life is drunk'ın mesai saatlerinde entry girmesi

  • aslında leblebinin nohut olduğunu öğrendikten sonra beni hiçbir şeyin şaşırtabileceğini sanmıyordum ama ekşi sözlük sağolsun her gün ağzım açık boş boş ekrana bakmamı sağlıyor.

    şaşırtmakla beraber bu başlık altına yazılan bazı entryler bana hayatımla ilgili şikayet etmeme, şükretme arzusu da verdi. ben hayatımı tekdüze, sıkıcı sanırdım ama görüyorum ki çok daha fena hayatlar var. bir insanın yazdığı entry saatinden kul hakkı yediğini iddia etmeye varan çile ve mutsuzluk dolu bir hayat beni korkutuyor. gerçekten şu entryi ekşi sözlük gibi kendi zekalarını öve öve bitiremeyen kullanıcılarla dolu bi platformda yazarken utanıyorum ama mesela ben son 1 ayda bu entryle beraber 15 entry girmişim. bu da 2 günde 1 entry anlamına geliyor. entry başına 10 dakika harcadığımı düşünürsek 150 dakika eder. 2.5 saatlik çalışma ücretimi türkiye'deki toplam vergi mükellefi sayısına böldüğümde elde edilen sayıyı bu başlığın sahibi arkadaşın entrysinde bahsettiği gibi "senin it gibi çalışıp vergilerinle ödediğin maaşla sosyal medyada ego parlatan adam" olarak hesaplarınıza mı yatırayım? adama bakıyorsun günde 137583 tane entry yazıyor fakat benim 2 günde yazdığım 1 entryden dolayı tüm sosyal medya hesaplarımı inceleyip ip adresimi bulup gerekli yaptırımlar için uğraşacağını söylüyor. korkuyorum gerçekten, korkuyorum beni bulup yiyeceğim ihtar cezasından değil hayatlarınızın bu derece mutsuz, bu derece birinin hayatına müdahale etmekten çekinmeyen halinizden korkuyorum.

    kaldı ki bu entryde olduğu gibi geceden çoğunu yazıp sabahları ufak düzenlemelerle gönderiyorsam? veya çay içerken yazıyorsam? ne bileyim biz arada çay içiyoruz, sigara içiyoruz hatta inanmazsınız bazen aramızda muhabbet ediyoruz lan. hatta kalbiniz kaldıracaksa eğer bu muhabbetlere bazen şube müdürü, daire başkanı falan da katılıyor. sizin işyerinde bunlar olmuyor mu? o zaman beni değil kendi işini ve çalışma arkadaşlarını sorgulamalısın. gerçekten çok utanıyorum bunları açıklamaya. işyerime mi geldiniz? sizin bir işiniz varken "dur gardaşım entry giriyorum" mu dedim? daire başkanımdan sicilimi mi isteyip incelediniz? nereden biliyorsunuz da bir anda allah veya inandığınız şey ne ise onun kimliğine bürünüp beni kul hakkı yemekle suçluyorsunuz? büyük oyun mu bozuyorsunuz? ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama tekrar söylüyorum hayatınızdaki mutsuzluk ve kin beni gerçekten çok korkutuyor.

    son olarak mesaim başlayalı 15 dakika olmuş ben müsaadenizle sabah çayımı içmek istiyorum. korkmayın 10 dakika falan sürer. isterseniz gelin daireye bi çayımı için, hararetinizi alır.

  • devlet dairesine gidince memurları solitare oynarken, milliyet.com.tr'de vakit öldürürken görürseniz kafayı yemez, içinizden ana avrat düz gitmez misiniz ?

    mahkeme-i kübra'dan sonra en çok kul hakkı konusunun döndüğü, bizim vergilerimizle memurlar maaşlarını alıyorlar ama aylaklık ediyorlar denilen mecra ekşisözlük değil miydi ?

    ama sözlük celebrity'si olunca işler değişiyor. inş canım yalar havada uçuşuyor.

    kimseyle bir alıp veremediğim yok yanlış anlaşılmasın. sadece yazarların söylemlerindeki tutarsızlıklara gülüyorum.