peugeotturkiye

  • degerli peugeotturkiye kurumsal eksisozluk hesabı yoneticisi

    (bkz: #77473876) başlığının yazarı olarak bu bölümde size yazıyorum. umarım bu hesabı yöneten kişi bana başlığı açmaktan başka çare bırakmayan malum çalışanınız değildir. öyle ise bile boşa yazıyor değilim başlığa ilgi gösteren yüz binler var çünkü.

    derdimi bu yazı sorası beni arayan üst düzey yöneticiye de anlatmaya çalıştım ama insanlar yönetici olup kademe atladıkça daha az dinlemeye ve daha çok anlatmaya başladıklarını pek fark etmiyorlar. bu mağduriyetin baş rolündeki kişi ben olamama rağmen görüşme karşı tarafın kendisini ve markasını anlattığı bir monolog şeklinde geçmişti. ama zaten işler ve marka türkiye'de anlattığınız şekilde yürüyor olsa ne bu şikayet olurdu ne de bu kadar ilgi görürdü.

    çok kolay anlayabileceğinizi sanmıyorum ama ben bu şikayeti yazarken büyük acılar çektim. insanın evladını mahkum etmesi gibi. çok küçük yaşlardan itibaren peugeot hayranıyım.hayranlığım amcamın hollanda'dan getirdiği peugeot bisiklet le başladı. henüz ortaokul öğrencisi iken aynı gazeteden her gün iki tane alarak kupon biriktirip kırmızı 205gtı çekilişine katılmam dün gibi. 25 yıl geçmiş... eminim şu an peugeotturkiye'deki pek çok yönetici bile bunu hatırlamıyordur. eniştem wolksvagen ve peugeot tercihi arasında kalmıştı ve onu ısrarla 306 almaya ikna etmiştim sene 1997 idi. 1999'da 106 mızı aldık. 106 quick silver'ı enyakın arkadaşıma aldırdığımda ise 2001 idi sene. her yıl yeni bir peugeot alarak ya da aldırarak yıllar geçti. bu arada 206 wrc rally parkurlarında başarıdan başarıya koşuyor biz gururlanıyorduk. luc besson'un taxi filmi ise bizi hem eğlendiriyor hem aslanı perdede görmenin gururunu yaşatıyordu. aslan hayranlığı ile geçen yıllar boyunca etrafımdaki pek çok kişiyi de aslan sahibi yapmıştık....aslında aidiyet ve sadakat duygusunu biraz olsun canlandırabilmek için girdim geçmişe. yani öyle olsam bile ben kendimi her hangi bir araç sahibi gibi görmüyordum çünkü bence ben her hangi bir markayı kullanmıyordum.

    şikayete konu olan aracımı o kadar çok seviyordum ki satmaya kıyamıyordum. ve kardeşime eğer sen bu aracı alırsan ben de yeni çıkacak olan 3008suv'u alacağım dedim. zaten peugeotturkiye'de araçların alım-satım tarihlerini görebilir. ve 3008suv'u kimse tanımadan bu sükseyi yapmadan 31 ekim tarihinde aracı aldım. araç ile ilgili bütün ödemelerimi 31 ekim tarihinde bitirdim ancak aracı çıkarabilmek için sigorta yaptırmam gerekiyor, trafik ve kasko için gerekli para için ayın 2. gününü bekliyorum. ikibin lira gibi bir para gelecek ve bu işlemleri yaptırıp aracımı bayiiden çıkaracağım. işte böyle bir zamanda 2.500tl sabit müşteri indirimim gasp edildi.
    peugeotturkiye ile hem bu durumu hem de yaşadığım diğer problemi defalarca defalarca görüştüm. sadece geçiştirildim ya da sakinleştirildim. kayıtlarda defalarca söylediğim yazılı olarak da ifade ettiğim şu cümle bende çok anlamlı ve acıdır *ben peugeot'yu ailem gibi görüyorum. basına yansıtma gücüm var. lütfen bu işi kendi içimizde çözelim. markaya zarar gelmesin.* bu serzenişimi hep kuru gürültü gibi görüp ciddiye almadınız. konu ile ilgili yayınladığınız bültende ifade edildiği gibi -müşteri sesine kulak verme durumu asla olmadı, keşke olasaydı- çaba sizin tarafınızdan olmadı, keşke olsaydı. bu durum yüz binlere ulaşmadan önce gördüğüm muamele üzülerek belirtiyorum ki müşteri muamelesi değildi.
    buradaki kriz sadece ilgili kişinin görevini yapması ile çözülebilecekken ülkenin gündemine oturunca önemsendi.

    kendi meselem olan sadık müşteri indirimi gasbını sineye geçmişken kardeşime verdiğim araç ile ilgili tavır tuz biber oldu.benim bu ısrarlı takım tutar tavrım kardeşime de sebep oldu diye düşündüm. yaşanan olay ile birlikte aidiyet duygusu da taraftarlık da çocukluk anıları da yerini sadece hakkını arama duygusuna bıraktı.
    iddia ettiğiniz gibi konu tüm detayları ile incelenecekse 31 ekim 2016 tarihine, 3008suv aldıktan sonraki yazılı ve telefon ile olan şikayetlerime ve tarafınızdan gelen cevaplara bakınız.

    müşteriyi gerçekten dinlemeden, haksızlığı gidermeden, şikayeti o an etkisiz hale getirerek ertelediğiniz sorunlar büyüyerek geri dönerler. şu an yeterince ses getirmiş bu olayı bir şekilde tatlıya bağlamış gibi bir manzara oluşsa da müşterinizi dinlemekten, talebini sormaktan ve memnuniyetini sağlamaktan korkmayınız. yoksa her servis sonrası *mutlaka bize 10 puan verin* diyen, 10 puanı hizmetle değil de sözle almaya çalışan servislerinizden bir farkınız kalmaz.

    bu güzel araçları üreten emekçilere ve mühendislere tekrar belirtmek isterim ki yaptığınız ürünler gerçekten güzel ama türkiyede hizmet anlayışı hala sıkıntılı.

    destek olan herkese teşekkürler