matematiği anlamak için yapılması gereken şey

  • dört işlemin mantığını kavra, ne bileyim sayısal zeka, genetik yatkınlık, özel ders falan filan değildir. hatta şu çok söylenegelen kafadan bilmemkaç basamaklı sayıları hızlıca çarpmak filan da değildir.

    lazım olan şey; kafa yormaktır; yani odaklanmak. ama bu zihinsel eforu gösterirken de algıların açık olması gerekiyor. dolayısıyla, emek olmadan yemek olmuyor maalesef. ayrıca şunları da unutmamak lazım:

    i.) matematik, doğaya ilişkindir. matematikte gördüğünüz her şeyin doğada bir karşılığı; doğaya içkin bir anlamı olduğunu unutmayın. mesela mimari bir projede trigonometrik hesaplamalar vardır. bir radyo sinyalinde fraktallar bulunur; istatistiki analizde fonksiyon ilişkilerin önemi vardır. doğayı anlamaya çalışırken matematikten faydalanırız. bu yüzden "doğa bilimleri"ni matematik diliyle açıklarız, diyebiliriz.

    ii.) matematiği bir hesap kitap olayı olarak düşünmemek lazım. işte en önemli yanılgımız burada başlıyor bizim. teorik olarak düşünemiyoruz. her şeyin (matematiğin de) değerini pratik anlamıyla ölçüyoruz. alışverişte para üstünü hesaplarken yaptığımız işlemleri matematiğin tüm olayı olarak görüyoruz. bu yüzden farklı semboller işin içine girdiğinde, sadece karmaşıklaştırılmış bir dört işlem geliyor aklımıza. oysa burada dikkat edilmesi gereken: "dünyayı anlamak için türetilmiş bir soyut düşüncenin var olduğu" gerçeğidir.

    mesela normal dağılım konusunu ele alalım: eğer gözlem sayımız arttıkça doğal (nassim nicholas taleb'in deyimiyle vasatistan*) olaylarda merkezi limit teoremi gereği "ortalamaya yakınsama" gerçekleşmeseydi; bunu gözlemliyor olmasaydık; nasıl istatistiki analiz yapabilirdik ki?

    mesela yine bir 21 haziran tarihinde eratosthenes, güneş tam tepe noktasındayken iskenderiye’de yere bir çubuk dikti ve güneş ışınlarının çubuğa tam dik ulaşmadığını ve yerde 7 derecelik bir gölge oluşturduğunu farketti. buradan yola çıkarak dünya’yı bir daire olarak düşünen eratosthenes, iskenderiye ile siyene arasındaki mesafenin dünyanın merkez noktasında da 7 derecelik bir açı oluşturması gerektiğini düşündü. dairenin toplam açısı 360 derece olduğuna göre 7 derecelik bir açı 50 de 1 lik bir parça anlamına geliyordu.

    daha önceden iskenderiye ile siyene arasındaki uzaklığı ölçen eratosthenes bu mesafeyi yaklaşık olarak 5.000 stad olarak bulmuştu. 1 stad o zamanlar yarışların yapıldığı standart bir ölçüydü ve yaklaşık 185 metre kadardı. eratosthenes, 5.000 stadlık mesafeyi 50 ile çarparak dünyanın çevresinin 250.000 stad olduğunu hesapladı yani 46.250 km.

    peki iskenderiye ve siyene arasındaki uzaklığı nasıl ölçmüştü? çok basit; bir adam tuttu ve bu mesafenin “kaç adım” olduğunu saydırdı.

    bugün dünyanın çevresinin tam doğru ölçüsünün 40.100 km olduğunu biliyoruz.

    iii.) matematiğin kuramsal kavramsal anlamasını kolaylaştıracak kalid azad adında bir matematik entüsiastı tarafından yazılmış; bence muhteşem, şaheser, on numara beş yıldız iki kitap var aslında; oldukça basit ama çok açıklayıcı bir anlatım dili var bu kitapların:

    https://betterexplained.com/

    matematiği baştan sona anlatan muhteşem bir türkçe youtube kanalı: buders boğaziçiliden özel ders

    matematiği baştan sona anlatan muhteşem bir ingilizce youtube kanalı: eddie woo