sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer

  • 17 ağustos 1999 depremi sonrasında bahçenin girişindeki taş zeminde uyuduğum o iki gece benim için bir hayli ilginç bir tecrübe olmuştu ama o zamanlar çocuk sayılırdım ve bunun normal bir şey olmadığını düşünürdüm, diğer bütün yaşıtlarım gibi. şimdi ise sokaklarda yatıyor olmanın kimi insanlar için bir kader olduğunu düşününce artık eskisi kadar ilginç bulduğumu söyleyemeyeceğim. çünkü bu daha ziyade adaletsizlik ve büyük bir talihsizlik. cevaben girdiğim bu entry, ilgisi olduğu başlıktan giderek uzaklaşmış bulundu ama bazen bir cümleden ibaret olan cevaplar hissettirdikleri itibariyle bambaşka yerlere gidebiliyor işte.

  • lanet olsun ki uykum geldiği her yerde, her koşulda uyuyabilen biriyim, hatta öyle ki normalde dört beş saat uyuyorsam, ilk defa uyuduğum yerde sekiz dokuz saat deliksiz uyuyabiliyorum. bir gün başıma bir şey gelecek bu yüzden, du bakalım. aklıma şu an gelen en değişik yerleri sayayım bari:
    -metrobüs, ayakta seyahat esnasında.
    -kütüphane.
    -üniversiteye giriş sınavı. lys idi o zamanlar adı. gözetmen iyi misin demişti, iyiyim on dakikaya dönecem demiştim ajsjdn.
    -kamyon kasası.
    -ahır. bunu çok yaptım, nenemgil ahırın bir kısmını kullanmıyordu, ben de oraya minder, ışıldak falan götürüp kendime yaşam alanı oluşturmuştum, çogzeldi.
    -havuz. bunu da çok yaptım ama gölgede uyumaya çalışın, sonra cildin görüntüsü pek hoş olmayabiliyor.
    -deniz.
    -tarla.
    -duruşma salonu.
    -arka koltuğuna oturduğum bütün arabalar. koşullandım herhalde artık, kendime engel olamıyorum.
    -mobilyacıdaki teşhir ürünlerinden birinin üstü. ( bu sayılmaz gerçi, çok küçüktüm, evden kaçıp oyuncaklarımla apartmanın altındaki mobilyacıya girmişim, kimse orada olduğumu fark etmemiş, saatlerce aramışlar beni zaa xd)
    -cenaze evi.

  • bu basliga ayakta, bisiklette, atta, trambolinde falan yazan arkadaslarin gercekten toplum icinde eglencesiz, keyifsiz, her geyige mudahil olmak icin muhabbete dahil olmaya calisan arkadaslar oldugunu dusunuyorum.

  • 1999 depreminde sokakta, pazar tahtasi üstünde arkadasim ile kappa amblemi gibi sirt sirta uyumustuk.

    http://img03.blogcu.com/…475421521ff_1276025137.jpg

  • üniversite zamanlarında bir kız arkadaşımla amsterdam'a gitmiştik. bazı zevklerimiz farklıdır. bir günü ayrı geçirelim herkes kendi istediği yere gitsin dedik. cep telefonlarımızı da yurtdışına açmamıştık ki kimse bize ulaşamasın, biz istersek onları arayabilelim diye.
    bisiklet kiralamaya gittik, orada anlaştık. akşam karar verdiğimiz saatte orda buluşacaktık. sonra ayrıldık, o günü harika geçirdiğimi hatırlıyorum ama çok yorulmuştum. söylediğimiz saatte ben bisikletçideydim ama tabi ki arkadaşım geç kalmıştı.
    öyle sap gibi kalınca çalışanlardan biri bana arkada bir bahçe olduğunu orada bekleyebileceğim söyledi. bahçede dediği de 3 m2 bir yer. küçük bir bank var ve onun dışında kalan her yerde saksılar dolusu yeşillik. ne kadar da çiçek seven bir adammış ama hiçbiri de çiçek açmamış varsa yoksa yeşillik diye düşündüm.
    öyle düşünürken uyumuşum. rüyamda fear and loathing in las vegas filmindeki sahnelere benzer şeyler gördüm.
    bir ara tekrar eden bazı sesler duydum ve uyandım. karşımda 4 japon bana gülerek fotoğrafımı çekiyordu. saksılardan birine sarılmış, ağzımın kenarından salya akıtarak o güne kadar uyuduğum en güzel uykuyu uyumuştum. sağolsun japon gençler de bu anı ölümsüzleştirmek istemişler.
    saksıda yetişen marijuanayı da ilk kez orda görmüş oldum. açıklamalar ve kahve için japonlara teşekkür ederim.

  • cati sahanligi.
    anne baba yeni ayrilmis. baba zaten pisligin teki, gorusulmuyor. anne ufaktan conta yakmis. saatlerce bos duvarlara bakip sacmasapan konusuyor filan.

    girtlaga kadar borc icinde oldugundan, baba evden tekmeyi koydugunda, dul bir ogretmen arkadasinin evinde kalmaya baslamis. kendi ogretmen maasinin tumu borclara gidiyo, ev tutacak parasi yok.

    ben 18 yasindayim. yaz tatilinde memlekete donmustum universiteden. kopegimle beraber.

    kopegim cok iri bi boxer. 3.5 yasinda. canim, tek varligim.
    annemin evine sigindigi ogretmen arkadas temizlik hastasi bi hatun. eve degil boxer, kanarya dahi sokmaz.

    o yaz sokaklardaydim. arada gidip arkadaslarda kaldigim olurdu ama, asagi yukari bi dana buyuklugunde olan kopeginle gidip haftalarca kalamiyosun tabii insanlarin evinde.

    haftada 2, bazen 3 gun arkadaslarda kalir, dus alir, sicak biseyler yerdim.
    kalan zamanda once sokaklarda, parklarda kaldim ama sabaha karsi en nezih muhitin parklari bile tekinsiz bi hale burunuyor. 14 yasinda gibi gorunen 18 yasinda genc bi kizsan hem de...

    gerci kopegim belasini skerdi bana bulasacak adamin ama... gene de korkuyosun o yasta beladan iste...

    sonra bi gun bi arkadasin catisini kesfettim. superdi.
    asonsorlu bi bina, ve normal merdiven son kattan yukselip asansor odasina cikiyor. odanin onune sahanlik gibi bi alan koymuslar. asansor bozulmadikca veya bakima filan bi ekip gelmedikce cikilan bi yer degil.
    ve tamamen de guvenliydi. kim sabaha karsi bi suru bloktan olusan luks bi sitenin asansor odasinin acildigi sahanliga cikar ki?
    mat ustu uyku tulumu ve kopegim icin arkadastan aldigim bi minderle tum sorunu cozmustum. el feneriyle kitap okuyarak filan geciyodu aksamlar.

    annem full arkadaslarimda kaldigimi sandi o yaz. ben ise orda burda, catilarda filan idare ettim...
    sanirim uyudugum en degisikli yer orasiydi