muhteşem zannedilen hayal kırıklığı yerler

  • ben hafta sonu aracıma atlayıp yeni yerler keşfetmesini çok severim. yeni bir alışkanlık da değil. ta babadan kalma bir şey. 80 lerden bu yana babam arabasıyla her hafta sonu bizi bi yerlere götürürdü. piknik vs yapardık.

    ondan bana yadigar olarak bu huy kaldı.

    şimdi gelelim konuya; bi koy buluyorum. nasıl güzel. nasıl muhteşem. denizin rengi, kumu, arkasındaki tabiatı. her şey kusursuz. sonra internette bu koy hakkında araştırmalar yapıyorum. yorumlar hep şöyle.

    "güzel koy ama tesis yok ya gidilmez buraya"
    "denizi iyi ama bi kafe bi restoran olsa iyimiş"
    "doğası güzel de tesisleşmesi lazım kesin"

    bak bu olaya defalarca denk geldim. şimdi bu her yere tesis isteyen gerizekalılar başka bi zaman twitterda "doğa harap ediliyor, zenginler bütün plajları denizleri kapatıp otel, restoran yapıyor" diye de şikayet edecek. adım gibi eminim buna.

    adam doğanın kendisine sunduğu en muhteşem yapıya siktiriboktan birinin gelip kuracağı boktan kafeyi istiyor. orda yiyeceği 20 günlük yağda kızarmış patatese 15 tl vermeyi, ordan 20 tlye 33lük bira satın almayı ve leş gibi kokan tuvalate sıçmak için yanıp tutuşuyor adam.

    şimdi sen bunları nasıl mutlu edebilirsin? bu adamlar eğitilmez bu adamlar mutlu edilmez bu adamlar huzur da vermez huzur da hissetmez. bu adamlar melankolik takılır, her şeyden şikayet eder, hiçbir şeyi beğenmez, kendisinin çok zeki ama çok şanssız olduğunu düşünür, her şeyin en iyisini en mükemmelini hakettinine inanır, kusur hep başkalarındadır ona göre, her şey onun anlık keyfine göre dizayn edilmelidir, kimse umrunda değildir ama herkesin umrunda olmak ister.

    vallaha şuraya yazılan yerleri görünce bi doldum. hadi gideyim de kahve demleyeyim.

  • benim icin bunlarin en basinda truva geliyor. en buyuk sebebi de troy filmi. lan bu orco filmi izlediktan sonra truvaya bi gazla gelmisim o zaman lisedeyim otobuste uyuyamiyorum heycandan dusunuyorum o kocaman surlari duvarlari, efso gemileri falan, ege sahil seridini efendime soyliyim muthis gun batimlarini, gun dogumlarini, tapinak kalintilarini apollo heykelini falan arada belki bikac tane tanri da gorurum diye dusunuyordum. geldim baktim bi de ne goreyim. bikac kalinti ve de canakkale belediyesinin yaptigi tahtadan atli karinca. ben de ecebaata gidip ekmek arasi kofte yemistim amk. ondort yil once. icimde hala buyuk bi ukte.