osmanoğlu hanedanı

  • ingiliz zırhlısına binip istanbul'dan kaçmadan önce, milli mücadeleyi örgütleyen mustafa kemal'in idam fermanını imzalayanlardır.

    son osmanlı ailesi ve vahdettin, türk halkına ihanet etmiştir. mustafa kemal'i idamla cezalandırıp, milli mücadelenin önünü tıkamak istemişlerdir.

    günümüzde ne kadar osmanlı sevdalısı varsa, aynı yolun yolcusudur. "keşke yunan galip gelseydi" diyecek kadar işbirlikçi ve haindirler. bugün iktidarın yanındalar. 20 yıldır akp iktidarına yanlayarak hüküm sürmektedirler. elbet gün gelecek, hepsi bugün savunduklarına da tukaka diyecektir. karakterleri budur.

    edit: gg olan kısımlar düzeltildi.

  • saltanat sevdalilarina islak ruyalar gordurmeye baslamis devrik hanedan...cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktir.

  • sevr anlaşmasını imzalayarak vatana ihanet etmişlerdir ve bu sebeple haindirler. hain değil diyen de ayrıca haindir.

  • hala atamiz diyenler var. hala onlari minnoş kedi gibi gosterenler var.

    evvela osmanoglu benim atam falan degil. türküm muslumanim hanefiyim maturidiyim ama osmanli atam degil.

    osmanli doneminde anadolunun ucra bir kosesinde ac sefil ve cahilce yasayan yoruklerin torunuyum.

    dedem 1908 yilinda toroslorda bir cadirda dogmus. ılk ezani 1923'de ataturk tarafindan zorla ovaya indirildiklerinde duymus. okul yok, hamam yok, cami yok.

    para yok pul yok.

    ayni donemde ermeniler istanbul'un en guzel yerinde oturup, en iyi okullarda okuyup, ticaret yapip zenginlik icinde yasarken, sozde asli unsur olan dedelerim daglarda aclik ve sefalet icinde yasamaktaydilar.

    hatta sunu soyleyeyim soyum osmanli ile ayni. bizde kayi boyundaniz ama osmanli atam falan degil.

    bi de neymis sıkıntı cekmisler. bak bak. lan biz ne cektik o zaman.

    siktir edildiler ulkeden ve cok da iyi oldu.

  • kendi ismiyle anılan imparatorluğun yönetici ailesi olarak altı asır boyunca mevcudiyetini sürdürmüş tarihî sülaledir.

    osmanlı imparatorluğu'nun en dikkat çekici özelliği islâm dünyasında kendisine özgün bir biçimde asla hânedan değişikliğine gidilmemesi, osmanoğulları'nın meşruiyetini koruyarak patrimonyal yapının ve rejimin ana damarı olarak yer almasıdır. osmanlı tahtına oturup devleti idâre eden hükûmdarlara karşı yer yer isyan edilebilir, tahttan indirilebilir, sürülebilir fakat asla kanının soyluluğu münakaşa konusu olmamaktadır. burada soyluluktan bahis bir avrupa soylusu olmaktan ziyade, osmanoğullarının tıpkı orta asya türk hakanları gibi hâkimiyetini tanrı'dan almış, iktidârı gökyüzüne dayanan ilahî bir güce sahip olduğuna inanılmasıdır. burada osmanoğulları'nın diğer müslüman hânedanlarla mukayese edildiğinde daha uzun bir saltanat sürmesinin, türk kökenli olması ve steplerden getirdiği an'aneye dayandığını görebiliyoruz.

    fakat araştırmalar biraz daha yoğunlaştırıldığında, hanedan-ı âli osman'ın her zaman alternatifsiz bir aile olmadığını, yer yer kendi iktidârını sual ettirecek seçeneklerinde konuşulduğu görülmektedir. devletin erken dönemlerinde nüfuzlu bir türk sülalesi olan çandaroğulları buna misâl gösterilebilir. istanbul'un fethi hadisesinden sonra çandarlı halil paşa'nın tutuklanıp idâm edilmesi ve fatih sultan mehmed'in çandarlı sülalesini yönetim kademesinden tamamen tasfiye edip devşirmeleri tercih etmesi çandaroğulları alternatifini yok etmişti. imparatorluğun görece daha güçlü olduğu sonraki dönemlerde bile, kaos hâli baş gösterdiğinde osmanoğullarına karşı birkaç alternatif düşünülmüştür. bunlardan gösterilebilecek örnekler: cengiz han'ın soyundan gelen kırım hanzâdeleri (hattâ dördüncü murad bu nedenle bir kırım hanzâdesi olan şahin giray'ı idâm ettirecektir, yine avcı mehmed'in ölümü üstüne kırım hanzâdelerinin iktidârı hak ettiği mevzu bahis olacaktır.), sokollu mehmed paşa'nın soyundan gelen kimselerin osmanlı imparatorluğu'nun başına geçebileceği münakaşa edilmişti.

    bütün bu tartışmalara, alternatif hânedan tavsiyelerine karşılık, osmanoğulları devletle birlikte varlıklarını altı asır sürdürdü, hattâ cumhuriyet döneminde bile hilâfet makamının sahibi olarak kısa bir süre olsa da yer alabildiler. bir kaç mevcudiyet tehlikesi atlatmasına rağmen (çocuğu olmayan pâdişâh tehlikesi bile gerçekleşmişti) bu ailenin imparatorluğun kurulduğu, emperyal bir yayılım gösterdiği ve çöküp parçalandığı dönemde bile nüfuzlu ve idâreci bir aile olarak yer alabilmesi gerçekten enteresan ve ilgi çekici bir durumdur.