kusura bakmasın da siktirsin gitsin artık bu yıl, bu çağda. senle mi uğraşacağız? bir de utanmadan "kart yok abi" der. sırf vergiden kaçmak, başka hiçbir sebebi yok, olamaz. bu gavatlardan alışveriş yapmayın.
kredi kartı geçmeyen işletme
-
-
istisnasız hepsi vergi kaçakçısıdır.
-
kredi kartı konusunda prisoner's dilemma benzeri bir durum var.
bu hizmet bedava değil, yaptığınız her alışverişten bankalar komisyon alıyor. işletmeler de haliyle bu farkı daha yüksek fiyatlar olarak size kitliyor. yani herkes kredi kartı kullandığı için herşeyi komisyon oranı kadar pahalıya alıyoruz. bu işten tek kar eden banka oluyor.
kk kullanmamanın size fayda sağlaması için herkesin kk kullanmayı bırakıp, fiyatların komisyonsuz hale gelmesi lazım. eğer herkes kk kullanmaya devam ederken siz kullanmıyorsanız enflasyon olan bir ortamda zarar ediyorsunuz demektir.
yaşı yetenleriniz varsa hatırlar, bazı işletmeler kredi kartına komisyon uygulardı. aslında en adil olanı bu gibi. kitle komisyon oranını kart tercih eden kullanıcıya, diğer kullanıcılara daha ucuza mal sat. isteyen istediğini yapsın. sanıyorum devlet ve bankalar el birliğiyle bitirdiler bu konuyu. -
bunun en büyük sebebi, işletme sahibinin, vergi vermemek için gelirlerini kayıt dışı tutmak istemesinden kaynaklanmaktadır.
-
keş para sevdalısı çakal esnaf. satarken sıcak paradan başka birşey kabul etmez ama mal alırken uzun vadeli çek kesip itiraz edene de “haftaya artık sen getirme koçum başka tedarikçi mi yok “ deyip tatava yapar. tam soyulasıca denilen esnaf tipidir.
-
pek rastlamadığım işletmelerdir.
çoğunda var.
ben kredi kartını bazen inat olsun diye kullanıyorum.
masaya oturuyorum; sigara yakıyorum. 5 garson muhabbet ediyor. ulan küllük getir işte; peçete bitmiş, koy. hava 120 derece ılık kola getiriyor. zero diyorsun ısrarla sallana sallana normal kola getiriyor. tuzluk vs leş... tuvalet desen bok götürüyor...
siz ne iş yapıyorsunuz oğlum?
şimdi diyeceksiniz ki garsonun işi; işletmenin ne suçu var. işletme nasıl yönlendirirse garson/temizlikçi öyle çalışır.
neyse; geliyor hesap sallıyorum 100 tl. millet atıyor nakit. ben topluyorum; pos istiyorum.
hop; yüzde 8 devlete, yüzde 3 bankaya... 11 lira... yüzde 1 de bonus veriyor. 1 lira da benim cebe...
ayrıca, şurası önemli;
bir kere çok ciddi zehirlendim yemekten. ve nereden yediğime de emindim. ancak nakit ödediğim ve fiş kesmedikleri için kanıtlayamadım. kanıt lazımmış orada yemek yediğinize dair. kartla ödeseydim olurdu. -
kredi kartı geçerli olmayan devamlı gittiğim 2 lokanta var, gitmem diyemem ama bu devirde kredi kartının geçerli olmaması müşteriye saygısızlık gibi geliyor bana.
dün bu işletmelerin birine giden arkadaşım 400 tl. hesap için kredi kartı uzatmış geçerli değil demişler, yemek ısmarladığı kişilerden para alıp hesabı ödemek durumunda kalmış.
muhtemelen işletmeler her gün defalarca bu durumla karşılaşıyorlardır, müşterisine saygısı olan işletmeci en azından müşterilerini bu durumda bırakmamak adına kredi kartı kullandırmalı diye düşünüyorum. -
kredi kartıyla işlem demek fiş kesme zorunluluğu demek.
fiş kesme zorunluluğu demek vergi doğması demek.
vergi doğması demek küçük esnaf/kobinin korkulu rüyası demek.
yemek-tatlı-pasta yediğiniz, saçını kestirdiğiniz, ev kiraladığınız yerlerde asılıysa vergi levhasına bir bakın... günde binlerce lira kazanan işletmelerin nasıl da 2-3 bin lira yıllık gelir vergisi ödediğini. sonra gidin maaş bordronuzu inceleyin 1 ayda gelir vergisi diye ne kadar ödediğinizi görün. -
başına asla konulunca daha anlamlı olmuş başlık gerçekten.
zira bazı işletmeler, önce kart geçmiyor diyor, sonra biraz daha "abi lütfen..." yapınca, dayanamıyorlar çıkarıyorlar posu.
başlığın başına "asla" konularak, bu tür işletmeler de elenmiş oluyor. tebrikler.
edip: başlık buraya taşınınca entrynin de bir anlamı kalmadı. benim yazdığım başlık asla kredi kartı geçmeyen işletme mi ne öyle bir şeydi. -
inatla fiş/fatura istenmesi gereken yerlerdir. esnaf, bu durumda bir çakallık hamlesi ile çekmeceden eski fiş arayacaktır fakat özellikle yapılan işlemin/alışverişin fişi istenmeli, zorla vergi ödettirilmelidir bunlara.