pkk'lıların insanı zorla rte destekçisi yapması

  • aslında rte'nin bu toplumu iyi tanıdığını gösterir.

    olay şöyle oldu. rte ilk iktidara geldiği zaman cumhuriyet tarihi boyunca kemalist geçinen bir takım zevat yüzünden mağdur edilmiş belli bir toplumun temsilcisi gibi görünüyordu ve mazlumdu. neticede sincan hadisesi, devlet dairelerinde dindarlara uygulanan baskı, üniversitelere sokulmayan tesettürlü kadınlar ve hep tehlike olarak lanse edilen irtica algısı yüzünden dindar zümre hep baskı altındaydı. belli oranda değil gerçek manada mağdur edilmiş bir kesimdi ve rte öncesindeki erbakan gibi siyasilerde bu baskıdan nasiplenmişti.

    kendini kemalist olarak tanımlayan elit bir tabaka toplumu her zaman yönetmeye çalıştı ve yönetmeye çalışırken hep tepeden baktı. toplumu; ehlileştirilmesi, medenileştirilmesi gereken koyun sürüsüymüş gibi değerlendirdi. maalesef ülkemizin kadük demokrasisi topulumun her kesimini mağdur etmek için adeta biçilmiş kaftan gibidir öyle ki, gün geldi kemalistleri bile mağdur etti. yani bu öyle bir demokrasidir ki! o an yöneten zümre için cennet bahçesi o zümreye karşı olan kesim içinse cehennem kapısı gibidir. işte bir dönem ülkeyi yönetenler cenneti yaşarken sonra cehenneme intikal ettiler. cehennemdekilerde cennete geçit.

    tayyip erdoğan ilk iktidara geldiği zaman ezilmiş ve mağdur edilmiş biri olarak öteki mağdurları anlamaya çalıştı belki konjonktür gerektirdiği için belki de gerçekten çözmeye çalıştığı için darbe dönemleri sonrası yaratılan bir algıyı kırıp kürt sorunu vardır dedi ve çözeceğiz dedi. bu dönemde toplumun hafızasında kötü yer edinmiş ya da hep açık kalan yaralara adeta merhem sürer gibi bir takım açıklamalar yaptı. örneğin dersim katliamı dedi, idam edilen gençleri andı, faili meçhulleri araştırdı, ohali kaldırdı, haksızlığa uğramış dindar kesim için bir takım adımlar attı, ahmet kaya, nazım hikmet'i andı, idam edilen ülkücü gençlerin mektuplarını okudu, sürgünde olan bir takım insanları yurda davet etti vs. içeride bunu yaparken dışarıda ise filistin dedi, kıbrıs, ermeni sorunu için bir takım adımlar attı, komuşlarla sıfır sorun anlayışını benimsedi.

    fakat gel zaman git zaman tayyip değişmeye başladı. ya da gerçek hali zuhur etti. öncellikle tayyip erdoğan karakteri şöyledir, birine bir şey verirse o kişiden ölümüne bağlılık bekler. yani mesela tayyip erdoğan kürt sorunu var dediği için bütün kürtlerin ona tabi olmasını ister. çünkü ona göre o kürtlerin kudretli lideridir. bu benim şahsi görüşümdür şöyle düşünüyorum eğer kürt siyasi hareketinin temsilcileri, öcalan ve kandil tayyip erdoğan'a biat etseydi biz bu gün 1.000 küsür akademisyeni değil karayılan'ın meclise girip girmemesinin etik olup almayacağını veyahut kanton amed'i tartışıyor olurduk. bu da bazı yavşak milliyetçilere kapak olsun. akan bu kan öyle vatan millet için akmıyor, siz aptallar balık hafızalılar, mars ve hindistan mesafesini ölçemeyenler öyle olduğunu düşünebilirsiniz ama toplumun duyarlı kesmi, okuyanı, araştıranı gözlem yapabileni bütün her şeyi çıplaklığıyla görüyor.

    tayyip erdoğan'ın 2-3 kırılma anı oldu. biri gezi, öteki mit, dersahane tartışması sonrası oluşan cemaat gerilimi ve öteki seni başkan yaptırmayacağız hadisesi. tayyip siyasete ilk girdiği yıllarda ordu ile hesaplaştı. bu hesaplaşmaya gelecek tepkileri yıllar içinde ordu tarafından mağdur edilmiş toplumun belli kesmini yanına alarak savuşturdu. bu hesaplaşmayla aşırı cumhuriyetçi keskin kemalist tabakayı eritti, güçsüzleştirdi ve maalesef buna karşı durabilecek kitle de hala 1920-30'lu söylemler hareket ettiği için 2010'un dünyasında iş göremez hale geldi. yaşam standardı ve bakış açısı olarak modern gibi duran fakat ne yazık ki fikirsel anlamda çok arkaik olan bu kitle yenildi. sonuçta tayyip ilk kavgasında zaferle çıktı. bu işi de cemaatle birlikte çözdü. sonra cemaatle arasına kara kedi girdi. malum konular sebebiyle. cemaat ve akp birbirine uzak kavramlar değildi. akp cemaatle kavgaya girişince bir takım eski soruşturmaları görüntü olsun diye cemaate yıktı. cemaatle kavganın hem zor hem de basit yönleri vardı. bana göre cemaatte bir elitler kulübüydü. halka inememiş bir hareketti. gücünü devlet kademelerine sıçrayarak elde etmişti. ticari kanallarla halkı etrafında toplamıştı. fakat halktaki karşılığı çıkar ilişkeliri üzerine dayalıydı. basit kısmı buydu. halk desteği yoktu. zor kısmı devlet içinde üst mevkilere tırmanan kişileri ekarte etmekti. ama iş oraya gelene kadar akp zaten güçlenmişti. zayıf dönemlerinde cemaatten aldığı destekle ordu ve devlet kurumlarında olan kemalistleri eleyip kendisi yerleştiği için cemaate operasyon çekmek daha basit oldu. bir de şu var cemaate tepkili olan bir çok insan da vardı ve akp bunların da desteğini kazanıp bu kavgadan da zaferle çıktı. fakat bütün bunlara rağmen cemaatle giriştiği kavgadan yaralar aldı. 17-24 aralık soruşturmaları akp'yi zayıflatma eğilimi gösterdi. toplumda şüpheler oluştu. milliyetçi kesim çözüm zürecinden dolayı tepki gösterdi, kemalist kesim ise zaten rahatsızdı. bütün bunların üstüne bir de demirtaş seni başkan yaptırmayacağız deyince film iyice koptu ve nihayet haziran seçimlerinde akp iktidardan düştü.

    işte tam bu noktada tayyip erdoğan 3 gün eve kapandı tahminlerime bütün danışmanlarını topladı ve bir senaryo üzerinde çalıştılar.

    hepiniz gerizekalısınız ama en gerizekalı milleyetçiler için bilal'e anlatır gibi anlatayım. tayyip iktidarı kaybetti. destek veren herkesle artık sorunlu. milliyetçiler rahatsız. kemalistler rahatsız 2. cumhuriyetçiler rahatsız, cemaat rahatsız ve kürtler desteğini çekti. ve tayyip bu noktada çok zekice bir hamle yapıp çözüm sürecini bitirdi. bu hamleyle mhp'yi 3-4 puan birden aşağı indirdi. haziran ve kasım ayı arasında kürtlere uyguladığı şok şiddetle muhafazakar ve daha az bilinçli olan kürtler üzerinde ters etki yarattı ve onların da oyunu aldı. rte'ye ölümüne düşman olan bir takım kemalist, ulusalcı kesimden dahi destek görmeye başladı. mhp etkisiz eleman oldu. çünkü kürt meseli ve pkk bu ülkenin en zayıf noktasıdır. toplumun tümünü yanına çekecek gücü elde edersin. şehit, bayrak, vatan, namus, şeref edebiyatı siyaseten kazanç getiren bir söylemdir ve tayyip tam olarak şu an onu yapıyor. işte bu başlığı açan arkadaşın durumu bundan ibarettir. bu kişi sensin, tayyip erdoğan'a can veren sensin. durum budur.

    gelelim son kavganın sonucuna. maalesef bu kavga ötekiler gibi sonuçlanmayacak. tahminime göre rte toplumu başkanlık için referanduma götürecek ve o döneme kadar bu pis kavga devam edecek. bir sürü insan ölecek. sonra allahın izniyle %60 gibi bir oranla tayyip başkan olacak ve bir kaç ay sonra tekrar masaya dönülüp özerklik, kanton vs. gibi planlar yapılacak. o zaman belki siz senizi çıkaracaksınız ama muhtemelen gazeteler sizin hakkınızda kötü şeyler yazacak başkan ayar çekecek belki hakkınızda soruşturmalar açılacak. bundan bir kaç yıl önce "güçlü bir türkiye kantonlardan" korkmamalı diyen adamın fikirleri ne kadar değişebilir.

    sonuçta bu paradoksu siz yaratıyorsunuz.

    yazıma son verirken şunu söylemek istiyorum. topunuzun...