pazarda yapılan korkunç covid-19 röportajı

  • müthiş bir video! kimlerle, ne tür cahil karabudunlarla aynı topraklarda yaşadığınızı görünüz. farkına varınız... varınız ki seçim günü geldiğinde heyecanlanmayınız!

    türkiye'nin nüfusu 82 milyondur ama türkiye'de ağzı, burnu ve de beyni düzgün, oturmasını kalkmasını konuşmasını bilen, kurallara riayet edip etmediğinde ne tür sonuçlar doğuracağının muhakemesini yapabilecek kadar zeka seviyesine sahip, toplasan 3-4 milyon insan vardır.

    geri kalanı ise bildiğin kurukalabalıktır. modern olamadan post-modern olmaya çalışıp arafta kalmış cahil sürüsüdür.

    edit - "modern olamadan post-modern olmak ne demektir" diye mesaj atıp duruyorsunuz... aynı toplumda; bilgisayara taklalar attıran z kuşağı bacaksızlarla, gerdek gecesi iman tahtasına hart diye çöken y kuşağı çember sakallının karısının sabaha kanlı çarşaf asmasıdır.

    bir bireyin kafasını örtüp kıçını açmasıdır. kara çarşafın içine meme uçları ve apışarası deliği açıkta bırakılmış iç çamaşırı giymesidir. çarşaf giyenin sinema karanlığında konuştuğu çocukla yiyişmesidir.

    kızını bir çocukla elele tutuştuğu için öldüren babayla, uyuşturucu kullanan eşcinsel fahişe'nin aynı mahallede yaşamasıdır.

    denize girip “aburruuu böbüürrü” diye sesler çıkaran ve uzun eşek oynayan kıllı gudubet ayı ile usulca bir kenarda kitabını okuyup güneşlenen entelektüel şahsın aynı sahilde buluşabilmesidir.

    en sevdiği tatlı "kerhane tatlısı" diye tabir edilen, glikozlu kepazelik olan "beyinsiz" ile makarnaya ne tür değişik bir sos yaparım diye düşünüp video izlemekten şef seviyesine gelen kardeşimizin aynı ülke çatısı altında mutfağa girmesidir.

    "father-figure" arayışını şeyhini bularak sonlandırmış, dübürünü dövdüren ve el ayak öpen "embesil" ile ufacık bir laboratuvarda imkansızlıklarla ve parasızlıkla bilim için çalışmaya çalışan hevesli yeni mezunun aynı topraklarda yaşamasıdır.

    biri geride kalmış, öteki fazla ileri gitmiş. biri ilkel kalmış, diğeri modernlikte sınıf atlamış. arada uçurum oluşmuş. toplum arasındaki bağlar kopmuş.

    bu kültür çorbası, hem yüzde yüz doğulu ya da yüzde yüz batılı olamamakla, hem de modern olmadan post-modern "takılmakla" mümkündür.

    işte türkiye gerçeği budur.