previously on denince akla gelen ilk dizi

  • lost ve prison break demeyen camdan atlasın*

    michael scofield'in sesiyle

    edit: video eklendi.

  • (bkz: prison break)

    aksini iddia eden vurduruyordur.

    şaka şaka.

  • kesinlikle lost. genellikle hbo yapımlarında çok kullanılıyor bu giriş.

  • lost demeyen cindir.

  • tabii ki (bkz: lost)

    https://youtu.be/eq-p_di2nsc

    edit: link eklendi.

  • previously on lost en kesini bu bende

  • 2007 senesiydi heralde. yabancı dizi izleme kültürü henüz yok. daha oturmamış. yok yani daha böyle bir kavram. televizyon haricinde yok henüz.

    herkesin ağzında dönüyor bir lost. "sen lost izliyor musun?" en popüler soru o dönem. lost izliyor olmak yavaş yavaş statü göstergesi olmaya başlamış. ama benim hiçbir şeyden haberim yok. en son izlediğim dizi 80'lerin sonunda çocukken, mariana luiz alberto. zenginler de ağlar.

    böyle güzel bir ortamdayız. yeni kişilerle tanışıyorum. şöyle yazılımcı, böyle nasaya giresi, atıyorlar tutuyorlar benim için. mk bir tanesi geldi sordu ki, “lost izliyor musun?”. dedim izliyorum. ama yalan. bilmiyorum ki o nedir? ama çok duymuşum. diyorum alla’m ne olur bu kişi bana bu şeyle alakalı başka bir şey sormasın. nolur, nolur, nütfen... gidip bir sürü rekat namas kılıcam evde nolur sormasın.

    neyse... "güzel di mi" dedi. "evet" dedim kaçtım kahve yapmaya.

    eve geldik. hemen koştum geçtim bilgisayar başına başladım google da aramaya. “lost nasıl izlenir?” diye. ulan ben zannediyorum ki. lost diye bir devrim yapılmış dizi sektöründe. bir aparatla falan izleniyor heralde. hani bilgisayara aparat takıyorsun o lost oluyor ve izliyorsun bunu. bu başka bir şey. bu bizim o zamana kadar bildiğimiz dizi kavramından farklı bir şey. bilmediğim bir şey olduğundan da nedir ne değildir hiçbir fikrim yok. ama biliyorum ki bu şey böyle ekranın karşısına geçip öyle izlenmiyor. bu başka bir şey olmalı. acaba yurtdışından bir aparat mı getirtiyorsun izlemek için. her şeyi düşünüyorum tabi. ne olabilir? diye.

    lost nasıl izlenir yazıyorum saatlerce aradım yok çıkmıyor hiçbir şey. diyorum analarını s...yim bunların. nasıl istemiyorlar ki herkes izlesin.

    kimse bir şey paylaşmamış. halbuki lost izle yazsam görücem ne olduğunu. ben arıyorum ki; "lost nasıl izlenir". doğal olarak da çıkmıyor hiçbir şey. sıkıntının anlaşılması için söylüyorum en son "lost izlemek nedir?" diye bile arama yaptım. özel gözlükleriyle izlerken heralde kendini okşuyorsun, götünün yanaklarını mı ayırıyorsun bir yandan? ne olabilir ki? her şey geliyor aklıma işte.

    sonra iyice merak etmeye başladım. bu lost nedir lan? aradım kuzeni sordum. dedim, "sen lost izliyor musun?" ağzından laf alıcam bir şey çaktırmadan. "yok". dedi abi izlemiyorum ama bir kere aradım ulaşamadım. dedim yurtdışında mı aradın? yok dedi türkiye’deydim.

    kafamı iyice karıştırdı.

    abi hiçbir fikrim yok. vallahi yok lan fikrim deliricem. hatırlayın o dönemi. lost, bu popülaritede ilk dizi bu kadar konuşulan. hani sanki devrimmiş gibi başka birşeymiş gibi konuşulan bir şey.

    4 ya da 5.kişide izleyen birisini buldum. o da başka bir kuzen. izliyormuş. sordum dedim, “izliyor musun?”. dedi “izliyorum?”. nasıl izlenir? diye sordum. “torentten indir izle abi” dedi. “indirip mi? “ dedim. “ indirip abi” dedi. “o kadar mı?“ dedim. “evet abi.“ dedi. “bu kadar yani” dedim.

    “evet abi de sen ne yapmak istiyorsun tam olarak? yani indirip ne yapacaksın. sen diyor indirip izlemekten başka bu amına kodumun dizisiyle ne yapmak istiyorsun abi? abi bak bu dizi. indirip izlenir. sen bir şey mi ima etmek istiyorsun ben anlamadım ne istiyorsun? ne yapacaksın. tamam işte abi indir izle. gerizekalı gerizekalı sorular soruyorsun abi. ne demek istiyorsun? ne istiyorsun sen?” kayış koptu bunun. işi vardı heralde ya da başka bir şeye sinirlendi benden aldı hıncını.

    küfür etmeye falan başladı burada çünkü içinde bulunduğu duruma anlam veremiyordu. karşısındaki kişinin ne yapmak istediğini anlayamıyordu. hayata falan küfür etti çok. bahtına şansına. neyse tamamdır dedim indirip izlicem. kuzen aydınlanmadan kapattık telefonu.

    indirdim izledim. sonra prison break, sonra the 4400 falan. lost ama ilk aşk gibi, ilk öpüşme gibiydi. hani unutulmaz ve hep ararsın ya. her izlediğim dizide hep lostu aradım.

    diyeceğim o ki. izledikten sonra anladım ben de. o kadar konuşulması için devrim yapmasına gerek olmayan bir diziydi. kendisi bizzat devrimin kendisi idi.
    lost’tu. lost’tur.

  • gelmiş geçmiş en iyi dizidir.

    çünkü bu cümle sabırsız bekleyişin son bulmasıdır. nihayet başlamıştır, kafalardaki sorular cevap bulacaktır. ya da o sorulara yenileri eklenecektir. ne olursa olsun o cümlenin yaşattığı hissiyatı artık hiçbir dizi veremeyecektir.

    previously on lost