oy ve ötesi

  • şu an %90 akp seçmenin oy verdiği bir okuldan yazıyorum ve sandık başkanından akp müşahitine kadar kelimenin tam anlamıyla bizden tırsıyorlar. bilgili insan olmanın ya da kanun nizam bilme ihtimali gerçekten insanların hareketlerini çok değiştiriyor.

  • 3 seçimdir genellikle sarıyer ve beşiktaş bölgesinde forumcana gönüllü oluyoruz. daha güvenilir geçmesi gereken bu bölgelerde bile karşılaştığımız sorunlar şunlar:

    - 142 ile mükerrer oy atımı
    - fiziksel engellilere yardım için sandık başkanının kabine girmesi
    - zihinsel engellilere yardım için akrabaların kabine girme çabası, duvarlara mühür vurunca da "anne x partiye basacaktın" çığlıkları
    - evde sayılıp, damgalanıp gelen pusulalar
    - pusula ile atılan oy tutmayınca ne yapılması gerektiğini bilememe
    - mühürlenmeden ysk'ya gönderilen çuvallar
    - kabinde fotoğraf çekimi
    - pusulayı "partilere oy basacaksınız" diye anlatarak bağımsızları hiçe sayan sandık başkanları
    - yanlış kullanıldığı iddia edilen oya yeni pusula veren sandık kurulu

    bunlar hatırladığımız ve dilekçe yazdığımız usulsüzlükler.

    birçoğumuz avukat olmadığımız halde kanuna hakim olduğumuz için avukat sanılmamız ve tüm parti temsilcilerinin görüş almak için oy ve ötesi okul sorumlularına başvurduklarını da eklemek gerekiyor. burada özgüven, seçime olan hakimiyet ve öfke kontrolü oldukça önemli. aramıza yeni katılan arkadaşlar, eğitimlere düzenli katıldığı ve dersine iyi çalıştığı takdirde bu özgüveni sağlamaması için hiçbir sebep yok.

    oy ve ötesi'nin ilk katıldığı yerel seçimlerde tehlikeli diye nitelendirdiği sarıyer'i artık güvenilir bölgeler arasında sayması tesadüf değildir herhalde.

  • 7 haziran seçimlerinde sorunlu bir okulda görevliydim. önce beni sınıfa bile sokmak istemedi sandık başkanı ve kuruldakiler, herkesten erken gitmiştim. sabah oy pusulalarını sayan akpli teyze hatalı sonuç çıkardı, başkan'a güler yüzle ve nazikçe pusulaların sayılması için yardımcı olmak istediğimi söyledim, akpli teyze itiraz etti, başkan kabul etti. o da ne? pusulalar tamdı! oy verme işlemi başladığında başkan'ın ve kurulun sempatisini kazanmaya başladım.

    1-2 saat geçti, o süre içinde bile birçok soruna sadece elimdeki yönetmeliği başkana ve kurula göstererek müdahale ettim, yine nazikçe ve gülümseyerek. ve müdahalede bulunduğum her durumu kabul ettiler. akşama kadar onlarca defa yönetmeliğe başvurarak insanların oylarını kurtardık. kimisi hdpliydi, kimisi chpli, kimisi akpli... yan sınıftaki sandıkta bile kuşkulu bir durum olduğunda gelip bana sormaya başladılar (ki aslında yan sınıftaki oy ve ötesi gönüllüsü arkadaşım eğitmişti beni eğitimlere katılamadığım için. ama ben cinsiyet, boy ve sevimlilik avantajını kullandım sanırım, ahahah n'aber bob?).

    uzatmayayım. günün sonunda 1 parti üyeliği ve 1 evlilik teklifi alıp, ikisine de nazikçe hayır diyerek tutanağı okul sorumlusuna teslim edip eve döndüm. chp, mhp, hdp ve hatta saadet partisi'nin sandık kurulu üyeleri, bina sorumluları gelip ayrı ayrı teşekkür etti. cidden kuş sütüyle beslemedikleri kaldı. saadet partili amca çakısıyla kestiği elmadan ikram ediyor, chp okul sorumlusu kavurmalı sandviçle ayran yolluyor, mhp okul sorumlusu oy vermek için kendi sandığıma giderken haber vermediğim için kızıyor, araba tahsis edip zahmetsizce gidiş gelişimi ayarlayabileceklerini söylüyordu...

    oy ve ötesi herkesin hakkını savunan bir oluşum. bu kadar tarafsız olması da insanları etkiliyor. son dakikada sandığa gelip seçmen kağıdı ve ehliyetiyle oy kullanmak isteyen çarşaflı kadına herkes itiraz ederken, siz yönetmeliği göstererek o kadının oyunu kurtardığınızda, oy verdikten sonra gelip sizin boynunuza sarılıp "allah senden razı olsun kardeşim" ağlıyor.

    bizim sandık kurulu başkanı gümüş yüzüklü bir adamdı. seçim bittikten sonra çok hoş bir konuşma yaptı. oy ve ötesi'ni ilk defa duyduğunu ama yapılan işten çok etkilendiğini, adalet ve demokrasinin herkes için gerekli olduğunu hoş bir dille anlattı.

    oy ve ötesi'nde gönüllü olun arkadaşlar. gönüllü olduğunuz sandıktakiler nereden geldiğinizi bilmedikleri için önce biraz kuşkuyla yaklaşacaklar ama insan ilişkilerinde iyi, güler yüzlü ve yaptığınız şey hakkında da bilgiliyseniz hepsi size saygı duyacak sonunda. insanlar taraftarlara o kadar alışmış ki, biri çıkıp adalet dediğinde ve bunu herkes için istediğinde önce afallayıp sonra da bağırlarına basıyorlar... sonrasında yaşayacağınız iç huzuru, iyi bir şey yapmış olma duygusu ise tarif edilemez. hangi parti kazanırsa kazansın, iyi bir şeyin parçası olarak siz kazanmış olacaksınız.

    gönüllü olun.

  • bu kadar zararsız bir organizasyonu canhıraş eleştiren adamı araştırın, oy hırsızı çıkacaktır.

  • klavye delikanlıları değil,
    sandık delikanlılarıdır.

  • dört yılda bir siyaset yapanların tekkesiymiş.

    tek gündemi siyaset olan, herkesin taraf olduğu bir ülkede siyasetin yönünü belirleyen hükümet seçimlerini denetleyen tarafsız tek oluşumdur. biz o 4 dört yılda bir dediğin zamanlarda da siyaset yapmıyoruz iyice boka batan siyaseti düze çıkarmaya çalışıyoruz.

  • son 2 seçimde gönüllü olarak çalıştığım, yarınki seçimde de çalışacağım oluşum.

    yarın ilk kez bu görevi yapacaklara neler yaşayacaklarını kendi deneyimlerimle anlatmak istiyorum.

    birbirini hiç tanımayan, farklı görüşlerdeki insanların yalnızca seçimlerin adaletli olmasını istedikleri için takım halinde nasıl canla başla çalıştığını göreceksiniz.

    sandık başkanı ve kurul üyelerinin seçime hazırlıksız geldiğini, aldıkları sandık eğitiminin yetersiz olduğunu ve herhangi bir durumda kitapçığı açıp okumadan müdahale edemediklerini göreceksiniz. sandık başındaki en bilinçli kişinin kendiniz olduğunu ve oy ve ötesi eğitimlerinin önemini anlayacaksınız.

    akp'nin ne kadar organize çalıştığını ve diğer partilere göre çok daha kalabalık bir ekiple orada bulunduğunu göreceksiniz. diğer partiler kendi temsilcilerinin yanına bile uğramazken, akp'nin sandık başında duran her temsilcisiyle ayrı ayrı nasıl ilgilendiğini göreceksiniz. bir an aklınızdan "adamlar çalıyor ama çalışıyor" cümlesi geçecek, sonra ben ne diyorum yahu diyerek silkelenip kendinize geleceksiniz.

    eğitim seviyesi yüksek bir semtte görevliyseniz, eğitimli insanların oy kullanmayı bilmediklerine çok şaşıracaksınız. kabin içerisinden "yanlış yere bastım, bir pusula daha alabiliyor muyum?" diyen insanlara sinirleneceksiniz.

    eşi için "o bilmez, ben de onunla gireceğim" diyen adamı göreceksiniz. o adama, eşinin de bir birey olduğunu anlatacaksınız ve bunu yaparken utanacaksınız. kadın, kabine tek başına girerken sizinle göz göze gelecek, ne demek istediğini anlayacaksınız.

    ellerinde kalemle gelenler olacak. bir yerlerde "ysk'nın kalemleri siliniyormuş, kendi kaleminizi yanınızda götürün, imzanızı onunla atın" diye okudukları için kendi kalemleriyle imza atmak isteyecekler, izin verilmediği zaman da bir süre mücadele edecekler. o insanların korkularını göreceksiniz.

    90 yaşındaki bir teyze oyunu sandığa attıktan sonra size bakıp "ben göreceğimi gördüm ama sadece sizin geleceğiniz için oy kullanmaya geldim bu hasta halimle" diyecek.

    ilk kez oy kullananan gençlerin heyecanını, gözlerindeki umudu göreceksiniz ve gülümseyeceksiniz.

    insanların tedirginliğini göreceksiniz. giderlerken "oyumuz size emanet" diyecekler.

    oylar sayılırken sınıf kapısındaki kalabalık bazen müdahale edecek, tartışmalar yaşanacak. o kalabalığı görünce aslında ne kadar az olduğunuzu bir kez daha anlayacaksınız.

    okuldan çıkarken oy ve ötesi'ndeki diğer sandık gönüllüsü arkadaşlarınızla sohbet edeceksiniz ve çoğu "bir daha asla bu işi yapmam" diyecek ama bir sonraki seçimde yine geldiklerini göreceksiniz. *

    gece yarısı eve dönüp televizyonu açtığınızda balkon konuşmasıyla karşılaşırsanız hüngür hüngür ağlayacaksınız. karşılaşmazsanız ne yapacağınız konusunda bir fikrim yok, henüz o duyguyu ben de yaşamadım.

    nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, seçimlerin adil yapılmasına küçük de olsa bir katkınız olduğu için kendinizle gurur duyacaksınız.

    bunu yapmak zorunda olduğunuz bir ülkede yaşadığınız için de utanç duyacaksınız.

    ama yine de, iyi ki varsınız!

    hepimize kolay gelsin.