samsun öğretmenevi rezaleti

  • rezalet boyutu tartışılır bir konu. fakat hak verdiğim bir konu var ki, oda bazı yurdum insanının abartmayı sevmesi. özellikle bahsedilen tipteki ablalar, ahlak bekçileri kesilmişler, dünyayı kurtarmaya çalışıyorlar.
    benzer bir şey benim de başıma geldi. rahmetli dedemin hasta olduğu zamanlar, o hastane senin bu hastane benim koşturuyoruz. artık biz de hasta olmuşuz. ben de daha 17'li yaşlarda ergen elimden geleni yapmaya çalışıyorum. üzerlerimizde günlerdir aynı eşofmanlar, artık terlemekten kokmuş ama eve gitmeye halimiz yok durumdayız. dönüşümlü olarak dedemin yanında duruyoruz, ama nedense ben hep duruyorum. annem diyor kızım sen benle kal hastanede lazım olursun, annem eve gidiyor dayım geliyor o da diyor sen kal falan. ben eve gidemiyorum.
    neyse, hastanedeki koltukların birine oturduğum gibi uyuyakalmışım. o arada tshirtüm kaymış ve belim açılmış. hastane temizliğinden sorumlu bir abla uyandırdı 'bir dedi gelir misin?' oha dedim dedeme bir şey oldu bunlar bana söyleyemiyor, uyku sersemi iyice mal olmuşum zaten. gittik böyle hastanenin en kuytu köşe bir yerine iyice delirdim bu karı hapçı falan mı diye düşünüyorum.
    kadın sonra demez mi belin açılmış, ne kadar ayıp bir şekilde oturuyorsun orda falan. hanımefendi ben oturuyor olsam ve belimin açık olduğunu fark etsem zaten düzeltirim. uyuyorken açılmış ki ne donum görünmüş ne başka bir şey olmuş. orada yorgunluktan bitap düşüp uykuya dalan insana ahlaksız muamelesi nasıl yaparsın? herkes hastasıyla ilgileniyor zaten, sanki gezmek için gelinen bir yer.
    ay ben tavsiye vereyim dedim de sen ahlaksız çıktın da bir kamyon laf söyledi. insanın hakkikaten siniri bozuluyor. beni o halde uyuyan annem veya dayım görmüş olsa, yorulmuş bırakın ellemeyin diye onlar bile uyarmazdı yani. allah'ın salağı çıkmış orda ahlak bekçiliği yapıyor.