savcı kadın yalnızlığı

  • eski bir akrabam (artık akrabam değil)(o nasıl oluyor bir düşünün)(boşandığım eşim tarafından akrabamdı. boşanınca haliyle eski akraba oldu hahahahaha) hakim savcılık sınavını kazandı. (boşandığım eşim deyince, cümle biraz düşük mü oldu ne? sanki bir de boşanmadığım eşim varmış gibi oldu.)

    nasıl oluyor tam bilmiyorum da bunları bir kampa alıp 3-5 ay topluca eğitiyorlarmış. artık tüm türkiye'den gelen sınavı kazanan 100-150 kişi eğitim görüp görev yerlerine dağılıyorlarmış.

    bizim kızcağız yeni mezun. sınavı ilk denemede kazanmış. sevgilisi yok. bunlara üst dönemlerden bir kaç kişi demişler ki, ilerde koca bulmanız çok zor. bu kampta bulmaya bakın. çünkü ilerde evlenmek isterseniz size uygun en iyi aday yine bir meslektaşınız. hem tayin mevzuları kolay olur, hem de sizi anlar.

    aksi takdirde doktor bulursanız, farklı meslek grupları, tayin sıkıntıları oluyor. askerlikte de aynı. ayrıca doktoru askeri nerden bulacaksın? tanışabileceğin ortam sınırlı. o işler hızlı ilerlemiyor.

    diyelim kamptan bulamadınız kimseyi, kadın başınıza esnaf sevseniz, esnaf işini gücünü bırakıp sizle artvin'in bir ilçesine tayininiz sonrası kalkıp gitmez. memur sevseniz, erkek adam sizden alt rütbeli gibi hissedecek kendini. kadının forsu fazla kaldıramayabilir. salakça ama erkek egosu sizi ilerde sıkıntıya sokabilir.

    hadi hiç bulamadınız ve yozgat'a atandınız.

    savcı veyahut hakimsiniz. kim size yaklaşıp aşkı ilan edebilir ki? avukat size çiçek yollasa, bir türlü, yollamasa nasıl açılacak. bilmiyorum ben yürüyemezdim hakime savcıya. herkes bir behzat ç değil.

    savcı lan. savcı kelimesini burda okuyunca bile insanın götü atıyor korkudan. gidince de savcıya aşk sözcükleri fısıldıcan.

    o yüzden zor koca buluyormuş bekar savcı ve hakim kadınlar.

    dolayısıyla zor işler. yalnızlık içeren meslek. tamam güzel meslek ama ben yapamazdım. daha uzatırım da konuyu kavradınız umuyorum. hem uzatmayayım. hem de biraz da siz kendiniz üstüne düşünüp egzersiz yapın. kendiniz gyme gidip spor yapmıyorsunuz. götünüz olmuş paris. bari beyniniz egzersiz yapsın. köftoşlar sizi. hıh.

    edit: şunu yazan duvar surungenidaha net özetlemiş demek istediğim şeyi.

    ayrıca savcı kadın, kadın savcı muhabbeti çevirenler oluyor. güzel kardeşim, kardeşim güzel. bu ikisi arasında büyük büyük fark var. ama savcı kadın ve kadın savcı arasında anlam açısından devasa bir fark yok. türkçenin böyle güzellikleri var. kelimelerin yerlerini değiştirip daha başka bir hava yakalayabiliyorsun. türkçe öğretmenleri varsa ve bu çok yanlışsa hakikaten ben de öğrenmek isterim ama kadın savcı, savcıyı betimler. fakat burada savcı kadın, kadını betimliyor. erkek savcı, kadın savcı yalnızlığı arasından birini seçip kadın savcı yalnızlığını anlatmadım ben burada. kadınlar arasından savcı olanların yalnızlığını seçip anlattım. türkçe güzel dil arkadaşlar. herşey sizin eleştirdiğiniz gibi değil yani.

    ayrıca yazanlardan da gördüm. değinemediğim şeye değinenler var. savcı birine yavşasa, o da yavşayamaz. adı çıkar. oooo latife savcı bana yavşadı filan diyen birini ben hiç duymadım. makam olarak ağırlığı var bu mesleğin. hepte var olacak. o yüzden zannediyorum ki savcı kadınlar bir adım atacakken normal insanlardan daha fazla kez düşünür adımını. aynısını savcıya karsı adım atacak erkekler de biraz daha fazla düşünür normalden. niye uzattıysam ben de :)

    son olarak hikayenin sonunu merak edenler olmuş. lan bizim kızcağız sevgili bulsa evlense ne evlenmese ne? konuyu genişten alın az. bir kişi özelinde açılmış bir başlık değil bu. sen kafandan senaryo yaz işte. ben yazayım sana birini seç. a) evlendi mutlu mesut 1 cocuklu. b) hala bekar, hep bekar kalacak.