konut stoku müteahhitten fona geçmeli

  • elde kalan konutların piyasada satılamayacağı belli olduğunda mevcut neoliberal piyasa ekonomisinin buna tek ama tek çözümü bunları devlet güdümünde bir fona alıp yani parasını vatandaşa yıkıp sonrasında kendi keyfiyetince eritmek olacağı belli olduğundan sürpriz olmayan açıklamadır.

    taa zamanında bunu ayrıntılarıyla yazdım. biraz vakit ayırırsanız daha sırada sizi nelerin beklediğini görebilirsiniz.

    1
    2

    mantık hep aynıdır. aynen köprü inşaatlarında olduğu gibi önce maliyeti şişir ve köprüyü yandaşa yaptır. belli sayıda geçiş garantisi ver, sonra geçmeyenin farkını devlet olarak öde ve faturayı vergi olarak vatandaşa gönder. ha köprüden geçerken yine bedel öde. yani geçsen de ödeyeceksin o bedeli geçmesen de.

    konutta da durum sıkışınca "alım garantisi" mantığına geçileceği belliydi. normal koşullarda kredi piyasası şişerken yani "boom" döneminde satışlar idare ediyordu ama "crunch" aşaması gelince yani şişik inmeye başlayıp insanları parayı (varsa) ellerinde tutmayı tercih ettiklerinde onca evin bir şekilde yine vatandaşa ödetilmesinin yolu bulunacaktır. devletin geliri halkının emek gücü ve ondan sağladığı tasarruftur. yani o evleri devlet alacak, parasını da yapmış olana verecek sonra kendi tasarrufunca artık lojman mı yapar, bir proje başlatıp memura zorla mı satar (işe yeni girenler zorunlu bes gibi bir zorunlu konut kampanyasına dahil edilir, uzun vadeli kredi maaşlardan kesilir vb), onu bilemem ama formül aynıdır.

    ha, elektrikli otomobil çıksın, yine aynısını yapar bunlar. yani satış garantisi verir, devlet polis arabası, makam, askeriye vb vb onca alır, faturasını vergi ile vatandaşa ödetir. yetmezse memura zorla ya da yarı-zorla satar yine.

    göreceksiniz, iç hat uçuşları talebi azalsın, anadolu jet vb batmasın diye zorla herkese bilet de satarlar. ister bin ister binme, bedelini ödeyeceksin.

    kumanda kapitalizmi çok güzel bir sistemdir. serbest piyasanın riski yoktur; alım garantidir. komünizmin sıkıcılığı ve plancılığı da yoktur çünkü zorla güzel ev ve araba sahibi olmuşsunuzdur.

    elbette bu salaklığın bir sınırı var. dediğim gibi, devlet bunu yaparken vatandaşının emeğine çöker. memur için kaçar yok ama gelirinden eksilme olacaktır. fakat esas üretimi yapacak fakat işsiz ve gelirsiz ve hatta çoğu vasıfsız kitle bu dayatma ekonomisini ayakta tutacak girdiyi sağlayamaz. bir süre sonra ponziye döner ve çöker. devletin bunu yaparken mantığı "o evler ve arabalar satılınca zaten ekonomi döner; insanlara da iş yaratılmış olur, yani evi arabayı zorla alıyorsunuz ama o inşaatlar ve fabrikalarda da siz çalışıyorsunuz" aslında kısır döngü yaratır.

    iktidar aynı şeyi beyaz eşya için de yapmaya kalkmıştı. 800.000 genci zorla evlendirip "beyaz eşya bizden" diyecekler, vestel ve arçelik vb bayram edecek, sonra o bedelleri hep beraber ödeyeceğiz. tüm bu sistemler birer ponzi planıdır ve er ya da geç çökerler.