melih bulu ve boğaziçililer arasındaki tartışma

  • melih bulu yaptığı bu hamle ile klasik siyasi kafa yapısından sıyrılarak, tartışmalara konu olan bu atamasını öğrencilerin ve halkın gözünde onaylatma yönünde ciddi bir hamle yapmıştır. gerçekten stratejik bir hamle ve bu kararı kendisinin aldığını düşünüyorum. bakın bu tarz öğrencinin tepkisinin çekildiği konularda öğrencinin karşısına çıkma, onları ciddiye aldığınızı gösterme öğrencinin gözünde her zaman anlamlı gözükür. hatta sonuç öğrencilerin istemediği gibi olsa bile kendilerine gösterilen bu demokratik tavır içten içe hoşlarına gider.

    size şöyle bir örnek vereyim; üniversitede yemek fiyatlarına zam yapılır. akabinde öğrenciler bunu protesto eder ve ufak gruplar şeklinde eylemler yaparlar. ve altın vuruş rektörden gelir. rektör inisiyatif alarak öğrencilerin karşısına çıkarak soru-cevap etkinliğine başlar, derken bu durumun izahını yapar öğrenciler rektörün kendilerine sunduğu bu demokratik tavır karşısında aslında yapılan zammın gerekli olduğuna kanaat getirirler ya da getirmezler farketmez akabinde istiklal marşı kapanış.

    konuya dönersek peki melih bulu neyi biliyordu da bu hamleyi yaptı? birincisi melih bulu öğrencilerin karşısına çıkmayarak atamanın hakkı olduğunu düşünerek öğrencileri kale almayabilir ve olayın üstüne yatabilirdi fakat bunu yapmadı ve ters psikoloji ile kendini ifade etme seçeneğini değerlendirdi.

    ikincisi, yahu bu öğrenciler isviçre'den ya da norveç'ten gelmiyorlar. has anadolu gençleri bunlar. kafası çalışan, disiplinli, ülke ortalamasının üstünde zekaya sahip, gelecek vadeden gençler. fakat bu ülke insanın en büyük problemi olan birbirini dinlememe, tansiyonu yüksek bir konu üzerinde grup içerisinde bulunduğunda ilkel bir insana dönüşme ve en önemlisi demokratik bir ortamda nasıl davranılacağı hakkında gayet cahil olma gibi karakteristik özellikleri barındırıyorlar.

    melih bulu, tartışma ortamının kaosa dönmesi ile adeta ahanda demokrat dediğiniz boğaziçi öğrencilerine kendimi dahi ifade edemedim diyerek bir anlamda kral çıplak hamlesini kendisi yapmıştır. görüntüleri izledim ve gerçekten bu ülkenin en aydını olacağını düşündüğümüz gençlerin bir akademisyen karşısında nasıl davranması gerektiğini bilmemeleri (ya da herhangi bir insan da olabilirdi bu), mantıklarıyla değil de kabile anlayışı ile hareket etmeleri içimi acıttı.

    melih bulu bu göreve layıktır değildir ya da bu görevde başarılı olur olamazdan ziyade şu ülke insanın üzerine lanet gibi yapışan nerede nasıl davranılması gerektiği bilincine varılamaması gelecek adına ümitleri tüketen bir törpü gibi. sen protestonu yine yap fakat protestoya konu olmuş kişi senin karşına gelmiş ki bu bulunmaz bir fırsat. sağ duyulu davranılarak aralarından iki üç temsilci seçilerek melih bulu ile konuşulabilirdi diye düşünüyorum. her iki tarafında birbirini anlayamadığı, kelimelerin ve cümlelerin anlamsızca havada süzüldüğü böyle bir ortamdan bir sonuç çıkmayacağı o kadar net görülüyor ki...

  • açıkçası videoyu izlerken şunu fark ettim; orda bulunan kitlenin yarısı çöp. ne dinlemeyi biliyorlar, ne uygun soruları sormayı, ne aralarından 3-4 kişiyi seçip kendilerini temsil ettirmeyi... kendinden büyük ve karşısında bulunan insana “melih istifa et lan!” diye bağırmak cesaret falan değil, saygısızlıktır. rektörü desteklemiyorum ama bu hıyarları da desteklemiyorum artık.

    vay anasını satim ya, resmen herif sabırtaşıymış. böyle mal tiplerin rektörü olacağıma cidden ben istifa ederdim.

    not; saygı konusunda geleneksel birisi değilim. büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmak gibi saçma şeylerde saygı aramam. fakat iletişimin temeli dinlemek ve saygı duymaktır. bağırmadan, yükselmeden.

    not2: ayrıca o arkada bağıran cırtlak sesli feminist, evladım olsan cebine uyuşturucu koyar polise ihbar ederim. bu ne lan? susmuyo karı, susturamadılar.