nusaybin'in dümdüz edilmesi

  • olayların 7 hazirandan sonra buraya gelmesinde akp nin rolü herhalde pkk nın eline zorla silah verip hatta tetiğe de kendisi basmak değildir. bir sürü şehri tonlarca bomba ve tünelle de 7 haziran sonrasında donatmadı pkk. hepsi yılların işi. akp 7 hazirandan sonra şiddeti tırmandırdı bundan faydalandı ama şiddeti başlatan, zaten buna karar vermiş olan bir yıldan daha önce şehir savaşı hazırlığı yapmış, özyonetim ilan edip devleti oraya sokmama bunu da silahla savunma iradesindeki pkk şiddeti üzerine yapabildi.

  • adamlar nusaybin'de binanın içine 1 ton bomba koymuş, keşif için binanın içine asker girince havaya patlatıyorlar, şehit olanlardan patlamasının etkisiyle insan vücuduna benzer parçası kalmıyor ve bunu yapan adamlara karşı insan haklarını çiğneyemezsin deniyor.

    (bkz: siker misin sabaha mı bırakırsın)

    içinde 20 tane pkk'lının bulunduğu binaya tankla top atışı yapınca insan hakları, keşif için binanın içine giren askeri-polisi patlatınca özgürlük için öyle mi?

  • önce taşları bağla, itleri sal....askerin, polisin operasyon ve müdahale taleplerini yıllarca geri çevir. adamlar oralara yıllarca yığınak yapsın, örgütlensin...sonra bu politikandan çark et...yüzlerce şehit'e üzüldüğünü söyleyenler; bu müthiş yığınaktan sonra, güvenlik güçlerine aniden "saldırın artık, vaz geçtim" diyen zihniyet nasıl gözardı ediyorlar anlamıyorum.

    orada şehit olanlardan birinin oğlu olduğunuzu düşünün. "barış süreci" denilen dönemde, babanız her eve geldiğinde; "adamlar azdı, şehitlik bile kurdular, elimizi süremiyoruz. gözümüzün içine baka baka elde silah dolaşıyorlar" veya " adamlar azıttı, kimlik kontrolü bile yapmaya başladılar" diye yakındığını...sonra bir gün seçim barajı meselesi gündeme gelince, kendi kafasına göre "barış süreci"ni başlatanın, aniden savaşmaya karar verdiğini ve bu büyük yığınak, alt yapı hazırlıkları vs ile zor çatışmalara sokulan babanın şehit olduğunu düşün..ne hissederdin?