sakalsız erkekler istiyoruz

  • eli yüzü düzgün,temiz; hacivat gibi görünmeyen erkekler olmalı bir yerlerde. hacivat görmekten daral geldi! muhammed furkan enes bir dağılın açılın da eli yüzü düzgün adamlar gelsin artık yeter!

  • bir kadın olarak sakal konusunda samimi açıklamalar yapacağım, dileyen alsın, dileyen kaçsın.

    sakal, açık tenli ya da sarışın erkeklere yakışıyor. fakat koyu tenli erkeklere özellikle ortadoğulu tipindeki erkeklere hiç yakışmıyor. zaten bu erkeklerin kıl yoğunluğu da daha farklı. sakal bu erkeklerde yüze bir kirlilik ve dağınıklık getiriyor. ve yine af buyrun ama at hırsızı gibi gösteriyor, bağcılar kekosu gibi gösteriyor, seri köz getir diyecek adam gibi gösteriyor.

    sarışın veya açık tenli erkeklerde kıl yoğunluğu düşük, kılların rengi açık. bu, yüzde gerçekten de güzel gözükebiliyor, maskülen bir görüntü katabiliyor. özellikle çene kemikleri gelişmemiş, oval yüzlü, bebeksi erkeklerde bence sakal büyük bir artı getiriyor. ama teniniz koyu ise tipiniz muhammed bin raşit gibi ise bence sakal bırakmayın. bakın bu size çok kıyak bir tavsiyemdir. bana güvenebilirsiniz.

  • açıkçası kadınların nasıl erkekler istediği umrumda değil :)

    ben sakalı sevmiyorum, kirliymişim gibi hissettiriyor bana, rahatsız oluyorum...

    içerden bildiriyorum çoğu erkek yüzüne güvenmediği için sakal bırakıyor bir kısmı büyük gözükmek için sakal bırakıyor bir kısmı da gerçekten yakışıklı olmasına rağmen sırf tarz için bırakıyordur...

    biz uğur dündargillerdeniz.

  • çirkin suratımı kapatmak için yaklaşık 10 yıldır sakallı dolaşmaktaydım. ta ki düne kadar…

    zayıf ince suratımın ortasında duran ince üst dudağımı kapatması için gerekli şart sakal bırakmak idi. yazın anlamsızca rengime yaklaşmak isteyenlere inat tüm sene boyunca sahip olduğum oldukça kavruk esmer tenimle birleşince sakallarım, ortadoğu'dan az önce göç etmiş gibi olmaktayım.

    geçtiğimiz hafta bağcılara malzeme bırakmak için gittim. kamyonetimi park ettim ve az sonra kasayı açıp malzemeyi sırtladım. koca malzemeyi tek başına taşıyan kara kuru sakallı beni görmüş olacaklar ki iki dükkan ileriden çıkan ümit özdağ ve arkadaşlarının hedefinde belirdim. dükkanın önünde dururken “çek abi çek” , “bakın işte muhtemelen afgan mültecilerden biri!” , “hadi röportaj yapalım!” seslerini duymaya başladım. ümit özdağ'ın bulunduğu ekipten yükselen bu sesler ışığında ve önünde durduğum dükkana doğru yürümelerinden dolayı gayriihtiyari etrafımda afgan aramaya başladım. ben aranırken ansızın yanımda bittiler:

    -buyrun işte! adın ne?
    -mustafa!
    -nerelisin mustafa?
    -aslen çankırı abi neden sordun?

    çevre esnafın hunharca gülüşmelerini duydum. nedenini anlayamamanın verdiği saflıkla onlara doğru baktım.

    -biz seni mülteci sandık mustafa, kusura bakma!
    -yok abi! ne demek! diyerek gülmeye başladım.

    bir kaç zorunluluğun verdiği muhabbet sonrası gittiler.

    evet, bozulmuştum. hem de çok bozulmuştum. tipsiz miydim lan ben? sanırım evet! şok etkisinden çıkıp kamyonetime doğru yöneldim. sürücü kapısını açacaktım ki camdan parlayan arap taşağı tipimi görünce buruldum. “daha yakışıklı olabilirdim lan aslında”…

    her gün kalktığım saatte yine saat çalmadan kalkmıştım dün sabah. güneşim doğmuş, üzerimi giymiş, evden çıkmıştım. geçen hafta yaşanan afgan mülteci şokunu unutmuştum.

    aracıma binip, galata kulesi'nin sokağındaki esnaflardan birine malzeme vermek için yola çıktım. güneşli bir gün ve trafiğe denk geldiğim için epeyce terlemiştim.

    vardığımda aracımı alt sokağa park ettim. “daha önce gitmediğim galata kulesi'ne de iki bakar, fotoğraf çektiririm.” diye düşünmüştüm. 3-5 parça malzemeyi yüklenip sokaktaki esnafa bıraktım. işim bitince galata kulesine doğru yürüdüm. sırtımı verip bir kaç fotoğraf çektim. galata kulesi'ni de yalnızlığıyla resmettikten sonra bir anda üzerinde beliren bulut ve martılarla farklı bir ambiyans oluştu diye hemen videoyu başlattım. kayda aldıkça aldım. sonrasında kamerayı çevirip kendimi de aldım kareye. o sırada fotoğraf çekinen ve aramızda 1 metre kadar olan mini etekli iki kadın bağırmaya başladı.

    -aaa bunlar artık çok olmaya başladı. terbiyesiz yüzsüz. gelmişsin kim bilir ortadoğunun neresinden bizi videoya alıyorsun. ahlaksız herif!
    -ne diyorsunuz siz ya?
    -“hala ne diyorsunuz,”diyor! ver ulan telefonu!
    -ben türküm salak mısınız sizi kayda almadım!
    “türkçeyi de ne güzel öğrenmiş yalancı şerefsiz,” diyip telefonu aldığı gibi yere çarptı sarışın olan.

    az sonra vatan fedaisi, ahlak bekçisi, serdengeçtiler toplaştı. muhtemelen birazdan milletin karısına kızına bakıp, sapıklık yapacakları veya bana saldıran kadınlardan biri düşer mi umuduyla gelmiş oldukları aşikar olan bu topluluktan iki yumruk yedikten sonra orada bulunan polisler devreye girdi. beni gözaltına aldılar. karakolda masumiyetim ortaya çıktı haliyle. telefonum incelendi ve bırakın onları kayda almayı herhangi bir anda kareye bile girmedikleri de görüldü. şansım varmış…

    polis memuru “öksürse de kendine gelse” dediğim ses tonuyla:

    -karşı taraftan ve sizi darp edenlerden şikayetçi misiniz?
    -iki yıl sürecek ve karşılığını alamayacağım bir şey için uğraşmaya değmez. duruşmalara gittiğim mazota yazık.
    -ifade tutanağınızı imzalayın.
    -iyi günler memur bey.
    -iyi günler!

    karakoldan çıkınca akşam saatlerinde bitkin bir şekilde eve vardım. elimi yüzümü yıkayıp, hemen traş makinesini çalıştırdım. elveda sakallar, merhaba arap taşağı sıfatım! olsun, en azından mülteci görünümüm gitti!

    sahi, iphone 13'lü mülteci mi olur lan? gerizekalı kızlar! ekran değişimi ne kadar acaba?

  • sakallı erkekler tarafından başlatılmış kampanya. güya sayılarının azalmasını sağlayıp nadir tür olacak şerolar.

  • aynısını acemi birliğinde komutanım söylemişti

  • türk kızları sakalsız erkeğe erkek olarak bakmıyor bence.

    türk kızları için kıl libido yükselten bir cisim. ne kadar çok kıl o kadar çok seksilik dusuncesindeler.

    her kesimden 5 tane türk kizi seçin ve en beğendiği erkekleri sorun, ortalamasını aldigimizda sonuçlar berdan mardini, volkan demirel ve ido tatlıses çıkacaktır.

  • çoğu erkek sakal bırakınca jason momoa olduğunu sanır ama gerçekte ebu bekir el bağdadi olur. evet ben de o ebu bekir el bağdadilerdendim.

  • dedi 8 litre fondöten süren kadın.