca sivil emniyet görevlileri uzun tahkikat sonucunda kadınları gözaltına aldılar.
    -(ben vay anam vay neler dönmüş serhat ya modundayım)
    -teşekkür ederim akşam müsait olursanız, konuyu konuşmak için eve bekleriz dedim. yüzüm bembeyaz. hele banyoyu ben temizlediydim. anlayın durumu.
    direkt bizim eve koştum. merdivenleri üçer beşer çıkıyordum. çocukları uyandırdım. tek tek anlattım. lan oğlum burası kerhaneymiş haberimiz yok diye.
    hepsi öküz gibi bana bakıyordu. o anın fotoğrafı olsa da açıp gülsem. k. arkadaşım 30 sn beyninden süzdükten sonra olayı çakmış olacak ki kenarda duran eldiveni kapıp odaya koştu, diğeri de bezleri ucundan tutarak çöpe atmaya başladı.

    çocuklarla toplandık, art arda sigaralar, bu evden acil çıkmamız gerektiğine karar verdik. ev sahibini aradım iyice patakladım telefonu da kapattım.
    her birimiz başka arkadaşların evinde 1 hafta ikamet ettikten sonra cami karşında temiz aile evi bulmuştuk sonunda. kalan 2 yılımızı temiz bir şekilde gerçekleştirip mezun olmuştuk.

    evin geçmişi bile insan psikolojisini etkiliyorken(araba da keza böyle), ömür boyu birliktelik düşünen iki insanın geçmişi nasıl ilgilendirmez olsun. aynı yastığa ömrün boyunca baş koyacağın bir insanın geçmişi seni etkilemiyorsa/ilgilendirmiyorsa sen de bir sorun vardır.
    bu iki insanın geçmişi çevreyi ilgilendirmez evet. fakat o iki insan öznesinde her iki sevgilinin de geçmişi önemlidir. bir insan geçmişinde neyse geleceği de odur da demiyorum fakat geçmiş insanı şekillendirir, karakterine etki eder.
    her iki sevgili geçmişe bakmayıp bir yola koyuluyorsa, evlendikten kısa süre sonra aile mahkemelerinde soluğu alıyorlar. bu hepimizin bildiği bir gerçek.

    ağaç yaşken eğilir

  • benim için önemi vardır. ha nasil vardir? şöyle ki eğer geçmiş sevgililerinden herhangi birini herhangi bir sebeple aldatmişsa direk elerim. onun dışında çok umursamam.

  • ben belirli bir yaştan sonra insanların çoğunun değişmeyeceğine inanan biri olarak sevgilinin geçmişine önem veriyorum. mesela aşağıdaki soruların cevaplarını öenmsiyor olmamın anormal olduğunu düşünmüyorum.

    eski sevgililerini aldatmış mı?
    kendisine eskortluk yapması için birine para vermiş mi?
    birlikte olduğu kadınların dedikodusunu yapmış mı?
    belki kendisiyle yatar düşüncesiyle, bulunduğu pozisyonu kullanarak bir kadını kayırmış mı?
    sinirlenince şiddet uygulamışlığı var mı?

  • gelecekte ne olacağına ve kişiliğine,kim olduguna ayna tutar.

    geçmiş önemlidir,dun ne bok ise yarinda ayni bok olacaktır.

    (bkz: balık baştan kokar)

  • genelde problem edilir. türk erkeğinin en bencil olduğu konulardan birisidir. kendisi geçmişte ne yapmış olursa olsun sevgilisinin kimsenin elini tutmamış, kimseyle göz göze gelmemiş olmasını ister. tabi bu bahsettiğim çok ileri bir bencillik ve kıskançlık boyutu.

    ama hangi seviyede olursanız olun size bir tavsiyem olsun, gerçekten seviyorsanız veya iyi anlaşabiliyorsanız, geçmişi siktir edin. ama öyle bir siktir edin ki anlattırmayın, sormayın, konusunu bile açtırmayın. bilmeniz hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama belki kafanızı takmanıza sebep olacak. ilişkiyi olumsuz manada etkilemeyeceği konusunda kendisine güvenemeyen insan bu geçmiş konularına hiç girmesin. kısacık hayatınız var amk bırakın geçmişi falan geleceğe bakın.

  • sevgilinin geçmişi değil geçmemiş'leri sorundur. siz böyle şeyleri kafanıza takmayın, hava güzel çıkın dolaşın, iyi gelir.