sözlükçülerin kokladığı en kötü koku

  • evde kaybolan, minik posetteki lor peyniri gibi hicbir koku olamaz.

    burnumu odaya dusurdum mk. direkt insanin beynine vuruyor, cok degisik bir kafasi var. varolussal sorgulamalar, dunya nimetlerinden uzaklasma hepsi bir anda gerceklesiyor.

    minicik torba, evde kusa kusa kokunun kaynagini ariyoruz.(daha lor peyniri aklimiza bile gelmiyor, nerden gelsin) zombi filmi gibi, gozlerin yasariyor, gozunu de tam acamiyorsun.

    belki kokunun kaynagini bulur diye kediyi getirdik odaya. caresizligi dusunun. attik kediyi odaya, kapiyi kapattik. bikac dakka sonra kapyi actik, kedi kafasini televizyon dolabinin kenarina vuruyor sinirden.

    en sonunda bulduk. ama biz bittik. ulan minicik lor peyniri boyle kokamaz ya. kedi de bikac gun eve gelmedi mk.

  • ilkokul ikinci sınıftayız. sınıf hocamız parfüm hazırlama ödevi gibi bir şey verdi. herkes suya evindeki çiçeklerden falan koyup bekletip getirdi. ben evde ne bulduysam kavanoza doldurdum. ekmek mayası bile koymuştum. neyse okula getirdim hoca herkesin parfümünü koklayıp puan veriyordu. sıra bana geldi. açtım kapağını kavanozun, kahverengi hafif koyulaşmış ve üzerinden kabarcıklar çıkan bir sıvı... hoca pek iç açıcı görünmüyor ama yine de koklayacağım dedi ve kokladığı gibi kendini pencereye atması bir oldu. elimden aldı kavanozu dolabına koydu. ödevini yapmayana koklatıyordu ceza niyetine. sınıfta kusanlar bile olmuştu. galiba sınıf arkadaşlarımın başarısında önemli bir rolüm var.
    her neyse buydu sanırım kokladığım en kötü koku.