biliyorum gündem berbat ve biliyorum ülke ileri gitmediği gibi her geçen gün geriye gidiyor. yok yere masum insanlar ölüyor, masum olmayanlar ise krallığında 3 maymunu oynamaya devam ediyor.
biraz havayı dağıtmak istediğimden bu haberi paylaşmak istedim. dünyada aslında güzel şeylerin var olduğunu ve yaşanabilir bir yer olduğunu hatırlatıyor böyle olaylar.
otizm hastası küçük bir kızın abisi kardeşinin minecraft başında neden bu kadar zaman geçirdiğini anlamak ve minecraft hesabına göz atmak ister. gördüklerine inanamayan abi, kardeşine bu yapıtı paylaşmak istediğini söyler ve kardeşi de izin verir, ama sadece screenshot olarak. ne zaman ve nasıl başladığını sorduğunda "nisan ayında bir duvar örerek başladım ve hala devam ediyorum, o yüzden sadece bey oynayabilirim" demiş. hiçbir tutorial kısmına takılmadan, youtube'da herhangi bir öğretici video izlemeden, sıfırdan kendi yaratmış.
işte kızın kendi dünyasına kapandığı zaman ve başka bir dünyada var olmak istediğinde yaratmak istediği krallık:
krallığın girişi, duvarlar 500x500x12 boyutunda
krallıkta bulunan 6 ana mekana giden altın yol
krallıkta 4 köy bulunuyor ve her biri farklı bir ağaç tipiyle döşenmiş. meşe ağacı keresteler için.
tarım için çam
ordu için ormanlık
huş ağacı ise çeşitli meslek gruplarını ve soylu aileleri temsil etmek için kullanılmış
ve karşınızda kale
kalenin girişi
kalede iki tane balo odası var. ilki günün ilk ışıkları için
ikinciyse gün batımından sonrası için
ve büyük yemek salonu
türlü ocakları ve her çeşit malzemesiyle hizmete hazır
her çeşit dediysek ciddiyiz
okçuluk için alıştırma sahası
tüm ihtişamıyla kralın yatak odası
kaleye kuşbakışı
kalede yüksek makamda bulunan misafirler için ayrı, hizmetliler için ayrı odalar var. bunun yanında bir çok bahçe, demirci ve banyolar var. ve bir de hapishane
george martin'in eseri a song of ice and fire'da bulunan sky cell'lerden esinlenmiş
bir köşede böyle bir hayvan çiftliği...
... içi döşeli banyolar
... yemek salonu
... mutfağı
... ve salonu
muhteşem bir tiyatro binası
kulisi
sahnesi
daha bitmedi. oteller de düşünülmüş
tabii ki dayalı döşeli
asker koğuşu
iki ana mağazadan biri
bu mağazalar çam ve huş ağacı ile döşenmiş köylerde bulunuyor
her köyün bir okulu var
her köyün :)
ve her köyün hastanesi var
ve hasteneye ait ameliyat odaları
artı yoğun bakım üniteleri
kütüphaneler unutulmamış
kütüphane içerisi
havuzlar
hatta ormanlıkta gizlenmiş cadı evi bile
göletiyle birlikte
tarım alanlarında boydan boya ekilmiş sebze ve meyveler
bütün evler farklı yatak odaları, masalar ve dekorlara sahip. fakat bazıları için çok daha fazla düşünülmüş
süslü mermer girişleriyle
muhteşem mimarisiyle
eksta büyük yemek salonuyla
anlaşılan kendisi labirentleri çok seviyor
her labirentin girişinde zorluk seviyeleri yazıyor
mizah anlayışı da baya gelişmiş
baya :)
benim en sevdiğim kesinlikle piramit oldu
piramit içinde labirent. ben şaşırmadım
labirenti bitirdiğinizde lava üzerinde bir parkuruna geliyorsunuz
ve parkurun en tepesine çıkınca
burada kendinize ait bir kafa seçiyorsunuz
ve en son olarak tapınak. küçük kız tapınak hakkında "insanlar farklı yerlerde yaşıyor olsalar bile aynı yerde ibadet ediyorlar" demiş
biraz uzun oldu ama her biri gerçekten farklı bir dünya ve hepsi de göz alıyor. küçücük bir kızın böyle dünyalar yaratabilmesi üzerine otistik hastası insanların nasıl bir dünyası olduğunu az da olsa görebiliyoruz. otizmin tanımında "beynin işlevsel bozukluğu" yazar, keşke her bozukluk bu kadar güzel olsa ve biz de dünyanın böyle yaşanabilir bir yer olabildiğinin farkına varabilsek.
"obstacles are just opportunities in disguise."
kaynak: reddit
edit: uğraştım tüm tagleri düzelttim. imgur'a bir türlü yükleyemediğim için ve birçok kişinin de imgur ile sorunu olduğundan tinypic'e yükledim. ulan taglerle küfür ediyorsunuz da bu kadar mı ya? hasta olan kız değil, sizsiniz kesinlikle. şu başlıkta kıza hakaret etmişim, ondan özür dilerim kendi adıma.
saygılar.
:)