kara kışta internetten yemek siparişine utanmak

  • doğrusu "kara kışta internetten yemek siparişi vermeye utanmak" olacak başlık.

    hani, kara kışta vermişsindir bir sipariş. havaya hiç bakmadan, o lanet olası miden zıkkımla dolsun diye. kurye gelir kapıya. buz gibi bir hava akımı ile gelir. birde nakitte söylememişsindir. kurye karları temizleyerek pos makinesini kabından çıkarır. kuryeye bakıyorsun genç çocuk, senin zıkkımını getirmek için belki ölümlerden dönmüştür. motoru ile kayarak gelmiştir evine. türkiyede moto kuryeye saygı zaten yok.

    peki diyeceksiniz, işi o zaten. maalesef o işler göründüğü gibi değildir. moto kurye eğer o siparişi göndermez ise patronu tarafından işten atılacaktır. patron taşeron olarak, üç kuruşa çalıştırdığı kuryeyi en aptal ara sokaklara dahi gönderir. çünkü, para kazanacaktır. karl marx'ın artık değer diye tanımladığı şey, patron için o moto kuryedir.

    bu yüzden istirham ediyorum. şu kara kışlarda internetten sipariş vermeyiniz. gencecik çocuklar hatta 12 yaşında çocuklar moto kurye bu ülkede ve yolda ölebilirler. bazen dayanamayıp söylemeye kalkıyorum ama siparişi vermeden utanıp iptal ediyorum.

    (bkz: makarna ile zıkkımlanmalıyız)

    edit: bahşiş verirsek, kurye kaza yapmayacak mı? ben candan, sağlıktan, ölümden bahsediyorum. yerin dibine girsin para!