maaşlı işten bıkıp kendi işini kurmak

  • dünya resesyona giriyor,
    türkiye daha giremedi bile. dünya girdiğinde 1.5 yıl sürecek, biz bu işi uzata uzata 2 yıl 3 yıl resesyonda kalacağız.

    durgunlukta maaşlı iş bırakıp, müşteri arayacağın bir iş kurmak ne kadar mantıklıysa, o kadar mantıklıdır.

  • sene 2022, hala patron olunca alarm kurulmadığını sananlar var :).

  • eğer bir mesleğiniz yoksa yapmayın.
    bir zanaatınız yoksa yapmayın.
    babadan kalan yeriniz yoksa yapmayın.
    kendi dükkanınız yoksa yapmayın.
    tek atımlık birikiminiz varsa yapmayın.
    çoluk çocuk bakıyorsanız yapmayın.
    arkanız sağlam değilse yapmayın.
    içinizde piçlik yoksa yapmayın.
    girişken değilseniz yapmayın.
    ağzınız laf yapmıyorsa yapmayın.

    bu devirde yapmayın.

  • şeker hamurundan bebek götü yapanlar kadar cesur olamadık amk. her gün söve söve çalışıyorum. artık iş kurmam gerekiyor diyorum ancak yıllardır bu başlığı okuyarak söve söve çalışmaya devam ediyorum. muhasebecisi, sigorta primi, tabelasına kadar vergi, kabotaj papiçulo vergisi.. sikim sikim gider kalemleri...

    en içerlediğim taraf: hiçbir zaman sermayem olmadı. borçlu doğdum, borçlu ölmek istemiyorum amk. bir sürü fikir var, hep büyük fikirler. geçen fikirlerimden bir tanesini huawei uyguladı. reklamda görünce şok oldum. bende sürekli yenilik bulma yeteneği var, bunu yapıp satma sermayesi yok. imkan verilse güneşte kurutulmuş elon musk gibi adamım. ben böyle düzenin ta amk. borçlu ve mutsuz olduğu halde bu dünyaya çocuk yapıp atan kim varsa köküne kibrit suyu.

  • kölelikten kurtulup özgür bir insan olmaktır. gereken bir kaç şey var. bence en önemli şey sabır. maaşlı çalışırken patronuma sikerim seni de işini de demiş biriyim. iş bulmakta sıkıntı çekmeyeceğimi bilmenin rahatlığı var tabii.

    ilk iş deneyimim kars'ın digor ilçesinde oldu. oradaki maceralarım için (bkz: digor katliamı) başlığı okunabilir. sonrasında beş yıl içinde didim alanya izmir ankara eskişehir ve bursa'da çalıştım. patrona kafam bozulunca şehir değiştiriyordum.

    sonrasında iş kurmak olmasa da karnımı doyurdum. (bkz: #44991230)

    sonra sürekli yeni yerler yeni şeyler yoruldum. maaşlı bir işe geri döndüm. maaşımı alıp yan gelip yatıyordum. maaşım ise türkiye ortalamasının çok üzerindeydi. ama kendimi özgür hissetmedim. sikerim böyle olayı dedim sırtımdan para kazanıyor bok kafalı herifler dedim kendi işimi kurup özgürleştim.

    şu an işyerindeyim. ay başı geliyor çalışanların maaşlarını nasıl ödeyeceğim onu düşünüyorum. iş var mı. çok. öyle bir rekabet var ki. sigortasıydı vergisiydi. bunlar aslında umurumda değil. üç gün geç olsa da maaşları ödüyorum. sonrasında bakıyorum bana ne kalmış. maaşımın iki katı.

    vay be diyorum. ne harika bir iş yaptım. paranın amına koyuyorum. eskiden her haftasonu olduğum yerde durmazken şimdi hesap yapıyorum. eğer bir müşteri ödeme yapmazsa çalışana maaşı veririm kendim aç gezerim diyorum. iki müşteri ödeme yapmazsa siki tuttum diyorum. o kadar özgürüm ki bu saatte hala işyerindeyim. yarın sabah yedide yola çıkıp başka şehirde bir müşteri adayoyla görüşeceğim. öğlene doğru işe başlayacağım için işim gece yarısı bitecek. o kadar özgürüm ki şu an cebimde iki bira alacak para yok.

    çok miyavlayan bir entry oldu. pişman mıyım değilim. 45 kadar çalışanım var ve onlar sayemde ekmek götürüyor evine. bir matematik üstadıyım. yaptığım tüm hesaplara göre para kazanıyorum. nerede lan bu para diyorum.

    iş kurmak isteyenlere tek tavsiyem olabilir. sürekli büyüyecek bir iş yapın. cebinizde asla para olmaz. çünkü yatırım yeni eleman derken kazandığınız para buraya gider. büyümeyen sabit giden bir şirket vergi borcu altında ezilip yok olmaya mahkumdur.

    ee ben bu işten ne anladım diyen varsa açıklayayım. ben anlamadım. iş büyüyor tek kazanç bu sanırım. işi belli bir yere getirip devrederseniz bir anlamı olur ya da ömür boyu büyüyüp aç dolaşırsınız. büyümezseniz kazanç vergiye gider.

    not: ticaretten anladığım söylenemez. akıl vermek isteyenlerden tavsiye beklenir. tecrübelerimi yazmak istedim.

  • maaş almak yerine maaş ödemek isteyenlerin hayalidir.

    ayrıca
    ssk, bağkur, gelir vergisi, stopaj, kdv, kira, beyanname, elektirik, internet, kira stopajı, muhasebe, ofis giderleri, personel giderleri (yemek, ulaşım v.s.) geçici vergi (bkz: geçici olan ama iz bırakan vergiler) damga pulu, damga sapı, oda aidatı, yıllık defter ....

    yani gelmeyin beyler yolun sonundan bildiriyorum.

  • geçen hafta toplantıya gittiğim (maaşlı çalışıyorum) şirketin sahibi olan 40 yaşlarındaki beyefendiye şirketi nasıl kurduklarını sordum. kendisi çok net şunu söyledi. belki faydası olur.

    yıllarca maaşlı işlere girip çıktım. sonra bir zaman geldi ve işten atıldıktan sonra taksi şoförlüğü dahil yaptım. en son çocuklarımın faturalarını ödeyemeyeceğimi anladığımda, eşimi annesinin evine gönderdim ve çocuklara onların bakmasını istedim. evimi satıp, ipotek ettiğim parayla da bu işi başlattım. ilk başta bu bir kumardı ama düştüğünde gözün onu görmüyor, çıkış sanıyorsun. şu anda şirketim evimin 30 katı büyüklüğünde oldu, o evde oturuyoruz halen.

    yani şunu demek istiyorum. kimse kanser olduğunu öğrenmeden önce sağlığının kıymetini bilmediği gibi kimse iş kurmayı aşırı derecede düşmeden oturup tasarlamaz! hatta şöyle diyeyim. bir çoğunuz babanızın sabit bir maaşından sizin cebinize 1 paket sigara parası geliyorsa, onu bile kar sayıp iş aramıyordur bile!