mehmet pişkin

  • not: bu entry sözlük yazarlığım boyunca asla yapmadığım şekilde önceden yazılmış, 16 ekim'in ilk dakikalarında gönderilmek üzere kenarda hazır tutulmuştur. sebebi ise insanların mehmet pişkin ve intihar ile ilgili vıcık vıcık, romantik entryler girmesine bir nebze mani olmak ve intihar düşüncesi ile gün içinde başka yerlerden bu başlığa gelen herkesin okuması isteğimdir. dün bir entry daha yazdım ama aldığım mesajlar, hakaretlerden sonra durumun çok ciddi olduğuna kanaat getirerek bir entry daha yazmak istedim.

    ölümü üzerinden 8 sene geçen kişi. 16 ekim 2014 tarihinde intihar etmiştir.

    kendisi tahminimce bipolar bozukluk adı verilen hastalıktan müzdarip bir kişiydi. bipolar bozukluğun depresif dönemlerinde intihar düşünceleri ve teşebbüsleri diğer zamanlara göre onlarca kat fazladır. belki bipolar bozukluk da değildi ama benim düşüncem bu şekilde en azından. "sıkıldım, hadi allah'a emanet" deyip gitmedi yani. emin gibiyim hatta, her neyse.

    kendisinin intiharından çok insanların bu intihara verdiği tepkiler üzerine düşünülmesi gerekiyor. insanlar bu intiharı yüceltiyor, aforizma kasıyor, kıskanıyor, mehmet pişkin'i tanrılaştırıyorlar. sebeplerine geleyim uzatmadan.

    1. sürü psikolojisi: evet, en büyük etkenlerden biri bu. insanlar popüler olan görüş/fikir her neyse beğenilme ve onaylanma kaygılarını gidermek için biri ne yazıyorsa benzer şeyler yazmaya/söylemeye meyillidir. mehmet pişkin'in intiharını güzelleyen, romantik bir entry çok mu beğenildi? geçmiş olsun, başlık artık vıcık vıcık intihar güzellemesi dolar. bu, böyledir. her konuda böyle olmuştur.

    2. dış görünüş: evet, mehmet pişkin'in bu kadar abartılarak övülmesinin en büyük sebeplerinden birisi de dış görünüşü ve yaşam tarzıydı. kendisi prezentabl, yakışıklı, entelektüel bir insandı. bu dünyada her şey dış görünüştür arkadaşlar. ölümünüzde bile bu önemlidir. mehmet pişkin tipsiz bir insan olsaydı bu derece övülmeyecekti.

    aslında bu tüm insanlığın en büyük sorunlarından biri. çok alakasız örnekler gibi gelecek olsa da bahsedeceğim iki kişi var: ülkemizde, yakın geçmişte gündemi meşgul eden kadir şeker olayı. kadir'i suçsuz, günahsız ilan edenlerin, kendisini kahraman ilan edenlerin motivasyonu neydi biliyor musunuz? evet, bildiniz. kadir yakışıklı, genç, hayalleri olan bir insandı. başka hiçbir sebebi yok. isterse katliam yapsın, yine övülecekti. dünya gündemini geçmişte meşgul eden bir kişi daha var: ted bundy. kendisi en ünlü seri katillerden biriydi. ama çok yakışıklıydı, iyi giyinirdi ve entelektüel bir insandı, konuşma becerisi yüksekti. noldu dersiniz? insanlar kendisinin idam edilmemesi için kampanyalar başlattı, kadınlar onunla birlikte olmak için sıraya girdi, biri evlendi hatta hapishanedeyken.

    dediğim gibi bu iki örnek alakasız gibi gözükse de aslında çok alakası var. demek istediğim şey, bu dünyada ne yaparsanız yapın eğer gideriniz varsa allahsınız.

    mehmet pişkin'den bir süre önce bir genç canlı yayında ağlaya ağlaya kendisini pompalı tüfekle göğsünden vurup öldürdü. o genç ile herkes dalga geçti, saçma sapan yorumlar yaptı ve sonra ertesi gün olmadan unutuldu. neden? çünkü tipsizdi, şarap içmiyordu, arabesk rap dinliyordu, kendisini iyi ifade edemiyordu. umarım anlatabilmişimdir demek istediğimi.

    3. kıskançlık ve "ben de böyleyim" deme kaygısı: eveeet, geldik en rezil sebebe. yani mehmet pişkin'in yüceltilmesinin altında yatan en iğrenç ve hastalıklı ruh halıne.

    intiharını güzelleyenlerin çoğu "ben de bunun gibiyim, zor duruyorum.", "benim yapamadığımı yaptı, helal olsun." vs vs şeklinde entryler girdi. bu entrylerin hiçbiri gerçeği tabii ki yansıtmıyordu. mehmet pişkin'in infial yaratan ve çok beğenilen intiharından nasiplenmeye çalışan zavallı insanların ezik kaygıları bunlar. "bakın millet, ben de mehmet gibiyim haa, görün beni de." kafası. kime, neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz?

    bu üç temel sebep birleşince mehmet pişkin ismi yıllarca gündemden düşmedi, düşmüyor. videosunu izleyip, sözlük'te bu başlığı okumaya gelenlere söylüyorum:

    burada kendisini insanlara farklı göstermeye çalışan, sürü psikolojisi ile hareket edip beğenilme ve onaylanma kaygılarını gidermeye çalışan çakma romantik insanların entryleri ile sakın hareket etmeyin. intihar düşünceniz varsa derhal bir uzmandan yardım alın. intihar iyi bir şey değildir, bir kurtuluş değildir. intihar etmek zayıfların, acizlerin, ilgi çekmek isteyen ruh hastalarının eylemidir. çoğu zaman başkasını cezalandırmak ve vicdan azabı çektirmek için yapılır. siz o anlık kararla bir anda ölüp gidersiniz ama geride hayatının her günü müthiş acılar çekerek ölen sevdiklerinizi bırakırsınız. sevdiklerinize, sizi sevenlere bunu yapmayın. klişe olacak ama hayat sadece annemiz, babamız, kardeşimiz, sevdiğimiz üzülmesin diye yaşamaya değer arkadaşlar.

  • özenmeyin.

  • birader gerçekten ruh hastası mısınız nesiniz? adama babasının doğum gününü sorsam 2 dakika düşünmeden cevap veremez, gün 16 ekim'e dönünce mehmet pişkin'in ölüm yıl dönümü diye entry giriyor. telefona hatırlatma mı kuruyorsunuz? manyak mısınız?

    adamın dirisi rahat edememiş bu hayatta, ölüsüne de bizim popülistler rahat vermiyor. sizin gibi sahte insanlardan tiksinip gitti lan bu adam.

  • intiharı kendi tercihidir saygı duyarım. ancak bu eylemi dolayısı ile intiharı öven, güzellemeler yapan tipleri görse kesin salak olduklarını düşünürdü.

    ölüm yıldönümüymüş. intihar ederken pek kararlı ve mutlu olduğu için kendisine "yıldönümün kutlu olsun" diyor, yakınlarına ise sabır diliyorum. intiharı öven bebelere de akıl fikir diliyorum...

  • üzerinden yıllar geçmesine rağmen intiharı hala hatırlanıyor ve bunun ana nedeni bıraktığı videodan ziyade, mehmet pişkin’in kimliğiydi diye düşünüyorum ben. öyle ki, her gün çok sayıda insan, çok trajik nedenlerden dolayı intihar ediyor ve hatta bunu canlı yayında yapanlar bile oluyor.
    buna rağmen, mehmet pişkin’in intiharı bizi daha çok etkiledi ve etkilemeye devam ediyor.

    bu intiharın arkasında modern insanın en büyük sıkıntısı olan varoluşsal bunalım vardı.
    video’da para sıkıntısından, sağlık, aile, aşk vs. gibi sorunlarından bahsetseydi belki de çoktan unuturduk ama dışarıdan “renkli” görünen bir hayatı vardı. üstelik eğitimli, kariyer sahibi, “seçkin” bir nişantaşı çocuğuydu.

    oysa intihar videosunda ne kadar boş bir hayat yaşadığını şuna benzer cümlelerle vurguluyordu;
    “daha çok parti yapıp, daha çok eğlenebilirdik”
    aslında “yaptığımız partilerde hiç eğlenmedim” “kişiliğime uygun olmayan bir hayat yaşadım” “siz benim eğlendiğimi sandığınız zamanlarda bile, ben yaşadığım hayatın anlamsızlığını sorguluyordum” demek istiyordu. belli ki çok felsefi ve derin düşünüyordu ama ona biçilmiş bir “nişantaşı çocuğu” olma rolü vardı ve ondan ancak ölerek kaçabilirdi.

    keşke bir süre çevre değiştirseydi. ne bileyim işte, bir köye gidip birkaç tavuk besleseydi, balık tutsaydı, zorluklardan geçmiş, sıradan insanlarla konuşsaydı, çocuk yurtlarını, huzur evlerini ziyaret edip evsiz insanlarla tanışsaydı.
    ölüm eninde sonunda gelecekti, keşke anlamlı bir şeyler yaparak o günün gelmesini bekleseydi.

    oysa okunacak kitapları, yaşanacak aşkları vardı.

  • bir cenaze evi nasıl olur biliyor musunuz?
    morgdaki bir dolaba kendi ellerinizle bir yakınınızı koydunuz mu?
    sonra onu o buzdolabından çıkarıp yıkayıp, kefenlediniz mi?
    bunları yaparken neler hissedilir biliyor musunuz?
    defin işlemi sırasında, o cansız bedene sırayla toprak atılırken mezar başında neler hissedilir biliyor musunuz?

    bir tanıdığımın 16 yaşındaki evladı intihar etti. tüm aile perişan. annesinin ağlamaktan gözleri aktı.

    lütfen artık bu başlık altında intihar güzellemesi yapmayın.
    bir ölümün ardından, tabut başında geride kalanlara edebiyat fayda etmiyor çünkü.
    özellikle kritik yaşlarda ve ruh halinde olup da, sözlükte vakit geçiren ve burada yazılanlardan etkilenebilecek olan bireyler olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
    sen edebi laflarla, şiir yazar gibi intihar güzellemesi yaparsın. ama çaresizlik içinde buhranlar geçiren birisine o laflarla nokta atışı yapabilirsin.

  • ya her gün yüzlerce insan intihar ediyor adam sırf intihar etti diye fan club açılacak adına neredeyse.tabi ki kendi yaşama hakkıdır da bu adam gibi hikayesi olan milyonlarca intihar eden insan var sürekli bir mehmet pişkin hayranlığından gına geldi artık.
    edit:fun yazmışım fan olacak uyaranlara teşekkür.

  • "ya bana da samimi gelmedi. nişantaşında yaşıyorsun, işin vs iyi. eğer bi sevgili uğruna intihar ediyorsan malsın, üç beş insanın salaklıkları için ediyorsan yine malsın."

    yukarıdaki yazarın cümlesini alıntıladım. adamın içinde neler kavrulduğunu bilemeyiz. sevgilisinden ayrılması bardağın son damlası olmuş olabilir. nişantaşı'nda yaşamak, iyi bi işinin olması bi insanı hayata bağlamaya yeter mi? nasıl bu kadar sığ olabiliyorsunuz yahu?

  • psikoterapist alper hasanoğlu:

    “intihar kararı alan bir kişi sakinleşir. bütün problemlerine çözüm bulduğunu düşündüğü için neşeli, dışadönük tarafları ortaya çıkabilir. bu kararı aldıktan sonra acı çekmezler. videoda görünen mehmet’in derin ve biyolojik bir depresyonda olduğu; yaşadığı basit bir kızgınlık, umutsuzluk, aşk acısı, memnuniyetsizlik değil. uzun zamandır mutsuzum, umudumu yitirdim diyor… mutsuzlukla baş edebilecek olma umudunu yitirmekten bahsediyor.

    gizli depresyon, üzerini örtebileceğiniz ve dışarıya belli etmeyebileceğiniz bir depresyon çeşididir. o 14 dakikada da rol yaptığı, psikolojisini maskelediği yerler var ama alnında 80 yaşında bir insanınki gibi alın çizgileri var… derin depresyonda olan ve ara ara intihardan bahseden kişiler, neşeli bir döneme girerlerse psikolojide bunun bir intihar habercisi olabileceği düşünülür. çünkü karar alınmıştır ve acı bitmiştir.”