mühendislik okuyacaklara tavsiyeler

  • hocalarla aranızı çok iyi tutun. yalayın demiyorum ama imkanınız varsa yalayın tabi. genelde sevilmeyen hocalarla anlaşmaya bakın. öğrenciler uyuz hocalara çok yanaşmadığı için onlarla konuşabilen öğrenciler değere biniyor. hocaları maymuncuk gibi kullanabilirsiniz. önünüze güzel kapılar açabilirler. hele de endüstri mühendisliği okuyorsanız.

  • dag taş mühendis kaynıyor. 3000 tl maasla iş bulamıyor yeni mezun cocuklar. gidin baska bolum okuyun yol yakinken.

  • çok söylenmiş ama ben tekrar hatırlatayım. eğer gercekten bu ise gonul verecek kabiliyeti goruyorsaniz kendinizde okuyun. zaten bunu goren vatandas da burda okumayin diyen andavallara kanip vazgecmez. ama ustune basa basa söylüyorum. okuyacaksanız en iyi yerlerde okuyun. bunu kesinlikle kolay iş bulursunuz, etiket falan gibi beyaz yakalı zırvalarının dışında söylüyorum. iyi bir okulda bilmediğiniz süper ötesi yönlerinizi farkedebilirsiniz ve hayatınıza bambaşka bir yön çizebilirsiniz. sayısız örneği mevcut. küçük bir araştırma ile bu insanların kim olduğunu öğrenebilirsiniz. en basitinden cenk-erdem itü müh. fakültesinde tanışıp hayatlarında bambaşka bir yön çizdiler. belki siz cenk-erdem olmayabilirsiniz ama en azından çevrenizde sizi ruhen tatmin edecek, keyifle sohbet edecek insanlar bulabilirsiniz o okullarda. o okullara sıradan bir insan olarak girip sanatçı çıkabilirsiniz. sayısız örneği var köyden odtüye gelip neler neler yapıyorlar.
    ama sıradan bir okula giderseniz eğer ve yukarıda bahsettiğim şeyler sizin için önemli ise şunlara hazırlıklı olun. çevrenizde sadece beyin kapasitesi dota,batak,okey,arabalar,en kolay para nasıl vurulur,iddaa, olmayan karı-kız hakkında şunu şöyle sktim,benim işim zaten hazır gibi insan zekasını gerileştiren muhabbetlere maruz kalabilir ve üniversiteye ilk girdiğinizden çok daha geri bir şekilde okulu bitirebirsiniz. daha torpille akademisyen olmuş ve proje ar-ge kısımlarına girmiyorum bile.
    üniversiteyi sadece okula gidip gelip barlara takılmak diye düşünmeyin. kişilik olarak donanımlı ve birikimli olmaya çalışın. ve bunu en iyi kolay şekilde yapabileceğiniz, aynı düşünceyle birleşebileceğiniz yer ilk önce kendiniz sonra iyi bir okul. hayatınızın iyi yada kötü kırılma noktası olacak. iyi düşünün.

  • en iyi 3-5 okuldan birisinde okumayacaksaniz okula girdiginiz gunden beri yurtdisini hedefleyin. dunyada kimler nelerle ugrasiyor, hangi konular hot topic, takip edin. surekli ama surekli yurtdisi firsatlarini kollayin, size verilenle yetinmeyip kendi kendinize ingilizcenizi, teknik bilginizi ve meslege olan ilginizi muhasir medeniyetler seviyesine cikarin. youtube, coursera vs bir suru ortamda muhtesem online dersler var, acip mit'de stanford'da verilmis olan dersleri izleyebiliyorsunuz. bu muhtesem bir firsat.

    en iyi 3-5 okuldan birisinde okuyacaksaniz siz hedeflemeseniz de zaten yurtdisi sizi hedefler sadece gorunur olun. size verilenle yetinmeyin diyecegim ama zaten baska bir seyle ilgilenecek zamaniniz olmayacak. en onemlisi mesleginizi sevin.

    cogu muhendislik dali aslinda cok zevkli ve kendi kendinize projeler yapip hem kendinizi gelistirebilir, hem de yaptiginiz isten keyif alabilirsiniz. nerede hangi bolumu okudugunuzdan cok daha onemlisi, mesleginizi sevmeniz ve surekli her seyden sikayet edip su cok zor, bu cok sikici, bilmem kim hocanin dersinden gecilmez gibi 4 sene boyunca miy miy aglayan tiplerden uzak durup ogrendiginizi uygulamaya calismak ve mesleginizi sevmek.

  • önüne gelen okumayın demiş. okuyun gençler. ancak okulu bitirince çok bir şey biliyor olmayı beklemeyin. normali de budur. bir disket düşünün. ** eğer disket formatsız ise bu diskete bilgi yazılamaz. eğer disket formatlı ise bu diskete bilgi yazılabilir. ne gönderirseniz yazar üzerine. üniversite budur. üniversite sizi formatlar. öğreneceğiniz konuları anlayabilmenize, araştırabilmenize, öğrenebilmenize yardımcı olur. hangi üniversite olursa olsun, üniversiteden mezun olduğunuzda iş yapacak derecede mühendislik öğrendiğinizi düşünmeyin. zaten burası teknik meslek okulu değil. mühendislik fakültesi. 2 sene temel yök derslerini alırsınız. fizik, kimya, matematik, inkılap tarihi, türkçe vb. derken 2 senede sadece mühendisliğe giriş dersi almış olursunuz. sonraki iki senede alacağınız derslerden herhangi biri, sizin ileride meslek olarak yapacağınız dersi anlatıyor olabilir ki bu durumda bu bilgiyi teorisi ve pratiğiyle 14 haftada vermek mümkün değildir. bu yüzden stajlarınızı mümkün olduğunca güzel yapın. staja gittiğinizde çalışanlara soru sorun. siz sormadan kimse stajda size bir şey öğretmez. 4. sınıfın yazında işçiye gidip öğrenci olarak soru sorarsınız. işçi içinden: aferin, ne meraklı genç, öğrenmek için soruyor bak der. staj bittikten sonra dosyayı onaylatır aynı soruyu sorarsınız. bu sefer işçi, şu mühendise bak. bomboş mezun olmuş. saçma sapan sorular soruyor der. stajlarınızı güzel yapın, ileride ilgili konunun sizin mesleğiniz olup olamayacağı konusunda net karar alın. bu konuyu belirledikten sonra o konuda uzmanlaşın. stajınızı, bitirme projenizi, tezinizi bunun üzerine yapın. bu konu ile ilgili bilgisayar programlarını, ilgili alet edevatı (örn: plc, cnc vb. ) kullanmayı öğrenin.
    söylemeye gerek bile yok sanırım. en az bir yabancı dil ve bilgisayarı iyi şekilde öğrenin. gerekirse bunun için ekstra bir yıl ayırın ama bu konuyu çözün.
    derslerinizi ortanın az üstü seviyede geçer şekilde ayarlayın. kalan zamanınızda sosyalleşin. arkadaşlarınızla sinemaya, tiyatroya, operaya, baleye gidin. bir müzik aletini çalmak için gayret gösterin. festivallere gidin. için, gezin, eğlenin. ileride bunun için fazla vaktiniz olmayacak. ek olarak bu arkadaşlıklar ne kadar sağlam ise o kadar şansınız yüksek olur. bir arkadaşınız işe girer. ileride oraya yeni bir eleman alınacağında size referans olur. aynı şekilde siz, çalıştığınız iş yerinize bir eleman alınacağında, kişiliğini, karakterini bildiğiniz düzgün bir insana referans olur ekmek parası kazanmasında yardımcı olursunuz.
    hangi üniversiteden mezun olursanız olun, kendinizi geliştirdiğiniz sürece, işinizi iyi yaptığınız sürece, işinizi ve çalışmayı sevip çalıştığınız sürece, önünde sonunda güzel para da kazanırsınız. bu mesleğe ilk başladığınız yıllarda olmayabilir ancak belirli bir süre sonra olacaktır.
    sonuç olarak mühendislik okumak güzeldir. mühendis olmak güzeldir. okuyun.

  • bizim zamanımızda mühendislik sınıflarında pek kız olmazdı. hele teknik üniversitede sadece belirli bölümlerde kız olurdu. mühendislik öğrencilerinden kızlarla sosyalleşme amacında olanlar genellikle ortak havuz derslerini kız popülasyonunun olduğu mimarlık ya da tekstil mühendisliği gibi bölümlerden almaya çalışırdı.

    neyse üniversitedeki en samimi arkadaşım barış, insan toplum bilimleri diye seçmeli tırı vırı derslerden birini mimarlık fakültesinden seçmiş, bana da seçtirmiş.

    ilk gün dersliğe gittik oturduk. ilk gidenlerdeniz. derse 20 dakika var daha. önce endüstriden iki tanıdığımız öğrenci (erkek) geldi. selamlaştık. geçip ayrı ayrı sıralara oturdular. sözde yanlarına kız oturma ihtimalini artırıyorlar, çakallar. sonra bir baktık makineden ersun'la tanımadığımız bir arkadaşı. sonra inşaattan ayhan'ı gördük. o bizi görmemiş gibi yapıp ortalara doğru oturdu. 3-4 tane daha saplama geldi. sınıf mevcudu 11 kişi olmuş ama hala bir kız yok. hem de mimarlık fakültesindeyiz lan. ama umutlar tükenmedi. sınıf kapasitesi 40 kişi hala gelecekler var. neyse dersin başlamasına 5 dakika var. artık sınıfa girişler hızlandı. üçerli beşerli gruplar halinde öğrenciler sınıftan içeri giriyor. ama hala bir tane kız yok. neyse uzatmayayım. 40 tane sap, bu dersi seçmiş. mimarlık fakültesinde, kyk yurdundaymış gibi 40 erkek 20 metrekare derslikte ders aldık. en çok gemi inşaatdan gelen arkadaşlara üzüldüm. adamlar belki bir dişi homo sapiens görürüz diye taa maslaktan, taşkışlaya geliyorlarmış.

    neyse barış yılmadı. madem derslerde olmuyor bu iş. ben de üniversitedeki sosyal aktivitelere katılır. en azından bir kızla 2-3 kelime ederim düşüncesiyle tango kursuna yazıldı. ben bana göre değil diye yazılmadım. tango ki ünlü bir tango hocası olan bir başka arkadaşım, kadın ile erkeğin ayakta ve kıyafetleriyle seviştikleri bir danstır diye tanımlar bu dansı. neyse, tango kursundaki 20 kursiyerin tamamı erkek çıkınca, barış oldukça bozuldu. hoca mecburen hepinize kadın figürlerini de öğreteceğim, sıra ile herkes bir kadın bir erkek olacak falan diyince de iyice sinirlenip kursu bırakmış. parasını da iade etmemişler.

    bir gün bizim bölümün kulübünde otururken, barış geldi. dedi ki "abi bu sefer tamamdır. burada kesin kız var. bir kulüp buldum üye oldum, seni de üye yaptım." dedim "bir sakin ol. anlat."

    arkadaş bizi üniversite'nin "kadın kolları"'na üye yapmış. ben feminist muhabbeti çekmemek için gitmedim. ilk toplantıdan döndükten sonra barış çok üzgündü. dedi ki: "abi kadın kollarının toplantısına gittim. toplantıda 40-50 kişi vardı. içinde sadece 3-4 tane kız vardı. onlar da korkudan erken çıktılar."

  • sigaraya başlamayın.