sözlük yazarlarının öğrendiği şeyler

  • 43 yaşımda, hayatımı tam ortasından kırarak ikiye böldüm. hayata başlamanın yaşı olmadığını öğrendim.
    herkes gibi korkularım, endişelerim ve çıkmazlarım vardı. korkularımızın kendi küçük dünyalarımızın küçük cehennemleri olduğunu öğrendim.
    ayağımı dışarı uzatırsam, beni kocaman bir karanlık yutacak sanırdım. korktukça karanlığı büyüttüğümü öğrendim.
    geceleri dışarıda kalmaktan, gidecek bir yerim olmamasından, yalnız kalmaktan korkardım. kendi kalabalığımın korkularıma yettiğini öğrendim.
    çıktım, tökezledim. düştüm. ayağa kalkabilindiğini öğrendim.
    en olmaz dediklerim tek tek olunca, imkansız denilen hiçbir şeyin olmadığını öğrendim.
    paranın satın alamayacağı şeylerin de olduğunu, kucak açan dostlarım olunca öğrendim.
    hayat siz izin verirseniz sizi kucaklar. vermediklerinizi isterseniz elinizde koca bir hayalkırıklığı ile kalakalırsınız. kalakalınca öğrendim.
    kışın üşüdüğümü, yazın ısındığımı... aslında bu hayattan gelip geçen herhangi biri olduğumu fark edince; hayatın kısa, yaşamanın uzun olduğunu öğrendim.
    ve aşk...
    sizi, bizi sarıp sarmalayan aşk...
    duymayan,
    görmeyen,
    konuşmayan,
    dokunmayan,
    ve susmayan bir heyecanmış...
    öğrendim...

  • mizmizlanarak ve hayatinizdan sikayet ederek hicbir seyi degistiremezsiniz.
    hepimizin korkulari kadar hareket alani var. ve cesaret edemeyecegimizi dusundugunuz seyleri yapmadan gecirdigimiz her gun, cesaret ettikten sonra kayip bir zaman parcasi gibi gorunse de, aslinda bir butunun parcasi.
    yani pismanlik diye bir sey yok esasen.
    siz isterseniz olur, olmuyorsa; yeterince istemiyorsunuzdur aslinda.
    birinin veya bir seyin sizi gelip kurtarmasini bekliyorsaniz; o is yaş.
    kendinizden baska careniz yok...