sevgili bulamama sebepleri

  • asosyal bir yaşam.

    hoş o kadar dolanıyoruzda ne oluyor sanki.

    moda iskelesine nazır kayalara oturup, kulaklıktan bir yandan müzik dinlerken , bir yandan da sigaramı içip, kızıllaşan gökyüzünü izlediğimde , kimse eşlik etmedi.
    ne ateş isteyen, ne de dostum ne yapıyorsun burda oturmuş hüzünlü hüzünlü uzaklara dalmışsın diyen olmadı.

    yada otobüste giderken kafamı cama dayayıp, yine müzik dinlerken yanıma oturan hoş bir hanımefendinin müziği işitip, aaa bu grubu severim deyip sohbet başlamasına da şahit olmadım.

    bir diğeri , parkta koşarken sabah saatlerinde , aynı saatlerde koşan biri de eşlik etme isteğinde bulunmadı.

    bok gibi gerçekler var işte.
    yaşasın hayal dünyam. burda mutluyum ben.

  • aradım, bulamadım, aramadığın zaman karşına çıkar dediler, aramayı bıraktım, bulamadım. evden bile çıkmıyorum artık, çok iyi aramazsam bayağı iyi bulamam diye düşünüyorum.

    not: bir de güvenmiyordur kimseye

  • kız bulmak peşinde koşmak için çok tembelim

  • türk erkeklerinin sığlığı.
    adamla sohbet ediyorsun, ya da oturup bir şeyler içiyorsun, başlıyor seni darlamaya. karın ağrısı da seks.
    kardeşim ben seninle daha yeni tanışmışım neden sevişelim?!
    istesem zaten sen anlarsın ne bu zorbalık.

    sevissek ne olacak. ertesi gün baslayacaksin "yok bu kız olmaz" diye kafanda. yedeklere yönelecek beni öyle mal gibi cevapsız sorularla bırakacaksın.

    erkeklerin aç gözlülüğü sebebiyle iletişim kuramamaktir benim için.
    efendi efendi gerçekten karşısındaki kadını tanımaya çalışan tek adam gördüm, ona da aşık oldum vakti zamanında. adının geçtiği her daim yüreğim sızlar.
    ama diğer yüzeysel heriflerin adını bile hatırlamıyorum.

  • aramak.

    yani bir nevi sevgililik müessesesini tamamıyla yanlış anlamışlıktır sebep.

    yalnız doğdun arkadaşım. annen vardı yanında, baban, belki ağabeyin ya da kardeşin, ablan... bu hayatta ilk ailen ve sen olarak var oldun. daha sonra arkadaşların oldu. kimisini sevdin, kimisiyle itişip kakıştın, takıştın falan. tüm bunlar hep doğal süreç olarak gerçekleşti. hiçbirini sırf olsun diye yapmadın.
    sonra bir gün o arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı insanı gördün; hormonlar altüst oldu. sevdin bu işi. sadece sevdin yani. bir şey arayıp bir şey kurcalamadan. dokunmak istedin. nedenini kendin bile anlamadın. sevgililik kavramını böyle tanıdın işte. "lan olsa ya şimdi burada keşke!" diyerek.

    sular aktı köprünün altından, büyüdün falan filan. hayata atıldın. okullar okudun. bir takım bambaşka değerler keşfettin hayata dair. bu esnada ne olduysa oldu, sen sevgililik meselesini sağda solda aranarak bulunan, lan şuraya gidelim belki orada vardır diye kovalanan bir şey sanmaya başladın. olmaması eksiklik, bulunamaması anormal görünmeye başladı. ne boyadı senin gözünü be canım kardeşim? sen neden böyle oldun?

    halbuki senin bir hayatın var ve durmaksızın onu yaşamaya devam etsen, sosyal ortamında, iş ortamında, orada, burada, bir yerde işte, biri çıkacak karşına illa; arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı biri. ama aramakla olmaz bu. aramak, ancak aklının yapabileceği bir şey çünkü, oysa senin ihtiyacın olan şey sadece yüreğinin yapabileceği bir iş ile bulunacak.

    bol şans.