resim dersinden bir alan öğrenci

  • anılarımı depreştiren başlık.

    ben doğuştan solağım; ancak dindar babaannem sağ olsun, günah diye sağ elimi kullanmaya zorlamış, annem bir iki karşı çıkmış ama tabi susturulmuş, babam bu durumu hiç s.klememiş (geçen konusu açıldı hatırlamıyor bile, öyle alakalı bir baba) benim de hayatım zorluklarla dolmuştu. okumayı okula gitmeden çok evvel öğrendim; ama yazmayı beceremiyordum. sol eli kullanmanın günah olduğuna ben de inandığım için yalnızken bile sağ elimi zorluyordum. çektiğim sıkıntıları bir ben biliyorum. sırf elimi kullanmayacağım diye matematik sorularını aklımdan çözüyordum, çünkü yazmaya çalışınca çok zaman kaybediyordum ya da yanlış yazıyordum. elime resmen laf geçiremiyordum. öss dahil devam etti bu alışkanlığım, kitapçık incelenince işlem sayısı az bulunur da kopya çektiğim düşünülür diye, soruları cevaplamayı bitirince artan zamanda kitapçığın sağına soluna yalandan işlemler yazmıştım, halime bak ya, ne saçmalıklar yaşadım. neticede her iki eliyle de doğru düzgün yazamayan biri oldum çıktım, neyse ki bilgisayar teknolojisi gelişti de el yazısıyla yazmaktan kurtuldum.

    düşünün iki satır yazmayı beceremeyen bu velet bir de resim yapacak. herkese eğlence olan ders, benim kabusum oldu.

    ben anadolu lisesine 5. sınıftan sonra giren nesildenim. kendince işini çok ciddiye alan bir resim öğretmenine 11 yaşındayken denk gelmiş ultra beceriksiz olarak ilk notumu almamla beraber, sonraki 7 yıl resim derslerinden kurtulmamı sağlayacak stratejiyi geliştirdim. sınıfın en iyi resim yapan öğrencisiyle anlaştım. ve tam 7 yıl boyunca ben onun kompozisyon ödevlerini yaptım, o da benim resimlerimi yaptı.

    ateist olmamın yolunu açan babaanneme bir kere, resim yapmaya zorlayan eğitim sistemine iki kere küfrediyorum.

    dişlerimi de halen sol elimle fırçalıyorum, her nasılsa dişimi hangi elle fırçaladığımı hem babaannem hem de ben gözden kaçırmışız.