nba vs euroleague

  • 48 dakikalık maçı 3-4 saatte bitiremiyorsan izlenme zevki sıfırın altına düşüyor kimse kusura bakmasın. nba'de o kadar çok mola vs var ki maç neredeydi olay neydi kopup gidiyor sürekli. hele maçların son 2 dakikası 25 dakika falan sürüyor. ben amerikalı gibi entertainment ve cips kola pizza için değil maçı, heyecanı ve taktik disiplini sevdiğim için avrupa basketbolunu tercih ediyorum artık. "way anam morant ne smaç vurdu yaw" işi beni tatmin etmiyor. arada kalite farkı da olsa nba takımları euroleague takımlarını yatırıp s.kse bile avrupa maçları her zaman daha izlenceli oluyor.
    eyyorlamam bu kadar...

  • 2010 dünya kupasında steroidsiz 20 yaşındaki durant'in tek başına türkiye'nin nasıl içinden geçtiğini bilmeyen davarların eurolig'i seçeceği karşılaştırma.

    normal insanlar için kazanan belli.

    (bkz: nba)

  • iyi ki iki sezondur warriors net favori, gören de her sene böyle oluyor sanar. al son 15 finali incele.

    http://www.wikiwand.com/en/list_of_nba_champions

    04, dört tane hall of famer'ı olan ağır favori lakers pistons'a rezil oluyor, lakers'ın 70'i bulamadığı maç var, 100'e de kazandığı tek maçta uzatmada ulaşıyor.
    05, spurs-pistons 4-3 biten bir seri.
    06, mavericks 2-0 öne geçtiği seriyi 4-2 veriyor heat'e.
    07, genç lebron 4-0 dağılıyor.
    08, celtics lakers'ı son maç hariç son derece çekişmeli maçlarla 4-2 eliyor.
    09, lakers cavs'ı sürpriz bir şekilde geçen magic'i 4-1 eliyor ama iki maç uzatmaya gidiyor.
    10, lakers-celtics 4-3 bitiyor.
    11, açık ara favori heat son iki yılın şampiyonu lakers'ı kimsenin beklemediği şekilde süpüren dallas'a kupayı veriyor.
    12, heat genç thunder'ı son maç hariç çekişmeli geçen maçlarla 4-1 eliyor.
    13, inanılmaz seride spurs 6. maçta kazandığı kupayı popovich yüzünden geri veriyor, 4-3 heat kazanıyor.
    14, spurs sürpriz bir şekilde heat'i darmadağın ediyor, 4-1.
    15, cavs yedi kişilik rotasyonla irving ve love olmamasına rağmen warriors'a karşı 2-1 öne geçiyor, güçleri yetmiyor.
    16, cavs nba rekoru kırmış ve bir önceki turda 3-1'den geri dönmüş warriors'a karşı seriyi gene 3-1'den çeviriyor.
    17, warriors rahat alıyor kupayı.

    eee ne oldu? 15 senede kaç kere belliymiş şampiyonun kim olduğu, kaç kere çekişme olmadan geçmiş finaller? tutturmuşlar bir rekabet yok şu yok, he yokmuş evet.

  • euroleague'deyken de savunma yapmayan teodosicin nba'da savunma yapamayışı üzerinden euroleague'i kötülemek? olmamış otur, sıfır.

  • senin yapacağın kıyası sikiyim.

    nba tabii ki euroleague'den üstündür ama brooklyn nets'in euroleaguede şampiyon olacağını düşünmek için gece saat 1 de tinere abanmak gerekir.

  • basketbolcu olsaydınız nba de mi eurolig demi oynamak isterdiniz?

    imkanınız olsa miami maçınımı canlı izlemek isterseniz zalgris maçını mı?

    başka sorum yok.

  • şu versusu dillendirirken iyi bari çarpılmıyorsunuz lan!

  • benim için nba hollywood, euroleague ise bağımsız yönetmenlerin de kendine yer bulabildiği avrupa sineması'dır. evet en pahalı oyuncuların yer aldığı, en büyük prodüksiyonlar abd'de üretilir, ancak bana kalırsa avrupalıların kısıtlı bütçelerle yarattıkları gerçek sanat eseridir.

    birisi kendisini pazarlamayı çok iyi bilir, bu vesileyle yarattığı büyük ekonomi sayesinde her yıl daha da büyüyerek pazarı domine eder. diğeri ise biraz da "beni bilen bilir" düsturuyla hareket eder, daha bulunduğu kıtaya dahi tamamen yayılmayı başaramaz.

    sonuç olarak euroleague, teknik ve taktik zenginliklerinden dolayı tekrar izlemekten keyif alabileceğiniz, biraz ağır tempolu, herkese hitap etmeyebilecek bir sanat filmidir. nba ise yüksek tempolu, izleyiciyi sürekli uyanık tutan, ancak bir süre geçtikten sonra hafızanızda pek yer etmeyebilecek bir pop corn filmdir.

    öte yandan spor da sanat gibi bir keyif meselesi olduğuna göre, mutlak doğru diye bir şey yoktur. zevkler görecelidir. ben şahsen avrupa basketbolu'ndan büyük haz alıyorum, ancak nba'i seven insana da keyifli seyirler dilerim. her malın bir alıcısı vardır. gelgelelim takip eden kitlenin büyüklüğü ve/veya parasal değeri, kaliteyi belirleyen başlıca etken değildir.