neslican tay

  • toprağa verildiği şu günde bile fenomenlik peşinde koştuğunu düşünen yaratıkların artık rahat bırakması gereken rahmetli. arkadaşlar kız öldü. 20 yaşında, bir bacağı eksik, ömrünün en güzel yıllarını yarına çıkacak mıyım korkusuyla geçirerek ve ağlaya ağlaya "yaşamak istiyorum" diyerek öldü. belki çok yalnızdı sosyal medyaya tutundu belki başka pek çok neden etkendi. birilerinin sessiz sedasız ölmesi neslican'ı neden kötü biri kılsın? keşke herkes daha çok sesini duyursa ki ben neslican'dan umut toplayarak instagram hesabı oluşturmuş pek çok kanserli ve engelli insan gördüm. bu insanlar için bir umut ışığıydı ve şimdi başka bir yerlerde. artık huzur içinde uyusun deyip gidin. insanlığınız yok mu?

  • hastalığının ekmeğini yiyor diyen oruspu çocukları bir yerlerine kına yakabilir artık.

  • yoğun bakımda olduğu söylenen güzel kızım.
    biliyorum hastalığını.
    kanserin ne kadar lanet bir tipinin sana denk geldiğini.
    akciğer metastazlarıyla boğuştuğunu.
    oksijen desteğiyle yaşatıldığını.
    ağrıların için morfin verildiğini.
    o morfinle kuşlar gibi uçtuğunu.
    rüyalar gördüğünü, şarkılar söylediğini.
    nereden mi biliyorum bunları?
    biliyorum çünkü doktorum.
    biliyorum çünkü milyonda 2 görülen bu lanet hastalıktan(osteosarkom) kurtulma olasılığı %1'dir.
    biliyorum çünkü tam 2 yıl önce aynısını yaşadık.
    17 yaşındaki oğlumun ölümünde.
    kemoterapiler, ameliyatlar hepsini yaşadık.
    fitoterapiler, envai çeşit ilaçlar.
    iyi niyetli olmak, dualar okumak yetmiyor.
    hatimler indirmek, kutsal topraklara gitmek falan.
    hepsi yalan.
    sen de insanları ve hayvanları seven ruhu güzel bir gençsin.
    tıpkı oğlum gibi.
    iyi insanlar çok fazla yaşamıyor kızım.
    oğlum hep ''bu dünya adil değil baba'' derdi.
    siz bu dünyaya fazlasınız.
    bu dünya kötülerin cenneti ,iyilerin cehennemi kızım.
    yine de inşallah ben yanılırım, iyileşirsin.
    çünkü çok gençsin, hayat dolusun, yaşamayı seviyorsun.
    allah senin için en hayırlısı neyse onu versin güzel kızım.

  • “gencecik bir kızdır kendisi. başına her insanın kolay kolay kaldıramayacağı bir olay gelmiş, gezip tozup youtube’da makyaj videosu yapması gereken yaşlarda, hayatının her gününü ölümle savaşarak geçirmeye çalışıyor. millet heryerde yardırmış. yok para kazanmak için hastalığını kullanıyor yok şu yok bu. kullansın amk. ne olacak? piyasada yalak yavşak bir sürü youtuber var. her gün abuk sabuk videolar yükleyip bu kazandığım paralarla hangi balancia’yı alsam diye düşünüyor. bu kızın belki paraya ihtiyacı var? belki tedavi için daha fazla ailesine yük olmak istemediğinden o kanalı açtı? olabilir mi? olabilir.

    he benim kişisel görüşüm şu: bu yaşta “ölüm” ün ne demek olduğunu düşünmek zorunda kalan hayat dolu bir kız. aklından kim bilir hayatı ile ilgil neler geçiyor? aynı durumda ben olsam, benim zamanım madem az. ok. o zaman ben nasıl kalıcı olmaya çalışırım derdim. bence kendisini sosyal medyada ifade etmesinin asıl nedeni bu.”

    zamanında böyle bir entry yazmıştım. şimdi sadece dua ediyorum. yaşamak istiyorum diye bas bas bağıran, yaşama her şeye rağmen dört elle sarılan bir kız. savaşı kazanacak biliyorum. aksi çünkü çok büyük haksızlık...

  • hastalığı üzerinden prim yapmakla suçlanmasının tek sebebi ezik olmaması. yüce milletimiz ezik, pespaye ve zavallı olmayan, kötü bir durumda bu özelliklerin dozunu artırmayan insana güceniyor, ondan irrite oluyor. neslican hayatımda gördüğüm en güçlü insanlardan biri, ne hak etmediği bir yere hastalığını kullanıp dilenerek geldi ne de insanımızın merhamet gösterme eşiğini aşmak için yıkıldım, mahvoldum edebiyatı yaptı. hep dipçik gibi, dimdik durdu.
    başta twitter olmak üzere, burası dahil her sosyal medya aracını açtığınızda aynı şeyi göreceksiniz:

    "kendimi hiç sevmiyorum, intihara meyilliyim, hayat çok boş ve acımasız, haftada 1 yıkanıyorum, 95 kiloyum, makyaj yapmıyorum, suratım komedon içinde, sakalımda böcekler yuvalandı, parasızım çünkü para kazanmak için hiçbir girişimim yok ve bununla gurur duyuyorum, sonunu düşünmeden çocuk yaptım şimdi ailecek sürünüyoruz, kendime ait bir hayatım yok, anamın babamın kaynanamın sevgilimin akrabalarımın arkadaşlarımın kölesiyim, 15. kez beş para etmez birine aşık oldum şimdi aşk acısından kusa kusa ağlıyorum, acılarımdan asla kurtulmaya çalışmam, bilakis 3 birimlik acıyı 30 birim haline getirip don lastiği gibi sündüre sündüre yaşarım çünkü acı çekmek harika, hayatla mücadele etmiyorum gelen vuruyor giden vuruyor, başıma gelen her şeyin suçlusu başkaları, hep iyi niyetimden kaybettim, tam bir asosyalim evden günlerce çıkmıyorum, çok çirkinim, kıllarımı almıyorum, aşırı değersizim, depresyon hırkamı giydim katatonik gibi sallanıyorum" - dersen ooo harikasın, senden öte kral yok, muhteşem birisin, işte gerçek bir insan, ne kadar alçakgönüllüsün, alkışlar alkışlar...

    "kendimi çok seviyorum, son derece akıllı, güzel/yakışıklı, güçlü, komik, zeki buluyorum, yılmıyorum başıma gelenle kanser de olsa her zaman mücadele ediyorum, köşeye çekilip zırıl zırıl zırlamıyorum, bana iyi gelmeyen şeyleri hayatımdan 3 saniyede çıkarıyorum, ailemle aram iyi, muhteşem arkadaşlarım var, başarılıyım, sevmediğim hiçbir şeyi yapmama lüksüne sahibim, zor zamanlardan geçsem de her zaman bir çıkış yolu arıyorum, kendime çok iyi bakıyorum, bireyim, kişisel alanım konusunda hassasım, ne yaşarsam yaşayım dışıma da içime de özen gösteriyorum, yaşadıklarımdan aldığım dersleri unutmuyor ve doğru insanları seçiyorum, gereksiz acılarla vakit kaybetmiyorum, sosyalim, geziyorum eğleniyorum, şu hayattan çok zevk alıyorum ve doya doya upuzun yaşamak istiyorum" dersen duyacakların: egoist, kendini beğenmiş, sahte, bencil, primci, narsist, duygusuz, lanet olsun sana, keşke 3 kasa domates olsa da suratına fırlatsak.

    dünya üzerinde hiçkimse kanserinden prim yapmaz arkadaşlar, aksini düşüneni herhangi bir onkoloji servisinde bir hasta yatağının başına bekleriz. buraları illa ki okuyorsun neslican, lütfen hiçbir zaman olumsuz şeyleri kafaya takma, çünkü kendinden nefret eden ve bu yüzden başka birine yapay bir merhamet göstermek -aslında onun durumu üzerinden kendi durumuna şükretmek- için o kişinin de amansız bir zavallı olmasını bekleyen insanlar hep var olacak. sen kanseri yendiğinde de, orta yaşlı bir kadın olduğunda da, dünyanın öte ucuna gittiğinde de. hiç takmadan bu öncesi ve sonrası olmayan tek hayatın için mücadeleye devam et, seni çok seviyorum. bir de 1 milyonuncu kez de olsa söylemeden geçemeceğim, o ne güzelliktir kardeşim!

  • hastalığının ilerlemesiyle alakalı bilgi veren giriden tamı tamına 3 dakika sonra hakkında “primci” diye entry girilen kadın.

    bu kadın size daha kaç kere bu işi yaparak moral bulduğunu, kendisi gibi hastalıkla savaşan başka insanlara umut olmak için sosyal medyada varlık gösterdiğini söyleyecek? iyi ve güzel olan her şeye muhalefet, ve hatta düşmanlık etmek için kendi kendinizle yarışıyorsunuz. sizin işiniz de zor, ne diyeyim.

  • kanser diye yaptığı yanlışı mı savunacağız? terbiyesizlik etmiş. etmiş çünkü o fotoğrafı çektirmeyi kabul edip sonrasında saçma bir twtte tam tersi bir izlenim verme ikiyüzlülüğünde bulunmuş.

    feminizm kadar içi boşaltılmış bir kavram daha yoktur. beyefendinin yaptığı bir görgü kuralıdır.

    fotoğrafı çektirmek isteyen kişi kadın, kendisiyle fotoğraf çektirilmek istenen kişi erkek ve izin alınması gereken kişi bir kadın olsaydı yine izin alınmalıydı derdim. çünkü bu bir görgü kuralıdır. ve belli ki pek çok kişi görgüsüz. özellikle de feminist yorum yapan kadınlar.

    edit: yazım yanlışı

  • paylaşımlarını antipatik bulmaya başladığım demir leydi. herkes sayfasında vicdan mastürbasyonu yapıyor, dilerim tez zamanda sağlığına kavuşur, bu acıdan beslenme son bulur.