mühendisin usta ve işçiye söz geçirebilmesi

  • benim de söyleyeceklerim var. (to umut sarıkaya with love) daha 23 yaşında 3 aylık deneme süresi sonrasında patronla yaptığımız uzun görüşmeler, maaş konusunda birkaç sürtüşme, 8 cumartesi çalışırsın yok çalışmam tartışması ve afili bir patron olduğum belli olsun imzasıyla süslenen atama yazısı neticesinde aile şirketinin birine müdür olmuştum. bu kurtlar sofrasında, hattâ daha da fenası sandro başlığında kuzu olmak gibi bi'şeydi.

    daha montaja giren parçaların adını öğrenememişken o parçaların evre üretim maliyetini çıkarmam istendi. bilgileri toplamaya çalışırken ürünü yanımda götürüp bak şunun şurasındaki parçanın iki soldan yanındaki parçalarının küçük olanı falan diye tarif etmeye çalışıyordum. âdeta bak bunun aynısından alıp geleceksin diyerek elinde numuneyle bakkala gönderilen çocuk gibiydim.

    bi' keresinde birbirine benzeyen iki üründen birinden bahsederken parti adedini sormuştum ustaya, göt lalesi usta da diğer ürünün adedini söylemişti (hangisinden bahsettiğimi anlamamış kendisi, parçanın adını söylemedi ki demişti), bütün planlama yanlış olmuştu. bir hafta açıkta bekleyen, mallar hâlâ yetişmeyince giden geminin arkasından el sallayıp siparişi iptal etmek zorunda kalmıştık. bu ben ustaların gözüne bakıp yalan söylediğini anlayacak, cevabını zaten bildiğim soruları sorup onları patron yanında göt edecek, üretimin durmaması için ustaya sen çekil deyip tiril tiril gömlekle makine altına yatacak kadar mevzuya hâkim olduğum güne kadar böyle devam etti. işleri şirkete gitmeye bile gerek duymayacak kadar koordine hâle getirip, şirketin açık penceresinden giren sinekten haberdar olacak sistemi kurunca patronun yanına çıkıp hatırlar mısın bir zamanlar yarısı akraban olduğu için kendini patron sanan personelin önüne attığın tecrübesiz ama gururlu bir mühendis vardı diyerek karşısına dikilmiştim. o da gülüp hamdın piştin oldun işte diyerek bana armut muamelesi yapmıştı. yani demem o ki işi bileceksiniz arkadaş. bilmemek ayıp, öğrenmemek daha da ayıp.

    bir gün aylardan aralık, yeni yıl yaklaşıyor. aşırı dindar ama fazla mesai ödemeyen, arabasında maher zain, irfan makki, sami yusuf falan dinleyen ama sigortasız işçi çalıştıran, 5 vakit namaz kılan ama yıllık izin kullandırmayan patronumuz "biz kafir miyiz, biz hristiyan mıyız, ne 1 ocak'ı, ne yılbaşısı! 1 ocak'ta çalışılacak, gelmeyeni kovarım" demişti. ben de "ben de gelmeyeceğim, işçiler de gelmeyecek" diyerek rest çekmiştim. götüm götüm verdi tabii tatili. o günden sonra konser esnasında kendini seyircilerin üstüne bırakıp ellerde taşınan rock yıldızı gibi takıldım şirkette. biraz personeli koruyun, kollayın, hakkını gözetin.

    yani neymiş?

    1) işinizi bileceksiniz, bilmiyorsanız çalışandan değil kendiniz öğreneceksiniz. adamlar utanmasalar nasıl sıçılır diye video çekip yükleyecekler, internette milyarlarca how do they do it video'su var. okuyun, araştırın, hocalarınıza, daha tecrübeli abilerinize sorun.

    2) işçiyi gerektiğinde üstünüze karşı kollayacaksınız. açığını gördüğünüzü belli edeceksiniz ama örteceksiniz.

    çok tecrübem yok ama bu ikisinin ekmeğini çok yedim, yönetim tavsiyesidir. hattâ bir keresinde halihazırda bi' yerde çalışırken başka bi' yerden iş teklifi almıştım, ya bizim müdür söz geçiremiyor onu başka departmana alıp sizi bu pozisyona düşünüyoruz diye...

    mektubuma burada son verirken bi'şey daha eklemek istiyorum: ben sizin işçi, emekçi, alın teri edebiyatınıza sokayım e mi. işçininki emek de mühendisinki baba parası mı? sizin bu emekçi diye öve öve bitiremediğiniz adamlar almanya'nın üçüncü havalimanını kıskandığına inanan, eğer 45 yıl çalıştıysa bir doblo alabilip arkasına osmanlı tuğrası yapıştıran, mühendis kadınsa, 7 okul bitirse, 5 master yapsa, 3 dil de bilse başı açıksa abla, hanım deyip götüne bakan adamlar. bilmesek inanırız. 55 yaşında diye, 30 senedir her gün sabah sekiz akşam altı arasında aynı ürünü aynı yerden alıp aynı yere koyduğundan, aynı tornavidayla aynı vidayı sıktığından, aynı makinenin aynı tuşuna bastığından tekrar ede ede bi'şeyler öğrenebilmiş diye okumuş etmiş mühendise sen kim köpeksin çekip durmayın.