25 eylül 2012'de bugün, ileri evrede prostat kanseri sebebiyle yorulup gitmiştir. yıl dönümü vesilesiyle şuraya havalandırdığı sakin ve coşkun şu türküyü ve daha önce de yazdığım bir anı-rüyayı şuraya bırakıyorum.
"ustaya bi dinlenme tesisinde rastlıyorum. saçlarını arkadan toplamış. elinde sazı, çorba içmek için sıra bekliyor. neşet amca! diyorum. "bir sarılabilir miyiz?" sarılıyoruz. "otopüs kaçtı, arabayla beni de götürür müsünüz?" diyor. nasıl seviniyorum anlatamam. içim içime sığmıyor. götürürüz, hiç götürmez miyiz? götürürüz tabi diyorum. mutlu uyandıydım." ruhu huzur bulsun.
neşet ertaş
-
-
bir programdan;
- ...hepimiz insanık. “dünya bir penceredir her gelen baktı geçti” deyi bir halk türkümüz vardır. insan vücudu bir dünyadır; her insan vücudu bir dünyadır, penceresi de gözleridir. bizler ruhuz hepimiz, ruh olarak bu pencereden bakıyoh dünyaya. herkeş kendi gözüynen görüyor, onun uçun “dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti” demiş bizden evvelki bu türküyü söyleyen. herkes kendi gözüynen görüyor bu dünyayı efendim...
link -
neşet ertaş ankara'da çalışırken, gazinoda şarkı söyleyen leyla'ya* aşık olur. o'na türküler yazar ve hatta evlenir. ancak neşet ertaş'ın babası muharrem ertaş, gazinoda çalışan bir kadını oğluna yakıştıramaz ve neşet ertaş'a bu birlikteliği kınayan bir türkü yakar.
bu arada bu türküyü barındıran plak o kadar nadir bir plak ki, internette fotoğrafına bile kolay kolay rastlayamazsınız. "küsmedim neşet'im" adıyla anılıyor ama bu plağı gören olmadığı için ismini de kafadan atmışlar tabii, doğru ismi "neşet ertaş'ın kahrı". bu plak elbette bende mevcut ve fondan dinleyerek yazıyorum bu satırarı* hatta dur şöyle bir dinleti yapayım ayıp olmasın.
temiz ruhlu, saf kalplisin, şöhretsin
hakkın vardır evlenmeye evladım
mevlam sana yapanları kahretsin
aslı bozuk alma dedim evladım
dokunsalar nazik tene kir gelir
bizden önce ceddimize ar gelir
köle olmak şanımıza zor gelir
aslı bozuk alma dedim evladım
küsmedim neşet'im kahrettim sana
baban değil miydim, sormadın bana
olan olmuş yavrum ne deyim sana
sen aklını yitirmişsin evladım..
"aslı bozuk" lafı, neşet ertaş'ın içine oturur. sevdiği kadına bu yakıştırmaları yapan babasına saygısızlık yapmadan, o meşhur "analar insandır; biz insanoğlu" sözünü barındıran şu türküyle karşılık verir:
aşkı kimden aldın, sevgiyi kimden
aslı bozuk deme gel şu insana
soracak olursan eğer ki benden
aslı bozuk deme gel şu insana
yazımızı felek yazdı, mevladan değil
senin dediklerin evladan değil
her hata suç bende, leyla'dan değil
aslı bozuk deme gel şu insana
ulu arıyorsan, analar ulu
sevmişiz gönülden, olmuşuz kulu
analar insandır, biz insanoğlu
aslı bozuk deme gel şu insana
seni beni kim getirdi cihana
her oğlu doğurmuştur bir ana
senin fikrin bozuk, dostluk bahane
aslı bozuk deme gel şu insana
bu nahif sözlerle kendini ifade eden neşet ertaş, yıllar sonra leyla ile ayrılır. "yazımı kışa çevirdin, kar yağdırdın başa leyla'm" gibi sitem dolu birçok türkü çığırır ardından, ama hiç kötü bahsetmez.
maalesef bu hikayenin sonunda gülen olmaz. bu yüzden neşet'tir neşet. neşet'e sevdiğini verselerdi; neşet, neşet olmazdı diye boşuna dememiştir. 1984 yılında bu dünyadan böyle oğluna dargın gider muharrem usta. neşet ertaş, babasının ardından deli boran türküsünü havalandırır.
uzak yoldan geldim, hasretim için
hani nerede babam, muharrem nerede
yaralı bülbülüm ses vermez niçin
yüreği yanığım, o kerem nerede...
vasiyetinde "beni ustamın ayak ucuna gömün" der neşet usta. vasiyeti yerine getirilir. mezarları bu şekilde uç ucadır. mekanları cennet olsun, orada kavuşurlar belki.. yalan dünya... -
anadolu insanı bir ozan'ını çok sevdi,,
oğlu bildi, bağrına bastı..
karacaoğlan dedi.
başka birşey demedi.
toz kondurmadı.
yüzyıllar geçti.
ne teyp var, ne kayıt..
unutulmadı.
aksine
girmediği gönül kalmadı.
yeri dolmadı..
çok özlendi..
o kadar ki,
öbür tarafta karacaoğlan'a
görev kağıdı çıktı..
"hazır ol, dünyaya bir daha gidiyorsun" diye...
o da dünyaya bir daha gelme hakkını
neşet ertaş olarak kullandı. #70646046