klasik müziğin bir halta yaramadığı gerçeği

  • -herhangi bir toplumun halk muziginin teksesli olmasi kesinlikle o toplumun muziginin yetersiz oldugunu gostermez, lutfen bunu unutmayalim.

    -bati muziginin gittikce daha polifonik bir yapiya kavusmasinda kullandiklari "tampere sistem"in etkisi buyuktur.

    -bati muzigi herhangi bir sesin olusturdugu doguskan dizisinde cesitli ayarlamalar yaparak, oktavlari birbirlerine esitlemistir. (detayli ogrenmek isteyene anlatabilirim) dogada doguskan dizileri arasinda orantisizlik varken, erken barok donem diyebilecegimiz (1620-30) donemlerden itibaren tonaliteye, yeni sisteme dogru evrilme baslamistir.

    -j.s.bach bu yeni sistemin nasil da guzel calistigini anlatmak ve kanitlamak icin iki kitaplik 24 prelud&fug serisini, birbirine esit araliklara sahip her tonalitede bestelemistir.

    -asyadaki bir cok toplumun, iran'in, hindistan'in, turkiye'nin muzikleri coksesli degildir. turk muzigi, tam olarak dogru calabilen icracilar ile dogru calgilarla calindigi her an aslinda pisagor un olusturdugu o cook eski sisteme hala yakin bir sistem kullanir. anadolu'da 15. yuzyil gibi erken donemlerde bile besteciler turk muzigi nazariyatlari yazmistir, hatta onsozunde pisagor'a tesekkur bile etmistir.

    -her turlu muzigin degerini vermeyi bilmek gerekir, bilinmiyorsa da konusmamak. muziksever arkadaslara tahrik olmamasi ve dogu veya amerika toplumlarinin muziklerini yabana atmamasi gerektigini hatirlatirim. o muziklerin de felsefesi vardir. japonya nin gagakusu, endonezya nin gamalan, benim icin fethiyeli ramazan in uc telli baglama ile yaptiklari, yine guneydogu asya daki inanilmaz "monkey chant"lar, alaska'daki inuit sarkilari, bati afrika muzikleri hepsi buyuk sanat eserleridir.

    -klasik muzikle sikintisi olan tipleri ciddiye almaya gerek olmadigini dusunuyorum. ben 10 yasimdan beri klasik muzikle ugrasiyorum, egitimim de bunun uzerine ve turkiye de yeterince muzisyenin (cogu issiz) ve yeterince klasik muzikseverin oldugunu biliyorum. yani bir gun opera yikilacak olsa bile biliyorum. ustune ustluk klasik muzikten beklentisi allah rizasi icin biraz "zeka" olan dingillerin dinledigi muzikleri bile ondan daha iyi biliyorum, evet onlari da dinliyorum, merak ediyorum.

    -mesele de zaten bu, ankara'da okurken hep dolu tiyatrolardan birine gittigimizde muthis bir performans sonrasi insanlarin eli ayagi titremisti, bunu resmen hissetmistim, insanlar disarda tanimadigi kisilerle oyunun ne de iyi oldugundan bahsetmisti, herkes deli gibi heyecanliydi, sanirim bin kere oynanmis yeraltindan notlar in ilk temsillerinden biriydi. iste boyle insanlar var bu ulkede, hem de yiginla, bir araya gelen, konusan, tartisan, heyecanlanan, "su nasi calisiyormus" diye videolar izleyen, saatlerce bilimden bahseden, kafasi guzel olup turgut uyar'dan "geyikli gece"yi okuyan... geyikli gece'yi, turgut uyar'i ulan bi sait faik'in naifligini bilir misiniz siz? iste hep bu yuzden kaybedeceksiniz, secim kazanacaksiniz, ama sabahina yine icinizdeki tecavuz etme, yikma, ota boka deli olma, baskalarinin ozel hayati hakkinda delirme isteginiz baki kalacak. deli olacaksiniz, "niye onlardan biri olamiyorum"diye, cunku insan iliskilerini bilmiyorsunuz, ruyanizda kuzeninizi elliyorsunuz, klasik muzigin nesinden anlayacaksiniz lan siz?