lise öğrencilerinin karanlığa meydan okumaları

  • bir bildiri de norte dame de sion'dan gelmiş.

    "prototip, kadın, hegamonya, cinsiyetçi, transfobik..." gibi kelimeleri bir lise bildirisinde görmek...

    ağlamıyorum; gözüme medeniyet kaçtı.

    "çağdaş ve medeni bir eğitim modeli benimsediğini iddia eden okulumuz notre dame de sion, mevcut siyasi konjonktürün her türlü dayatmasını beden politikası ve ifade özgürlüğü üzerinden yeniden kuruyor. eleştirel düşünme yollarını destekler gibi görünüp, öğretmenlerimizi makineleştiriyor, öğrencileri belirli bir sınıfsal prototipe hapsediyor ve bunun oluşması için her türlü hak ihlalini meşrulaştırıyor.

    notre dame de sion öğrencisi profili yaratmak isteyen ve bu profile uymayan tüm öğrencileri tehditlerle, yasaklarla, cezalarla, iğneleyici konuşmalarla rencide ediyor. gücünün karşısındakinin iradesini yıkmaya yetemeyeceğini fark edince “gerekli önlemleri" alıyor. ve bizler, törenlerde, okul koridorlarında ve dersliklerde de bu dilin hegemonyasına maruz kalıyoruz. çevredeki esnafın rahatsız olduğu bahanesiyle eteklerimizin bir anda şort eteğe dönüştürülüyor. okul üniformasına “sadık kalan” kadın öğrencilere okula kendini göstermek için geldiği idare ve öğretmenlerce söyleniyor. ve hatta hakaret ediliyor. tayt giymek beden ölçüleri kıstasına göre disiplin suçuna dönüştürülüyor. ve bu yollarla kadın öğrenciler üzerinde baskı kuruyor. bunun yanında, derslerde homofobik, transfobik ve cinsiyetçi söylemler devam ediyor. bunlar da okulda ve dışarıda sürekli karşılaştığımız tacizi normalleştiriyor. örneğin, karadelik adlı kısa filmin bir derslikte gösteriminden sonra öğretmenin “erkekler anlar” diyerek kinaye yapması; kürtajın dinde yasak olduğunun öğretmenler tarafından ders esnasında dile getirilmesi, cinsiyetçi küfürler edilmesi ve kadınlar üzerinden yürütülen ayrımcı söylemler idarenin kulağına nedense hiç gitmiyor.

    törenlerde ise biz yarım kadınların çiçek olmaktan başka bir çaresi kalmıyor. baskılar sadece bedenimizle sınırlı kalmıyor, fikrimize de müdahale sürüyor. bir öğrenci, din sınavında “başkasının doğruları” yerine kendi doğrularını cevap doğrultusunda yazdığı için disipline gidiyor ve kuruldaki öğretmenler öğrenciye “saçmalamışsın, bilinçaltını kusmuşsun, resmi evrakta fikirlerini dile getiremezsin” diyor.

    ancak okul unutuyor ki, bu sözler, nds'nin internet sitesinin "hedefler" kısmında “bilimsel, eleştirel tavır alabilen ve özgür insanlar yetiştirmek” iddiasını boşa çıkarıyor. "okul dışında istediğini yap" diyerek yine kendini özgürlükçü sanan okulumuz, “hobi olarak gene yap”tan öteye gidemiyor. idare, eğitimci ilişkisinden çok patron ilişkisini yeğlediğini, geçen sene edebiyat öğretmenimizi "itaat etmediği" gerekçesiyle temmuz ayında atarak göstermişti.

    hatırlatıyoruz: okulu okul yapan idare değil, öğretmenler ve öğrencilerdir. yaşama alanlarımızı genişleten öğretmenlerin, doğrudan veya dolaylı olarak çeşitli yöntemlerle okuldan uzaklaştırıldığına tanık oluyoruz. bunun bir eğitim politikası değişikliğinin işaretleri olduğunun farkındayız. ancak, bilimum iktidarların dahil olduğu bu körelme sürecine boyun eğmeyi reddediyoruz. notre dame de sion örneğinden, “aydınlıkçı” çerçevenin de dayatmacı zihnin bir parçası haline dönüşebileceğini görüyoruz. ekol olmamız veya olmamız değil, anti-faşist mücadeleyi her alanda kuvvetlendirmemiz gerektiğinin esas olduğunun bilincindeyiz. direnen tüm liselilere selam ve dayanışmayla..."

    okudukça bir "umut" çöküyor içime ülkeme dair; allah aşkına gençler yapmayın böyle şeyler ya!

  • bugün konuyla ilgili bana ulaşmak isteyen arkadaşlarım için mail adresimi yazmıştım burada. şöyle bir mail geldi aynen paylaşıyorum.

    " merhaba iyi geceler kusura bakmayın rahatsız ediyorum
    ben irfan
    galatasaray lisesi 149. devreyim sürekli takip etmeye çalışıyorum sözlüğü en sonunda bu başlığın açılması çok iyi oldu.birkaç birşey söylemek istiyorum
    biz okul olarak 2. dönemin başından beri okulda idarenin baskılarına karşı boykot eylemleri görüşmeler mezunlarla iletişim veli bilgilendirmeleri şeklinde çalışmalar yürütüyorduk.10 senedir başımızda olan müdire hanımın ve koltuk sevdalısı idarecilerin bardağı taşıran hamleleriyle yeter diyerek başladık.
    2 müdür yardımcısı istifa etti.baş müdür yardımcısı başka okula tayin istedi.müdire hanımda son kozlarını oynuyor.
    ikinci dönemin sonlarına doğru kadıköy anadolu'ya karşı yapılmaya çalışılan karalama kampanyasına karşı 6 köklü lise (iel,kabataş,kadıköy anadolu,gsl,cağaloğlu,vefa) bir toplantı yaptık.bakın burası çok önemli çünkü bu liseler çok uzun süredir aptal ikili kavgalardan sıyrılıp ortak birşey için birleşemiyordu.sanırım tarih 17 mayıstı.birkaç karar alındı.ortak bir edebiyat dergisi çıkartalım dedik.2 hafta gibi kısa bir sürede robert kolejide dahil oldu ve yazılar toplandı.basım masraflarını da birşekilde ayarlayıp izah dergisi 1. sayısını çıkarttık.(isterseniz örneğini atabilirim pdf olarak.ücretsiz dağıtılıyor).bunun dışında twitterdan gündeme girmek için bir karar alıp 3 gün sonra akşam saatinde 14. sıradan tt ye girdik.kadıköy anadolu hakkında çıkan haberlerin yalan olduğunu anlatıp desteğimizi gösterdik.birbirirlerimizin sorunlarını dinledik ve gerçekten çok ciddi problemler var.okullardaki öğrencileri kendi içlerindede bölmeye çalışıyorlar.
    bildiğiniz gibi geçen gün istanbul erkek lisesi mezunları müdüre arkalarını dönerek bir eylem yaptılar üstünede çok güzel bir bildiri yayınlandı.ertesi gün bizim pilavda bir ilan hazırlanmıştı onlar dağıtıldı.sonrasında cağaloğlundaki arkadaşlar bildiriyle destek verdiler.bugün izmir bornova derken vefa da bir bildiri yayınladı.bizim de yarın bildirimiz yayınlanacak.işin özü bu hareket çok hızlı ve etkili biçimde yayılıyor.hüseyin avni sözen anadolu lisesi ve dede korkut anadolu lisesi de dahil olmak üzere birkaç okul da idareyi protestoya başladı.şu anda izmir bornovayla da iletişimdeyiz.yakında ankaradan liselerde bu kıvılcıma katılacaktır.kısaca olayların kronolojisi budur.
    şimdi biraz amacımızdan bahsedeyim.aydınlanmacı liseler birliği olarak (biraz dandik gibi duruyor ama çok destekleyende oldu,çok takmıyoruz ismi zaten ) hiçbir siyasi görüşe karşı yürüttüğümüz bir hareket yok.ideolojik gruplar umrumuzda bile değil hatta.tek yapmaya çalıştığımız şey eğitim sistemini zedelemeye çalışan,insanlara kendi öğretilerini empoze etmeye çalışarak bu insanları düşünmemeye ve sadece itaat etmeye alıştıran,kültürel etkinliklerimizi,geleneklerimizi,okulların kendi içindeki birlikteliğini tehdit eden,her türlü baskı ile öğrenciyi kendinden değersiz gören her unsura karşı gereken tepkiyi usülüyle göstermektir.yanlı basınlarda çıkan pkk ve paralel iddialarına zaten kimsenin inandığını düşünmemekle beraber hiçbir sol kuruluş veya örgütten destek de almadığımızı belirtmek istiyorum.çünkü bu şekilde yok şunun maşasısınız bunun adamımısınız gibi kirletmelerle bu hareketin amacının karalanmasını istemiyoruz.önümüzde daha uzun bir yol var gibi bu yolda türkiyeden siktirolup gitmek başlığındaki bütün insanları sağımızda solumuzda arkamızda bizi desteklerken görmek de ayrıca hepimizi mutlu eder.
    umutlu olalım.biz biz olabildiğimiz sürece onların kim olduğu pek önemli değil."

    limonun notu: pdf isteğimi ilettim geldiğinde bir şekilde entrye eklemeye çalışacağım.

  • istanbul erkek lisesi müdürüne gösterilen tepki sonrası ülkenin farklı noktalarında mevcut lise öğrencileri benzer ortak tavırlarını sergilerek karanlığa meydan okumaya devam ediyorlar.

    cağaloğlu anadolu lisesi

    bir bildiri de cağaloğlu anadolu lisesi'nden

    bornova anadolu lisesi

    bir bildiri de bornova anadolu lisesi'nden

    vefa lisesi

    bir bildiri de vefa lisesi'nden: karanlığa sırtımızı dönmeye hazırız!

    (bkz: istanbul erkek lisesi müdür protestosu)