yıllar önce üniversiteye osmanlı torunlarından bir adam konuşmacı olarak geldi. bende adamın kitaplarda okumadığımız aile anılarını, sürgün günlerini, dedesinin nasıl bir kişiliği olduğu ve buna benzer birçok farklı konuyu dinleyebileceğimi düşünerek salona gittim. salona girince kızlar ve erkeklerin ayrı ayrı oturtulduğunu gördüm ilk şoku ve sinirlenmeyi yaşadım. bir süre sonra yanında bir yazarla beraber sahneye çıktı ve yazar soru kabul etmeyeceklerini kendi hazırladıkları soruları sorup cevaplayacaklarını belirtti. süreyi verimli kullanmak için bir plan dahilinde konuşulabilir bunu anlarım ama soru kabul etmemek ne demek, sen kimsin havan kime : ) sonrasında filistinden filan bahsetmeye başladı, ecdat toprağı olduğunu anlattı ama burada bahsettiği manevi bir bağ filan değildi. adam düpedüz hala oraların sülalesine ait olduğuna inanır gibi anlatıyordu. adama mı sinir olayım yoksa karşısına dizilmiş bunu dinleyen sözde üniversite öğrencilerine mi üzüleyim bilemeden salondan çıktım. o gün anladım ki biraz yüz bulsunlar bunlar yeniden yönetimde hak talep eder. bu nedenle işi çokta espriye vurmadan kendilerine tarih olduklarını hatırlatmakta fayda var…
osmanoğlu ailesinin hanedanlığı geri istemesi
-
-
tayyip sana bok verir. biz cumhuriyeti geri alamiyoruz adam hanedanligi istiyor.
-
eğer 10 dk içerisinde ararlarsa 10 kavanoz bal da hediyemiz
-
dünyadaki hanedanlıkların hiçbiri ülkesini satmamış ülkesinden bir gecede kaçmamıştır.
edit: (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)