mutlu bir evlilik için ilk şart

  • 1. tutkulu sınırsız sevişebilmek.

    2. ilk madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

  • ilk önce şunu kabul edelim ki şartları yok, ilk şartı, ikinci şartı, caydırıcı şartı, cezai şartı diye belirtmekle, iş sözleşmesi yapmak arasında bir fark yok.

    bir evliliği mutlu bir evlilik haline getiren durumlar vardır, sınavlar vardır, aniden gelişen olaylar vardır, biraz da öncelikler vardır.
    benim önceliğim merhametli olmak; bir evliliği hem kendi içinde hem çevresine karşı örnek duruma getirir bu. merhametin cinsiyeti de olmaz. düpedüz cinayetlerin işlendiği bir evrende yaşıyoruz, en sinsisinden en vahşisine herkeste bu cinayeti az ya da çok işleme kapasitesi var. güvenle başınızı omzuna koyduğunuz kişinin, sizi, size ait olanları, size ait güzellikleri, belki de güç bela edindiğiniz değerleri öldürmeyeceğinden emin misiniz? katil sadece bedeni mi ortadan kaldırır sanıyorsunuz?

    ya yaşama hakkınız? sizin mutlu olsun diye çaba harcadığınız kişinin, tuhaf bir geçmişi cebinde taşımadığından emin misiniz? o tuhaf geçmişi de onunla sırtlanmayı kabul edebilir misiniz? eleştirmek kolay... sizin sahip olduklarınıza sahip olmadan büyümüş, sizin kadar ayrıcalıklı hissetmemiş ve belki sadece siz tarafından bu denli büyük bir aşkla sevilmiş birini, bir ömür sevmeye ve sadık kalmaya ikna edebilir misiniz? mantığınızla değil, lütfen kalbinizle yanıt verin. suç ve ceza'yı okumuş olanlarınız bilir, mantığın bittiği yerde şeytanın nasıl sahneye çıktığını.

    madde sıralamadığım şartnamemi tolstoy'un anna karanina'sında geçen şu güzel cümle ile bitirmek istiyorum: “birini seversen eğer, olmasını istediğin gibi değil, olduğu gibi, her şeyiyle seversin.” sadece bedene aldananlara değil bu cümlelerim. onlar söylediklerimden bir şey de anlamazlar. ben, ruhu, zekayı, bedeni birlikte uyumlu olanlar için yazdım hepsini.

    yorgun ruhların dinlendiği o uçsuz bucaksız yerde, yine onunla dinlenmek isteyeceğiniz kişilerle karşılarsınız umarım. birlikte vakit geçirmeyi mesai harcamakla bir tutmadığımız kişilerin ellerini, bir yerde yakalayıp tutabiliriz umarım. ölene kadar geçinebileceğimiz biri var, güzellikte, çirkinlikte, kavgada, sulhte, yetmeyen zamanda, telaşta, varlıkta, yoklukta, yeryüzünde, gökyüzünde, savaşların ortasında da olsa, var.

  • farkındalık sahibi bir birey olabilmekle başlar. birey olamamış kişi, mutlu da olmaz mutlu da edemez.

    (bkz: birey olmak)

  • açılın arkadaşlar,10 yıllık evli bir sözlük yazarı olarak birinci ağızdan yazıyorum.

    belki yüzlerce kişi "saygı,sevgi,güven" vs. yazmış. elbette ki olmalı,ama onlar da yetmiyor arkadaşlar. "evliliğe yatkın" biri olmalısınız. öyle söylendiği gibi; kafa dengi olsun,ruh eşim olsun,başını omzuma yaslasın... olaylarına hiç girmeyeceğim.bu toz pembe hayaller en fazla 2 yıl sürüyor.

    hayatımda herkese karşı son derece saygılıyımdır, eşime de öyleyimdir. ama bu evlilik olayı bambaşka bır şey. öyle saygıyla, sevgiyle, güvenle, parayla vs... mutlu olunmuyor.
    evlilik "kısıtlama" demek en başta bunu bilin. "tahammül"demek hatta tahammülden öte "sabır" demek...

    işte bunları benim bünyem kaldıramıyor. tabi ben bunu çok geç anladım. ben evliliğe uygun birisi değilim. ama sorsan beni tanıyan herkes "harika bir eşsin " der, hatta eşime birçok arkadaşı "ne şanslısın, eşin anlayışlı, evine bağlı, her işi yapar,beyefendi, kibar...vs. " şeklinde söylemiştir.tabi aynı şeyler eşim için de söyleniyor. bana sorarsanız tanıdığım en iyi öğretmendir kendisi,mesleğinde tartışmasız harika,ikili ilişkilerde kibar,düşünceli, gönlü inanılmaz bol,cimriliğin en ufak kırıntısı bile yok. vs...epey meziyetleri olan birisi. yani dışardan bakınca örnek bir evlilik bizimkisi.birbirimizi tamamlıyoruz, harikayız ,süperiz falan...

    ama biliyoruz ki bir gün ayrılacağız, hatta geçen gün eşimle yürüyüş yaparken bana " sence ne zaman ayrılalım? küçük oğlan beş yaşına gelince iyi mi? dedi. ben önce sessiz kaldım ,sonra bakalım zaman ne gösterir dedim.öyle de medeniyiz, asla tartışıp da birbirimize " senden boşanacağım,defol git...gibisinden sözler etmedik,hakaret hiç etmedik.

    ciddi manada kavgamız olmadı hiç, hâlâ beraber film,dizi izliyoruz,müzik dinliyoruz, çocuklarla oynuyoruz, şakalaşıyoruz, geziyoruz,eğleniyoruz vs... normal yaşantımıza devam ediyoruz. ama ikimiz de biliyoruz ki bir gün ayrılacağız.

    mutlu olmak nedir tam olarak?
    bir şeyleri elde edince sanki değeri kalmazmış, belki bizimkisi de öyle...kıymet bilmiyoruz belki.
    birçok insanın hayal ettiği yaşam koşullarına sahibiz, işimiz gücümüz var,mal,mülk vs. var,çocuklar desen dünya tatlısı...ama...
    ama mutlu muyuz ?? belki de mutluyuz biz farkında değiliz.

    son olarak diyeceğim şu arkadaşlar; evliliğe uygun bir insan olduğunuza emin olun. ben böyle birisi olmadığımı çok sonra farkettim. evlilik bana göre değilmiş.hatta bir kadınla bir erkeğin birlikte yaşamını devam ettirmesi imkansız geliyor bana. yani ben de dahil şu an evliliğini sürdürenler "imkansızı başarıyor" bence.

    evlilik hayatta herşey değil, şimdiki aklım olsa asla ama asla evlenmezdim. sakın ola ki aile baskısı, elalem ne der,artık birisi olsun da evleneyim falan gibi durumlara düşmeyin. çok iyi düşünün, yalnızken de çok mutlu olabilirsiniz, yahu şu an yalnız olmayı ne çok isterdim.ama iş işten geçti, çoluk çocuğa karıştık, onların büyütülmesi, eğitimi, geleceklerini düşünmek vs... vallahi bekârların tek derdi evlenecek birisini bulmak,evlenince dertleriniz 10 katına çıkıyor haberiniz olsun.

    evlilikte her daim mutluluk yok , bunu kafanıza iyice yazın.
    sabır,ama sonsuz sabrınız varsa evlenin...

  • saygıdır. istediğiniz kadar sevin, istediğiniz kadar aşık olun karşınızdakine saygı duymuyorsanız o evlilik çok uzun süreli olmaz. örneğin:

    - yanlız kalmak istediğinde, özel alanlarına izin vermiyorsan,

    - arkadaşlarıyla beraber birşeyler yapmasına mani oluyorsan,

    - ailesini sevmiyorsan bile, saygı da duymuyorsan,

    - dertlerini, sorunlarını, heyecanlarını, sevinçlerini saygılı bir sekilde karşılayamıyorsan,

    - fikir ayrılıklarına saygı duymuyorsan,

    o evlilik çok uzun soluklu olmaz.

    "eşler birbirine saygı göstermezse, çocuklar her ikisine göstermez." serhat yabancı

  • iki pozitif insan.

  • konuşabilmektir.

    yukarıda defalarca yazılmış olanlara sonuna kadar katılıyorum ki konuşamadığınız, muhabbet edemediğiniz, sizi dinlemek istemeyen, sizin iletişim ihtiyacınızı yok sayan bir eş; aranıza sadece onun yıkabileceği devasa bir duvar örer. ne kadar çabalarsanız çabalayın, altında kalırsınız.

  • eşinizin aynı zamanda en iyi arkadaşınız olması.

  • engin günaydın bi tv programında "neden sevgilin yok" sorusuna "ilişkide insanlar birbirinin tatili olmalıdır. hayat zaten stresli, insanlar birbirinde dinlenebilmeli ama ülkemizde herkes birbirini daha çok strese sokuyor" demişti. ilişkiler hakkında duyduğum en iyi tespit bu

  • ailelerden uzak yaşamaktır.