konya

  • cahil dedik diye pkk'lı ilan edilmişiz. lan işte tam da bunu demek istiyordum. cehalet böyle bir şey işte. konya halkı cahil diyorsan teröristsin. hatta bu amk çocuğuna göre; polis, asker falan öldürüyorsun... siker misin sabaha mı bırakırsın?

    bakın hanımlar beyler. ben 31 yaşında bir adamım. kayseri'liyim, türkmenim, yörüğüm, köy çocuğuyum, yayla bebesiyim, çadırda doğdum, kayseri merkez'de büyüdüm. (halen de sülalem yayladadır.) okuldan önce simit satar, okul çıkışı mavi önlüğümü boya sandığına sokuşturup ayakkabı boyamaya çıkar, akşamları da semt pazarlarında poşet, peçete satar, onun bunun çantasını taşır bacak kadar çocukken ev geçindirirdim. sikime inan, sikime inanma. ben böyle büyüdüm. bana terörist diyecek adamın götünü o dakka sikerim, bu bir. ikincisi; ben eleştirdiğim şeye yabancı değilim ki. bilakis, yukarda da belirttiğim gibi onun tam da içinden geliyorum.

    bugün birçok yakın akrabamla selamı sabahı kesmiş durumdayım. kimiyle ben görüşmüyorum, kimi de beni sildi. neden? akp hükümeti, tayyip erdoğan tartışmaları falan filan.. uzun uzun anlatmaya gerek yok. inanıyorum ki, şu an bu satırları okuyan birçok insan benzer sorunları yaşamıştır. bir gün haberleri izlerken, gayriihtiyari bir şekilde tayyip bey'e atarlandığım için öz amcam -ki beni oğlundan çok sever- siktir git burdan, gözüme görünme şerefsiz gominik! diye beni kovdu. şaka değil, bildiğin kovdu adam. hem de büyük bir nefretle. köpek kovar gibi kovdu.

    he, ben yine amcamı çok seviyorum. gezi olaylarında hükümeti eleştiren içerikte paylaşımlarda bulunduğum için 'bu şerefsizliği senden beklemezdim dayıoğlu!' diyerek beni anında silen halaoğlunu, 'bir an evvel doğru yolu bul, sen iyice sapıttın!' diyen eniştemi, 'oğlum adamlar namaz kılıyor, onlara oy vermeyelim de ne yapalım? allahsız cehape'ye (son iki yıldır cehape diyorlar. eskiden chp derlerdi.) mi oy verelim?' diyen öz anamı babamı hala çok seviyorum. hepsi de iyi insanlar. sadece benim akrabalarım değil. genel anlamda iç anadolu insanı iyidir. ama bu cahil oldukları gerçeğini maalesef değiştirmiyor. bu cahil kelimesi insanı rahatsız ediyor biliyorum. fakat müsaade edin izah edeyim; onlara cahil derken, ben kendimi farklı bir yere koymuyorum. ben de cahilim. ülke olarak, hatta komşu ülkeler de dahil, coğrafya olarak cehaletten ölüyoruz zaten. burda mesele şu; cehaletten kurtulmaya meyilli olmamak. biz bu konuda hiçbir şekilde ışık vermiyoruz. her geçen gün daha cahilleşiyor, daha ayrışıyor, daha nefretle doluyoruz.

    cahil insanların en güçlü duygusu nefrettir. en sevdiğine olan sevgisi ile, en nefret ettiğine olan nefretini kıyaslayamazsın bile. nefretin yoğunluğu her daim daha çoktur. maçtan önceki saygı duruşunda yaşanan tekbir ve ıslık olayı da bu yüzdendir.
    bak mesela şimdi bu kurduğum cümle, iç anadolu insanının gözünde beni anında din düşmanı yapar, allahsız, kitapsız, ateist yapar. fırsatını bulsa 'tekbirden rahatsız oluyor orospu çocuğu!' deyip kafamı taşla ezmekte bir an bile tereddüt etmez. oysa ben bir imam hatip mezunu olarak, o insanların birçoğuna din eğitimi verebilecek seviyedeyim.. ama işte mesele bu da değil. mesele cahile laf anlatmak.. onun gibi düşünmeyip, onun gibi görmüyorsan her şey bitmiştir. sen net bir düşman, apaçık bir orospu çocuğusundur, kafirsindir. sen orda, kastının dine ya da allah'a olmadığını, rahatsızlığı tekbirden değil, sadece zamansız ve yanlış yapılmış bir hareketten duyduğunu, öyle ya da böyle, şu ya da bu şekilde katledilmiş insanlara 1 dakikalık dahi saygı gösterilmeyişine üzüldüğünü, sadece buna tahammül edemiyor oluşunu hiçbir şekilde anlatamazsın, izah edemezsin. seni orda 'ya allah bismillah allahuekber' diye linç edip, modifiyeli tofaşlarıyla bir semt parkına bira içmeye giderler.

    konya da budur, kayseri de budur, niğde, nevşehir, kırşehir de budur. hepsi de aynıdır. dün kameralar konya'daydı, konya'yı gördük, tek fark bu. şu an ülkenin her köşesini, her insanını canlı yayınla, doğal halleriyle izleyebileceğimiz bir teknoloji olsaydı, asıl o zaman görürdük anyayı konyayı...

    lan konya diye lafa girdik ama.. ben resmen daldan dala atlayıp içimi döktüm. yıllardır birikmişse demek...

    neyse. demem o ki, güzel insanlar, ben 'tiyatrocu olacağım!' dediğim için daha çocuk yaşta dışlandığım, 'davulcu mu olacaağn başımıza?' 'şeytan işi, boş beleş işlerinen uuraşma, gir sikortalı mayışlı bir işe, adam gibi çalış!' denilerek horlandığım, kayserispor alt yapısında taş gibi top oynarken 'sikerim topunu tüfeğini! adam gibi şiylerinen uuraş!' denilerek koparıldığım, çocuk aklıyla kuran kursundan kaçıp yine bir mahalle maçına fıydığım için kafam duvarlara vurula vurula büyüklerimden dayak yediğim yıllarımı döner döner yeniden yaşarım kendi içimde. asla nefretle değil. daha çok onlar adına üzülerek hatırlarım o yılları. daha buraya yazmakla bitiremeyeceğim hatıra ve yaşanmışlıkla dolu 20 yılım geçti. az değil... sonuç itibarıyla, ana ocağıdır, baba ocağıdır, memlekettir, toprağımdır, severim elbette. hem de hepinizden çok severim. sadece kayseri'yi, konya'yı değil. ülkemi seviyorum ben. insanları seviyorum. hem de bütün insanları. sen necisin? demeden. sen nerelisin? demeden. sen hangi takımlısın? demeden. dilini bilmesem de, dinini benimsemesem de, ırkını tanımasam da, ülkesini daha önce hiç duymasam da dünyanın bütün insanlarını seviyorum. daha doğrusu şöyle diyeyim; ilk önce sevmeye çalışıyorum. elbette benim de sevmediğim insanlar var, peygamber değilim amk. ama ilk önce sevmek için bir sebep arıyorum. anlatabildim mi? kızmadan, nefret etmeden önce sevmek için bir sebep...

    bugün kızgın olduğum, kırgın olduğum, nefret ettiğim insanları bile yarın bir gün sevebilirim. sevmeye çalışırım. asla kin tutmam. ben ve benim gibi düşünenlerin de dünyadan beklediği tam olarak bu zaten. fakat bu beklentiyi anlayamayacak, kavrayamayacak tek şey cehalet olduğu için konu ta buralara kadar geldi. kafanızı siktimse kusura bakmayın. saçma sapan alakasız bir yazı da olmuş olabilir. bir yandan işteyim, bir yandan da yazmaya çalıştım. beş on kere ara verdim, baştan okumadan da yazmaya devam ettim. idare edin artık.

    konya da bizim, kayseri de, van da, muş da bizim. ama biz hiç biz olamıyoruz. hep 'onlaaaar, bunlaaaarrr, biiiiz' diye ayrıştırılıyoruz. bütün mesele bu. insanlarda insan sevgisi kalmadı. askere, polise üzülürsen faşist, gezi'de öldürülene üzülürsen vatan haini ilan edilirsin. herkes ama herkes, birbirini yaftalama, etiketleme peşinde. bir allahın kulu da çıkıp bi dk lan, insanlar niye ölüyorlar? niye öldürülüyorlar? niye ölüyoruz? niye öldürüyoruz? amına koduğumun yerinde, her şeyden herkese yetecek kadar varken, biz neyin derdindeyiz? demiyor.

    acınacak haldeyiz...

  • offf anam offf neler dönmüş serhat burada. kimse benim kadar konyalı değildir, kimse benim kadar uzun konya'da yaşamamıştır. o yüzden bu işte bilirkişi olarak benim konuşmam vaciptir. şimdi çayınızı alın ve beni dinleyin.

    önce tanım: bir şehir.

    33 yaşındayım. doğma büyüme konyalıyım. üniversite eğitimi, iş için 4-5 yıl. onun haricinde hep konya'da yaşadım. şehrin geçmişini geleceğini çok iyi biliyorum. eskigaraj tarafında da yaşadım, bosna tarafında da. meram tarafında takıldığım da oldu, zafer tarafında da. afra ilk açıldığı zaman gökdelen altında cafe işlettiğim de oldu, cami altı çay ocağı da. o yüzden şehrin dokusunu gayet iyi biliyorum.

    konya halkı yobaz mıdır?
    kesinlikle evet. bak yukarıda bahsettim nasıl konyalı olduğumdan. bir konyalı olarak kendi halkımdan utanarak yaşadım hep. yobazlık, geri kafalılık, at gözlülük, iki yüzlülük, yalancılık, dolandırıcılık, namussuzluk başka hiç bir şehirde görmedim. ege'de üniversite okudum. sizin ahlaksız dediğiniz laiklerin sizin yanınızda ne kadar namuslu insanlar olduğunu gördüm. karadeniz'de çalıştım 3 sene. karadeniz insanı içe kapanıktır, dışarıya açık değildir dediniz. sizin dışardan gelenleri dışladığınız gibi kimse dışlamadı beni karadeniz'de. doğuda yaşadım 1 yıl. sizin bölücü yaftası yaptığınız adamlar bile sizden daha çok vatanını seviyor bunu gördüm. sizin vatana verdiğiniz zararın binde birini vermiyor kürt diye vatan haini ilan ettiğin insanlar.

    ben konya'da gördüğüm kadar hırsızlık hiç bir yerde görmedim. 7'sinden 70'ine her yaştan hırsız gördüm. cuma namazından çıkıp caminin çıkışında dilenen körün topladığı paralara el atan, avuç avuç çalan hacı gördü bu gözler konya'da. kediler için döktüğüm yemekleri alıp evine götüren kadınlar gördü bu gözler. ve bu gördüklerimin hiç biri fakir değildi. hacca gidecek parası olan adam lan bahsettiğim ne fakiri. adam alışkanlık için yapıyor, kendinde hak olarak gördüğü için yapıyor. çünkü onun inandığı dinde hırsızlık serbest. sırf bu kafalar zaten "çalıyor ama çalışıyor" deyimini soktu hayatımıza. bir insan çalabilir. evet konya'da bu çok normal.

    ben konya kadar uçkuruna düşkün bir şehir görmedim. hani sana göre izmirli laik ahlaksız ya. lan senin ahlakın onun ahlakının yanında diz çöker tövbe eder. bu gözler kendi oğlunun yani gelinin namusuna göz diken sakallı amcalar gördü. kendi damadıyla akşehir'e kerhaneye giden cuma müslümanı sanayici amca gördü. kendi oğluyla otogarın karşısındaki pavyonu giren adam gördü. bir kendine bir oğluna kadın sipariş ediyordu hemde.

    bu gözler cuma namazına gitmiyor diye linç edilen çocukları gördü. aynı linci yapanların cuma akşamları bosna'dan kızı yaşındaki üniversiteli kızları düşürme hayaliyle bmw, audi, mercedes otomobilleriyle beyaz cafe'ye, kahve diyarına, rixos'a gidişlerini gördü bu gözler.

    1+1 stüdyo daire patlaması var konya'da. bu evlerde öğrenciler mi oturuyor zannettiniz? bu evler sanayide dükkanı olup da üniversiteli kız düşürme hayali kuran evli barklı cuma müslümanlarının. sanayiye gidin sorun. hepsinin garsoniyer evi var lan! bu adamlar müslüman. bu adamlar cumaya gitmeyeni linç ediyor. bu adamlar ramazanda evinde viski içerken lokantalarda yemek yiyenleri taşlıyor. bu adamlar sikinin sevdasına koşarken küpe takan, saç uzatan gençleri dövüyor.

    sorsan konyalıların hepsi müslüman ve milliyetçi. ama bu ülkeye verdikleri zararları saymaya kalksak sayfalar sürer. bu adamlar milliyetçi ama göz göre göre askerine füze attıracak adamlara tapar. bu adam müslüman ama müslüman kanı aksın diye ortadoğuya silah kaçıran adamların posterlerini taşırlar dolmuşlarının, minibüslerinin arkasında.

    tutmuşlar konya'yı görmeden, konyalıyı tanımadan ahkam kesmeyin diyorlar burada. ulan ben konyalıyım, ben konya'dayım. ben söylüyorum ben! konyalı adamdan hayır gelmez. konya bu ülkenin sırtındaki bir kambur. konya neymiş? şehirciliği iyiymiş! ulan senin o belediye başkanlarının akrabalarının kaldırım taşı fabrikası var. onlara her sene para yedirmek şehircilik yapmak değildir. yolları düzmüş, çevre temizmiş? ulan senin kültüre, sosyal hayata dair neyin var? şehircilik dediğin yerde sokakta her kesimden insana hitap edecek kültürel, sosyal faaliyetler olması gerekir. şehircilik falan da yok. git ereğli yoluna, git aksaray yoluna. bok kokuyor lan bok!

    bak kardeşim ben konyalıyım. ben konya'dayım. benim bütün sülalem konya'da. ama konya'dan da konyalıdan da nefret ediyorum. hepiniz yobazsınız. hepiniz ahlaksızsınız!

    not: elbet istisnalar vardır. bu istisna oran şehre dışardan gelen öğrencileri çıkarırsan %10 anca eder.