roma'da israilli çifte verdiğim ayar

  • geçen yıl eylül ayı. roma'ya 5 günlük bir turistik seyehat gerçekleştirmiştim. bu beş günün sonunda çok mutlu ayrıldım. her yere yürüyerek gidilebilecek, buram buram tarih kokan bir şehir. religious rome, anthic rome ve archeological rome diye üçe ayrılıyor şehir. ben religious roma'da yani vakitan'a 200 metre uzaklıkta bir apartment kiralamıştım o dönem. neyse...

    ziyaretimin üçüncü gününde -bilen bilir- çok meşhur ve turistik olan ispanyol merdivenlerine gittim. her taraf turist ve insanlar merdivenlere sıra sıra oturmuş sohbet ediyordu. ben de oturdum ve hemen biramı yudumlamaya başladım. bangladeşli adamlar tanesi 2 euro'dan italyan marka bira satıyorlardı. bazen 1.5 euro'ya da sattıkları oluyordu. saat akşam 10 civarıydı.

    işemek için insanlar genelde merdivenleri çıkınca en yukarıda yer alan tadilattaki bir binanın ikinci katına işemeyi tercih ediyordu. çişim gelince ben de oraya işemeye gittim. tırsmıyor değildim çünkü bu illegal bir davranıştı. neyse ki polise yakalanmadan yerime geri döndüm. döndüğümde bir kız bir erkeğin ön hemen tarafımdaki sıraya çaprazıma oturduklarını gördüm. ben de yerime oturdum ve bir bira daha aldım bangladeşli esmer çocuktan.

    tam o sırada babam aradı ve yaklaşık beş dakka sohbet ettik. telefonu kapattım ve ön sırada oturan kız bana döndü ve "türk müsünüz?" diye ingilizce olarak sordu. ben de "evet" diye cevapladım. kız babasının bir süre öncesine kadar işi dolayısıyla türkiye'de kaldığından ve kendisinin de iki kez türkiye'yi ziyaret ettiğinden bahsetti. babamla konuşmamdan türk olduğumu çıkarmış. kendisi ve yanındaki erkek arkadaşı israil'den turistik amaçlı gelmiş.

    kızla konuşmaya devam ettik, çocuk ise neredeyse hiç konuşmuyor ve bizi dinliyordu. kız, babasının işine 1.5 yıl öncesinde türkiye tarafından son verildiğini, babasının ankara'daki konsoloslukta üst düzey bir yetkili olduğunu ancak o dönem türkiye-israil ilişkileri gergin olduğu için apar topar israil'e geri yolladığından ve türkiye'den ve insanlarından nefret ettiğinden bahsetti.

    son cümlesi biraz canımı sıkmıştı. sakin bir şekilde ona ingilizce olarak "bu iki hükümet arasında bir durum.beni suçlamanı gerektirmez. insanlar üç aşağı beş yukarı aynıdır. nefret çok güçlü bir duygu kaldı ki senin bizden nefret ettiğini düşünmüyorum ve aldığın alkol miktarından dolayı bu talihsiz sözleri ettiğini varsayıyorum" dedim. bana cevap olarak "defol git pis türk. bu süslü laflarınla beni kandırabileceğini mi düşünüyorsun? babam senin gibiler yüzünden şu anda tel aviv'de bir psikiyatri kliniğinde yatıyor. psikolojisi bozuldu adamcağızın. o yüzden bir an önce burayı terk et ve gözüme gözükme aşağılık herif" dedi.

    yanındaki çocuk gülerek izliyor, tek kelime etmiyor ve son sözlerinden sonra sevgilisini alkışlıyordu. sinirden patlamak üzereydim ve biramdan bir yudum daha aldıktan sonra " baban adına üzüldüm ama eğer baban hasta ve psikiyatri kliniğinde yatıyorsa bu yanındaki ibne kılıklı ile burada tatil yapmak yerine babana destek olman gerekmez mi? benim sizinle bir sorunum yoktu ama şu anda oldu.eğer bana az önce dediğin gibi 2 dakka içinde burayı terk etmezseniz buraya üç tane filistinli arkadaşımı (tamamiyle fake.hiç filistinli tanımam) çağırıcam ve size tatilinizi zehir edecekler" dedim.

    bir dakka içinde orayı tekettiler, arkalarına bile bakmadan. aslında sonradan biraz üzüldüm ama beni bu şekilde konuşmaya onlar zorlamıştı. yani ayarı sağlam vermiştim.