kemal kılıçdaroğlu'nun maaşı

  • siyasetten gram anlamayan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan cahillerin üzerinde cahil cahil ahkam kestiği maaş.

    tüm chp milletvekillerinin maaşlarından 5000 tl partiye kesiliyor, bir nevi aidat, bağış olarak. bu bir.

    ikincisi, sene 2002. 22 kasım genel seçim çalışmasındayız. ya yalova'nın merkez köylerinden biri (bursa yolu üzerindeki deprem konutlarının arkasında) ya da yalova'nın teksas'ı denilen bi köy var, oradayız. girdik kahvehaneye, muharrem ince selam verdi bir önce. zaten tanınan adamdır yalova'da, hem chp il başkanlığı yapıyor, hem de dershane sahibi, illa bir şekilde tanıyor insanlar. bir de halk çocuğudur, sıcaktır, dinler, dikkate alır, tartışır, şakalaşır, girer hemen herkesin damarından, o yüzden insanlar da öyle çekinmez, rahat konuşur. bir de tabi laf sokmaya meraklı vatandaş illa her yerde olur, karşısında yalova'nın o sözde halkçı, müslüman, muhafazakar siyasileri olsa dut yemiş bülbüle dönüşen lavuk tipler muharrem hoca'ya laf atmaya çalışır falan.

    neyse, yaşlıca bir amca, "o, hoş geldin muharrem. niye lokum falan getirmedin ya, yaşar okuyan paket paket getirdiydi." dedi.

    bismillah, daha dakika bir. e, muharrem hoca da iyi laf yapar, "dayı sen beni tanımıyon mu, elmalık'tanım ben, köylü çocuğuyuz. bizim arkamızda ne fabrikalar var, ne de bu siyasetten para kazanıyoruz. yaşar gibi seçim çalışması yapsam, benim o lokumun parasını parası olan birilerinden almam lazım. diyelim ki aldık, iki gün sonra o adam, o paranın karşılığını ben milletvekili olduğumda istemez mi? isterse ne yaparım?" dedi.

    sözde uyanık köylü pustu kaldı tabi.

    yaşar okuyan ise, o seçim dönemi boyunca her gece 1500 kişilik yemek veriyordu...

    birileri kızına araba alamaz, hatta birilerinin bir kızı bir de oğlu var, adlarını bile duymadınız. hattızatında bunların düğünleri bile çankaya köşkü'nde yapıldı da, o gecenin elektrik parasını vatandaş olarak cumhurbaşkanı kendi cebinden ödedi.

    birileri de gemicikler alır oğluna, ayakkabı kutuları, kasalar, para sayma makinaları, pastorize sıvı yumurta, mısır şurubu işleri alır. hatta, vekillerin partiye her ay para vermesine gerek kalmaz, ne de olsa arkada kapı gibi rüşvet havuzunun tür tür döndüğü vakıflar vardır. çocuklarının düğünlerini, turgut özal'ın bile yap(a)madığı çırağan'da, dolmabahçe'de, yani saraylarda yaparlar.

    o yüzden çok da şey edilecek bir maaş değildir.

    peşin edit : iş bankası falan diyecek ilk kişinin ağzına kürekle falan vurmayacağım, götüne tek tek altı adet ok sokacağım. bi haltı da öğrenin, ondan sonra fikir beyan edin, arapperest yavşaklar.

    sonradan düşen jeton editi : o kadar cahil, o kadar salak oluyorsunuz ki, günahım kadar sevmediğim kılıçdaroğlu'nu savunmak zorunda bırakıyorsunuz. işte o kadar salak, o kadar cahilsiniz. anladın mı? o kadar salak ve o kadar cahilsiniz, o derece!

    edit üç : parti ziyaretler için falan harcırah vermiyor, herkes cebinden harcıyor. birileri gibi devletin helikopterine, makam arabasına atlayıp devlet imkanlarıyla partinin işi yapılmıyor yani. a, sizde bunu anlayabilecek kadar adalet duygusu, vicdan ve zeka var mı? üçü de yok, apron devesi!