sakal bırakan erkeğin kendini yakışıklı sanması

  • 1) konu yakışıklılık olduğu zaman, bıçkın varoş delikanlılarını küçümsemeyin derim. daha deneyci davranabildikleri için kendilerine yakışanı bulma konusunda daha başarılı olabiliyorlar.

    tıpkı lubunyalar gibi. işin ironik yanı, bu bıçkın varoş delikanlıları ile lubunyaların yolu gey barda keşisiyor. tam da bu yüzden emin olamıyorum, varoşlar mı gey bara şekil veriyor, gey bar mı varoşlara?

    stanley'e kostüm seçimi:

    stanley 1

    stanley 2

    stanley 3

    stanley 4

    stanley 5

    2) nesneler kadar temsil ettikleri de önemlidir. ancak bazen nesnenin temsil ettiği, orantısız bir şekilde nesnenin kendisinden daha önemli hale gelebiliyor. misal, üç tel sakalı olan adamların sünnet olduğu için sakal bırakması gibi. burada sünneti takip ediyor olmak, sakalın kendisinden daha önemli.

    ya da yeşil parkanın çağrıştırdıklarının, insanın üzerine oturan bir parka seçmesinden daha önemli olması gibi. tam da bu yüzden her yeşil parka giyen deniz gezmiş gibi yakışıklı olmuyor.

    ben bağzen insanların kendi elleri ile kendilerini çirkinleştirdiklerini düşünüyorum.

    3) sakala dönecek olursak, işte bağzı kaba saba kabuller var: köseli bir yüzün yuvarlak-bir yüze göre daha erkeksi olması ve belirgin çene hattının dikkat çekici olması gibi. sakalın şekli ile oynalarak, bu orantılara müdahale etmek mümkün.

    bizim şirkette urfalı bir delikanlı çalışıyor. delikanlı kaş ve gözden ibaret, tostoparlak yüzlü bir adamdı.

    öncesinin temsili hali

    sonra sakal bırakınca şuna döndü:

    sonrasının temsili hali

    aradaki fark, delikanlının deneme yapmaktan çekinmemesi, sakalının yanlarını kısalttırması , böylece yüzünün daha uzun görünmesini sağlaması ve kendine yakışanı belirlemesinden kaynaklanıyor.

  • sırf uzun boylu olduğu için yakışıklı olduğunu düşünen erkeğin farklı varyasyonudur.

    şöyle bir tweet görmüştüm: "sakal bıraksam yakışıklı oluyorum, şapka taksam yakışıklı oluyorum; yüzümü ne kadar kapatırsam o kadar yakışıklı oluyorum"