neden aşık oluyoruz

  • aşk kendini değersizleştirmektir, ciddi psikolojik bir hastalıktır.
    bir erkek bir kadına aşık olduğunda onu adeta ilahlaştırır, tanrıça gibi görmeye başlar. o istediğinde bütün imkanlarını, kaynaklarını seferber etmeye hazırdır, gerektiğinde arkadaşlarını, hatta ailesini bile karşısına alır aşık olduğu kişi için. sonra kız bu kişinin ne kadar muhtaç, yıkık birisi olduğunu gördüğü an onu en iyi ihtimalle uzaklaştırır, eğer iyi kalpli biriyse. yok kötü biriyse, onu friendzone'lar, yedek listesine atar. gerçekten istediği erkeği elde edene kadar umut verip durur, ama bunlar sadece boş umutlardır. kızlar muhtaç erkeği sevmez, hatta böyle erkeklerden çoğu zaman tiksinirler, öyle olmazsa bile sadece acıyarak bakarlar.

    ama suç biz erkeklerde değil, yıllarca çocukluğumuzdan beri aşkın büyük bir erdem olduğuna inanarak yetiştirildik, hayatımız boyunca hep o "doğru" kişiyi beklememiz gerektiğine ve bir gün o kişiyle tanışıp sonsuza kadar mutlu olacağımıza inandırıldık. peki ne oldu? o aşık olduğumuz kadınlar hep başkalarına gitti, biz de üzüntüsünden çöllere düşen mecnunlar, aşkından dağları delen ferhatlar olduk hep. bu hikaye size bir yerden tanıdık geliyor mu?
    aşka, o doğru kişiyi bulacağımıza inandırılmak, çocukluğumuzdan beri hep bu yalanlara maruz kalmak, gerek ailelerimizin, gerekse medyanın bize yaptığı en büyük kötülüklerden biridir.

    böyle bir adamdan ne topluma, ne çalıştığı yere, ne sosyal hayatta arkadaş ve ailesine hiçbir hayır gelmez, aklı sürekli o aşık olduğu kişidedir, o aşık olduğu kız başkalarıyla gülüşüp eğlenirken, "kanka"larıyla tatile çıkıp sosyal medyadan fotoğraflarını paylaşırken bu zavallı aşık çocuğumuz sürekli kıskançlık ve acı içinde kendini yer durur, o kızda onun için özel hiçbir şey olmamasına rağmen, bu aptal kendini o kız için dünyaya geldiğine*, birbirleri için yaratıldığına çoktan inandırmıştır bile. nasıl inandırmasın? çocukluğundan beri hep bu masallarla, aşkı kutsayan, hayattaki tek amaçmış gibi gösteren filmlerle büyüdü. başka bir şey öğretilmedi ki.

    hayatta sizin için sadece tek bir kişi olduğuna inanmak istiyorsanız devam edin, ama siz hiçbir insan için dünyaya gelmediniz, kimse de sizin için dünyaya gelmedi. kendinizi bu kadar değersizleştirmek, varlık amacınızı tek bir insana yüklemek kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülük.

  • bilimsel olarak cevabı dopamine, estrogen, serotonin ve testosterone yüzünden olan soru.

    dopamine, "ödül hormonu". istediğimiz şey için çabaladığımızda ona ulaştığımızda beynimiz salgılıyor ve bizi rahatlatıyor. libidonun ham maddesidir. ayrıca bağımlılıkların sebeplerindedir.

    estrogen ve testosterone cinsel iştah verir.

    serotonin herkesin malumu. mutluluk hormonu.

    yani neymiş kendimizi güzel, mutlu, çekici hissetmek için bir başkasına yöneliyoruz. peki kime? bize bunu hissettirecek kadar güzel ve çekici bulduğumuza. bir başka bilim insanı buna self expansion demiş. türkçesi öz genişleme. kendini genişletme diye direkt çevirebiliriz.

    güzide bir musiki eserimiz bunu pek güzel anlatmıştır

    "yalancıdır hep aynalar
    gir kalbime gör kendini
    gerçek yüzün bir bende var
    gir kalbime gör kendini"

    hamiş: pek tabi ki adrenaline de var. ilk önce o ve cortisol seviyesi yükseliyor kanda. işte o çarpıntılar, midede kelebekler, kanın hızlı hızlı akması bu yüzden.