karantina günlerinde oynanacak oyunlar

  • (bkz: dark souls)

  • edit: bu kadar ilgi göreceğini bilsem daha özenli yazardım entryi. neyse gözüme çarpan bir iki cümle düşüklüğü imla hatası ve bir kaç ek bilgi için hafiften revize yaptım.

    artık istanbul'da da ciddi anlamda gayri resmi bir karantina altında olduğumuzu gördüğümden nacizane bir kaç öneri yapacağım. son yıllarda oynadığım ve tek başınıza güzel zaman geçirmenizi sağlayacak oyunları listeledim. subjektif bir listedir elbette. mutlaka oynadıklarınız vardır içlerinde. oynamadığınız bir şey çıkarsa bir iki tane yardımcı olurum amacıyla yazıyorum. oyunlar hakkında kısa bilgiler de mevcut.

    1. dishonored : gerçekten çok orjinal mekanikleri olan birinci şahıs görüş açısıyla oynanan edit: gizlilik/aksiyon oyunu. steampunk sanat yönetimiyle de ilgi çekici bir açık dünyaya sahip. bir takım süper güçleriniz var ve zaman geçtikçe bunları geliştirip farklı yöntemlerle görevleri tamamlamaya çalışıyorsunuz(scram a oyunu tanımlamadaki katkısından dolayı teşekkürler. ben tam anlatamamıştım). oynamadıysanız dünya üzerinde oyun oynamayı sevip de bu oyundan keyif almayacak insan olacağını sanmıyorum açıkçası. 2. oyunu da var bunun. tavsiyem hikayeye de hakim olmak adına ilk oyundan başlayın. teknik anlamda 2.ye nazaran hiç bir eksiği yok zaten.

    2. the forest özellikle multiplayer olarak arkadaşlarınızla oynarsanız keyif alabileceğiniz oynadıklarım arasında beni en fazla tatmin eden survival oyunlardan biri. inşa mekanikleri vs. seviyorsanız bir bakmanızda fayda var. arkadaşlarla oynamak oyunu 3-5 kat keyifli hale getiriyor. bu oyun herkesin hoşuna gitmez, biraz daha sabırlı ve mekaniklerinden keyif alan kitleye hitap ediyor.

    3. portal portal 2 : puzzle oyunlarının top noktası bana kalırsa. daha iyi bir örneğinin yapılabileceğini sanmıyorum. bir oyunun hiç bir eksiği mi olmaz? ilk oyun tek kişilik oynanabilirken, ikinci oyunda co-op modu da mevcuttur ve son derece işlevseldir. başyapıt kesinlikle.

    4. quantum break enteresan mekanikleri olan keyifli bir tps oyunu. film gibi senaryosu ve "gerçekten" film gibi ara sahneleriyle (bölüm aralarında gerçekten yarım saatlik dizi bölümleri gösteriliyor) enteresan bir deneme. yer yer oyun mekanikleri itibariyle tekrara düşse de keyifli bir hikayenin içine alıyor sizi. negatif yorumların çoğu oyunun ilk dönemlerinden. çünkü ilk çıkışı teknik anlamda biraz problemli imiş. zamanla yapılan fixlerle artık problemsiz bir şekilde baştan sona oynatıyor.

    5. rime :ismi gibi şiirlerin görsele dönüşmesi diye sizlere anlatabileceğim bir puzzle oyunu. "klas" oyun tabirine uyan oyunlardan. mekanikleri bildiğimiz puzzle mekanikleri genel olarak. hikayesi hiç beklemediğiniz kadar derin psikolojik analizler içeriyor. bitirdiğinizde oha diyorsunuz. daha fazla spoiler vermemek adına burada keseyim.

    6. soma: öncelikle bu oyun üzerinde genel yanlış bir bakış açısı var onu açıklayayım. ben de uzun süre bu sebeple oynamadım çünkü. bu oyun bir "korku" oyunu değil. soma son yıllarda oynadığım en iyi oyunlardan biriydi. en ufak bir aksiyon mekaniği bulunmadan bir oyun ne kadar merak uyandırıcı ve heyecanlı olabiliyorsa o limitlere ulaşmış bir oyun. kesinlikle başından sonuna, senaryosundan mekaniklerine, grafiklerinden, atmosferine başka bir başyapıt. tam anlamıyla underrated kavramının karşılığı. edit: oyunun türkçe yaması var. ingilizce problemi yaşayacaklar kullansınlar. hikaye önemli.

    7. spec ops the line : hikayesi itibariyle fazlasıyla orjinal bir oyun . mekanikleri o kadar büyük bir alkış almasa da benden senaryosu ve işleyiş ile olumlu not alan oyunlardan biri. oyunu bitirdiğinizde başarılı bir filmi bitirmişsiniz duygusunu yaşatan oyunlar olur ya. aha işte onlardan. herkesin hoşuna gitmez mekanikleri ama bir bakın, hoşunuza gidecek gibiyse başlayın. 1 saat sonunda zaten hikayeyi bitirmek için oynamak isteyeceksiniz. edit: bunun da türkçe yaması veya orijinal türkçe altyazısı vardı.

    8. to the moon : görsel roman türünün başlangıç örneği desem diğer örneklere de ayıp etmiş olurum sanki ama en iyi örneği olabilir. 4-5 saatlik inanılmaz dolu hikaye içeriğiyle bir oyun değil de sizin kontrolünüzle hareketlenen duygusal bir deneyim. eşinizle oturup biriniz oynarken diğeriniz izlese bile keyifli vakit geçirirsiniz. ilk kural ingilizceniz iyi değilse türkçe yamasını indirin (iyi bir yaması mevcut). ikinci kural ise mümkünse tek oturuşta veya en kötü araya çok vakit koymadan 2 oturuşta oyunu bitirin. bitirdiğinizde "oyun bir sanat dalı mıdır" sorusunu kendinize tekrar sorabilirsiniz. edit: türkçe yama değil de orijinal olarak türkçe desteği gelmiş. benim oynadığım dönemde henüz yoktu. eksi was here a teşekkürler.

    9. valley : eğer platform oyunlarından hoşlanıyorsanız ve bunu bir de fps görüş açısıyla oynasam nasıl olurdu diyorsanız bu oyun size göre. yaklaşık 5 saatlik, çok çok iyi oyun mekanikleri olan. senaryosu da bir o kadar ilgi çekici başarılı bir fps platform oyunu. her bölüm gelen yeni mekaniklerle asla kendini tekrar etmiyor. hiç bir şekilde sıkmadan oyunun sonuna kadar atıyor sizi. bir geceniz tertemiz geçer gider.

    10. ori and the blind forest eski atari oyunlarına özlem duyuyorsanız ve bunun modern yorumu nasıl olurdu diyorsanız bu oyun size göre. inanılmaz yaratıcı mekanikleri ile oynadığım en iyi yandan görüşlü platform oyunu bu herhalde. kısacası eğer hala görmediyseniz bir bakın, biraz olsun oynayasınız geldiyse başlayın.

    11. tomb raider serisi . playstation'daki uncharted serisinin bilgisayardaki muadili diyebilirim hiç bilmeyen bir insan için. son çıkan 3lü serinin en başından başlayıp hangi oyununda sıkılırsanız oraya kadar gidebilirsiniz. film gibi bir oyun. mekanikleri de bir o kadar başarılı.

    12. overcooked 1-2 : aile ile oynanmalık efsane, adını koyamadığım türde co-op oyun. oyundan en anlamayan bir insan bile sadece yarım saat içinde bu oyuna adapte olabilir. keyifli bir şekilde oynayabilir. eşinizle çocuğunuzla toplanıp bir arada oynayabilirsiniz. 4 kişiye kadar oynanabilir. ilk oyunda internet üzerinden multiplayer oynama seçeneği yokken, ikinci oyunda bu özellik de geldi. o yüzden lokal multiplayer oynamayacaksanız ikinci oyunu almalısınız. tam bir coach game...

    13. cities skylines : simcity serisine aşinaysanız onun tüm eksiklerinin giderilip steril bir şekilde oynanabilir hale getirilmiş halidir. şehir kurma simulasyonu oyunlarının en iyisi. türü seviyorsanız direk buyrun.

    14. motorsport manager biraz daha niş bir kitleye hitap eder ama f1 takip eden ve sezonun başlamamasıyla üzülen bir insansanız bir bakın. formula 1 takımı kurup yönettiğiniz bir f1 menejerlik oyunu. fm'nin formula versiyonu kısacası.

    15. two point hospital: hastane yönetim oyunu. hastaneye düşmeden şu zamanları atlatmanız dileğiyle.

    16. prison architect hapishane kurup yönettiğimiz. garip grafiklere sahip enteresan oyun. çok zaman gömdüm bu oyuna çok.

    17. the vanishing of ethan carter : genişçe bir köyün içinde, hiç bir yönlendirme olmadan, garip bir hikayenin derinliklerini çıkarmaya çalıştığımız bir oyun ilginizi çekiyorsa buyurun. kafa patlatmalık, manzaraya dalıp gitmelik gerçekten orjinal bir oyun.

    18. limbo ve inside: ikisini bir oyun gibi aldım. ikisi de birbirinden başarılı puzzle platform oyunları. bunun yanına hikaye anlatımı da girince oyunlar bir anda başyapıt seviyesine çıkıyor. oyunla alakası olup da oynamayan kaldığını sanmıyorum ama olur da kaldıysa düşünmeyin bile.

    19. this war of mine savaşı sivilller açısından bir yorumla anlatan başka bir sanat eseri. mekanik olarak tam bir kaynak yönetimi ve hayatta kalma oyunu. bu işi de gayet başarılı yaptığını söyleyebilirim.

    20. bioshock infinite : teletabiii nickli yazarın hatırlatması üzerine eklenmeli diye düşündüm bunu da. hem 20'ye tamamlayalım. bu da klasik fps oyununun üstüne çok çok güzel bir hikaye anlatımı eklenmiş bizlere bambaşka bir dünya sunan oyunlardan. ateş ede ede gideyim, bir yandan da güzel bir hikayeye dalayım derseniz iyi bir tercih. ayrıca gelmiş geçmiş en yaratıcı ve gerçek npc bu oyunda size eşlik etmektedir.

    yoruldum o yüzden burada keseyim. aklıma geldikçe ya buraya editlerim ya da yeni bir entry yazarım bilemedim. gta, rdr , fifa, pes, cs-go gibi çok çok popüler örnekleri atlamaya çalıştım. umarım bir iki ilgi çeken ve oynamadığınız bir şey yazabilmişimdir de bir faydamız dokunur.