seogu lee'nin firuzağa olayıyla alakalı açıklaması

  • türkçe çevirisi ise aşağıdadır, dilim döndüğünce çevirdim hatam varsa affola:

    --- spoiler ---

    destekleriniz ve sevginiz için hepinize teşekkür ederim. gerçekten minnettarım (mesajların hepsini okuyamasam da). bu mesajların hepsine çok teşekkür etsem de, benden daha fazla sevgi ve desteğe muhtaç misafirlerime olanlar açısından da büyük üzüntü duyuyorum. o geceki korku ve şok sadece benim değil, (radiohead) fanların da müziğin gücüne ve sevgiye olan inancına gölge düşürmüştür.

    ancak biz bu tarz bir aptallığa yenilemeyiz. açıkçası bu tarz bir davranışa daha iyi bir sıfat (veya tanım) bulamıyorum. hiç bir şey şiddeti meşru gösteremez. şansımıza bizim umutlarımız ve hayallerimiz çok daha büyük ve güçlü. ve sizlerden gelen bütün o sıcak mesajlar bizim düşüncelerimiz hakkında yanılmadığımızı kanıtlar nitelikte. bu aşırı sevgi beni oldukça duygulandırıyor.

    tahmin ettiğiniz üzere, fiziken ve mental açıdan çökmüş durumdayım. o geceki yaşanan bütün o trajik geceden sonra ben adeta burada değilmişim gibi hissediyorum. hiç bir yerde değilim. ve bu yüzden sessiz kaldım.

    dün akşamdan beri bazı manşetleri inceledim ve bazı şeyleri çok geç olmadan netleştirmeye karar verdim.

    herhangi bir karar verme, veya bir söylem yok. şu ana kadar söylediklerim sadece -bana bu olayda oldukça yardımcı olan- avukatım eren aracılığıyla duymuş olduğunuz kira kontratının geçerliliği ile ilgilidr. ben mekanı kapatmayı düşünmüyorum, ve de kimse şu ana kadar benden böyle bir şey talep etmedi.

    1
    herhangi bir gazeteci ile görüşmedim ve de öyle bir planım bulunmamaktadır. eğer benimle veya dükkanımla ilgili herhangi bir şey duyarsanız / okursanız lütfen inanmayınız. gerekli açıklamaları “sadece” ben ve avukatım yapacaktır (burayı bilerek böyle çevirdim).

    2
    saldırganların asla diğer türk / müslümanları temsil ettiğini düşünmüyorum. lütfen onların adına özür dilemeyin. lütfen benim için de üzülmeyin (veya bana acımayın). gerçek müslümanların diğer dinlere oranla çok daha toleranslı olduğuna inanıyorum. ve de türkiye’de 6 yılını geçirmiş bir birey olarak bunu yeteri kadar deneyimledim. ancak her ülkede savaşmamız gereken böyle gerizekalı insanlar bulunmaktadır. biz sadece onlarla karşılaşmadığımız için şanssızdık. ve bu olay yüzünden asla bütün bir ülke töhmet altında bırakılmamalıdır.

    3
    saldırganların neyi mazeret olarak kullandığını duyunca büyük bir kızgınlık ve hayal kırıklığı yaşadım. bütün süreç boyunca içeride olduğumdan, dışarıdaki hiç bir olayla alakalı bir bilgim yoktu. ancak ben müzik-sever insanları bütün ömrüm boyunca tanıdım. ve de bu insanlar sizin hayal edebileceğinizden çok daha barışçıl insanlardır. onların en büyük hatası –ki eğer hata denilirse- bu tarz bir etkinliğe katılmak olmuştur. bu müzik-severlerin başka birilerine hakaret edebileceğini tahayyül dahi edemiyorum.

    çok daha önemlisi, bütün bu olanlar boyunca dışarıda olan bir tanığım da var. gerekirse ifade verecektir. inanmakta güçlük çeksem de, eğer söyledikleri doğru ise neden içeri gelip beni dövdüler ve daha fazla hakaret etmek için beni dışarı çıkardılar? böyle bir eylem yerine içeri gelip bana arkadaşlarımı şikayet edip veya polisi çağırmaları çok daha “medeni” olmaz mıydı? (burası türkiye amk, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar)

    4
    ben bu dükkanı açtığımda müziğin bu dükkanın karakterini temsil etmesi amacıyla açtım. (dükkanda sadece plak satılmaktadır, başka bir şey satılmamaktadır)
    herkes velvet underground’dan olduğunu bilir (burayı tam çeviremedim ama sanırım isim babasının velvet underground olduğu aşikar demek istiyor)
    eğer çoğu kişi hatırlayamazsa, lee sangeun’s “lonely loony lounge” şarkısı var. eğer benim kartvizim sizde varsa “yalnız ve garip” adlı mısranın o şarkıdan alıntılandığını ve de kartvizimde yer aldığını göreceksiniz.
    dükkanımı ilgi /cazibe merkezi haline gelsin amacıyla açmadım.
    kendi iç huzurumu bulmak amacıyla açtığım bir dükkan idi.
    aynı kafalara sahip insanlarla tanışmak için açtığım bir dükkan idi.
    ve de ben, benimle aynı tarzda müzik dinleyen insanlarla sarılı bir çevrem olsun istedim. dükkanımın sevgi ve dürüstlük dolu olmasını diledim.

    5
    her ne kadar sadece sevgiyi görmek istesem de, o geeden sonra benim ve dükkanımın üzerinden çok daha fazla çekişmelerin (not: tartışmaların da diyebiliriz) olduğunu görüyorum, ki bu benim en büyük korkumdur.
    daha fazla yanlış anlaşılmayı engellemek adına, bu mesajımdan sonra telefonlara, mesajlara ve e-maillere maalesef cevap veremeyeceğim.

    lütfen iyi niyetli olsanız bile bana ulaşmaya çalışmayın. ben şu an bu tarz bir durum için hazır değilim.
    o akşam hakkında daha söylenecek çok şey var. ancak şu an hislerimi ifade edemiyorum.

    eğer siz de bu eşit yalnızlığı, üzüntüyü ve sahte gülümsememin altındaki utangaç sevgiyi görmek isterseniz lütfen benim “yalnız ve garip” dükkanımı ziyaret edin, birlikte konuşur ve hislerimizi paylaşabiliriz.

    "being myself, being yourself
    drinking a cup of colorful sigh
    oh ı know only a word remains like our solid names"
    - lonely loony lounge(lee sangeun)

    --- spoiler ---

    yazıyı bir kaç defa ingilizce okuduğum için eklemek istediğim bir şey var. "mübarek ramazanınızda" böyle sevgi, müzik ve dostluktan başka hiç bir şeye önem vermeyen, kendi halindeki bir adamı üzdünüz. siz nasıl kendinize müslümanlığı yakıştırıyorsunuz bre orospu çocukları? bu mu lan müslümanlık? bu mu oğlum adamlık? delikanlıyız, göz açtırmayız diye dolaşıyorsunuz ya, bu mudur lan? gg ise de gg, çevirdiğim her kelime içimi burdu yahu, ah dedim o müzik severlerin arasında ben de olsaydım, es kaza böyle bir etkinliğe katılmış olsaydım.. bu arkadaş kadar bilge davranıp "şiddet çözüm değil" demez o elini kaldıran ince t- şirtlüyü seramik gibi çevirip sürahi yapardım da işte..

    neyse hadi siz içki içenlere karışın, namus falan temizleyin, adam öldürün, adam dövün, kadın dövün, adam yakın, çocuk sikin. cehenneminizde "gerçek müslüman benim" dersiniz.