motor yağı kaplı elini tokalaşmak için uzatan usta

  • yalanını sikeyim senin.

    çocukluğumdan beridir sanayiye gidip, geliyorum. hem işim icabı, hem arabaların bakımı için. bugüne kadar eli yaptığı zanaat yüzünden kirlenen hiçbir ustanın, çıplak eliyle benimle tokalaştığına şahit olmadım. @2'ninde yazdığı gibi, bilek kısmını size uzatırlar. insanları karalayıp, durmayın amk. soktuğumunun burjuva sıçmıkları sizi.

    konu ile alakalı anı editi: konuyla alakalı bir anımı anlatmak istiyorum. lise yılları biraz serseri takılıyordum. ayrıca; paranın kıymeti bilmeyen dangalağın biriydim. babam beni 15 yaşımda sanayiye, mekanik işi yapan bir servise çırak olarak verdi. başlarda her şey çok çileli, çok yorucuydu. bir zamandan sonra sanayi ortamının o sıcak muhabbeti ile beraber, negatif olan her şeyi unuttum. sevmiştim sanayi ortamını.

    yağı sökmesi için özel olarak alınan temizlik maddeleri bile çoğu zaman işe yaramazdı. ellerim kapkara bir vaziyette dolaşırdım ortalıkta. insanların bana olan bakışları gün gibi aklımda. neyse; gelen müşterilerle ben muhattap olmazdım. bir gün usta cuma namazına gitti. ben dükkanda boş boş takılıyorum. cuma saati ortalıkta kimse yok. o sıra içeri iyi giyimli bir adam girdi. öncesinde, yemek yiyeceğim için ellerimi tinerle yıkamıştım. ancak, tiner yağ lekerinin çoğunu sökebiliyordu. çatlamış, kurumuş ve kabuklaşmış ellerim sanki bir çocuğa ait değildi. "hoşgeldiniz" dedim. adam beni kaale bile almadı. ortalıkta geziniyor öyle. ben durumu çok içerledim, inanılmaz kafaya taktım. tamam, çocuk olabilirim ama, delikanlılık gururu var içimde. insan ağız ucuyla olsa bile karşılık verir en azından. gittim yanına elimi uzattım. tekrar; "hoşgeldiniz" dedim. "o elinle tokalaşmamı beklemiyorsun heralde?" dedi. hiçbir şey söyleyemedim. çingene çocuğu gibiydim. pas içinde, yağ içinde, toz içinde.. adam beni insandan bile saymadı. ne sözlü olarak karşılık verdi, ne de fiziksel olarak temas kurdu.

    akşam eve gittiğimde durumu babama anlattım. anlatırken bir ara gözlerim sulandı. babam benim o halimi görünce sıkı sıkı sarıldı. "şimdi anlıyorsun di mi emekçi insanların halini" dedi. o gün anlamıştım. o gün babam bana hayatında hiç olmadığı kadar sıkı sarılmıştı. akşam erkenden enerji depolamak için yattım yatağıma. kıl diplerime girmiş yağ lekeleriyle, tiner kokan ellerimle yattım. yatağıma sinen tiner kokusuyla tavana bakakaldım.

    insanlara karşı biraz olsun empati kurun. başlığı okurken bile gözlerim doldu. ayıp amına koyayım, ayıp!