bando er olmuşuz.
adam anlatıyor:
-burada bağırma yok, yat-sürün yok, sabahları herkes yanındakini "arkadaşım günaydın" diyerek uyandıracak, botlar tertemiz olacak, kamuflajların cep ve kenarlarına rontgen filmi diktireceğiz. hamam her gün bir buçuk saat açık (olay burada koptu. çünkü bir ay boyunca bir kere banyo yapmışız. o da 5 dakika. sabunlu kaldığımızdan tuvalette maşrapayla yıkanmışız. gerçi sabahları gusül için banyo açık ama uyanabilmen mümkün değil o saatte). imza alacağız. haftada üçten aşağı hamama gitmeyen çarşıya çıkamaz. var mı sorusu olan?
-sabah banyo açık olacak mı komutanım?
-sabah banyoyu ne yapacaksın evladım?
+komutanım hani kamyon devrilirse diye.
-bak küfür yok dedim ama zorla küfrettiriyorsun evladım. hayvan evladım, eşşoleşşek evladım. hamam her gün açık diyorum. onu da mı ben düşüneceğim öküz evladım. sen de dolu kamyonla gezme, boşalt yükünü, devrilmesin o kamyon evladım. onu da mı ben öğreteyim beyinsiz evladım...
+pfffff (gülecek de zor tutuyor kendini)
-sen bi siktir git şurayı yirmi tur koş gel sonra hamama gir ama gözüme gözükme geri zekalı evladım.
herşey bitti. adam söyleniyor kendi kendine... "lan küfretmeyeyim dedikçe dayak da istiyor, küfür de orospu çocukları"
adam yüzbaşı ama müzisyen adam. ruhu kibardı