kader belliyse neden dua ediliyor

  • nijerya ülkesinde 6,6 milyon çocuğun 5 yaşına varmadan ölmesi, ve bu ölen çocukların 1,3 milyonunun açlık değil de aids nedeniyle ölmesi kader-i mutlak mı yoksa kader-i muallak mı inananlar onu da bir söyleyiversin.

    gelecek sene aynı şekilde yine bu ölümlerin devam edeceğini ben bile görebiliyorsam bunu yaratıcı da görebilir. görebildiği halde gidişine bıraktıysa bu kader değildir, eğer bilinçli bir şekilde kader başlangıcını bu şekilde dizayn ettiyse de göreceli olarak kötüdür.

  • kader allah'ın olacakları bilmesi demektir. bunun da sebebi allah'ın zamana ve mekana bağlı olmamasıdır. aynı anda her yeri gördüğüne nasıl inanıyoruz, bunun gibi aynı anda bizim için geçmiş ve gelecek olan her şeyi de gördüğüne inanıyoruz. evrene/dünyaya dışarıdan bir küreye bakar gibi bakıp nasıl gördüğüne inanıyoruz, zaman da onun dışarıdan baktığı, ancak bizim için akıp giden, bizim için geçmiş-bugün gelecek şeklinde geçerli olan bir şey. biz geçmişi biliyoruz, bugünde yaşıyoruz, geleceği ise bilmiyoruz, ama omnipotent ve zamanın mekanın ötesinde bir tanrının geleceği bilemeyeceğini düşünmemeliyiz. biliyor olması da onu yapmak zorunda olduğumuz anlamına gelmiyor. kaderdi, alınyazısıydı, şuydu buydu, hepsi allah'ın bu "bilmesine" yapılan atıflar, metaforlar.

    çok da karışık değil, ama insanlar da bunları yanlış anlayıp kendi kendilerine köpürtüyorlar. başına ne gelirse gelsin, "yaa, işte olacağı varsa oluyor, bişey yazılmışsa o öyle olur" diyen, bir şeyler ters gittiğinde de "e, demek ki kısmetimde yokmuş, kısmette yoksa ne kadar zorlasan olmuyor" tadında deyimler üreten, hatta "olmuyorsa olmuyor, demek ki böylesi hayırlı, çok da zorlamamak lazım o zaman" gibi yaklaşan insanlar var, halbuki bu mantıkla belki de kaderinde 9 kerede "kader böyleymiş" deyip yılmamak, 10 kez denemek vardır, 10. denemende olacağı yazılıdır, diye de düşünülebilir. bunlar tamamen totolojik şeyler. sen geleceği bilmediğin için pratikte kader yokmuş gibi, ne yapıyorsan ona göre sonuç alacakmışsın gibi davranmanda hiç bir sakınca yok. allah'ın zamandan münezzeh olması senin özgür iradeni kısıtlamıyor. ama tam da böyle düşünülüyor. "allah zamandan bağımsızsa, buna aşkın bir varlıksa benim özgür iradem kısıtlıdır" gibi çocukluğumdan beri anlayamadığım bir mantık kuruluyor.

    o yüzden dua etmende bir sakınca yok, bu, sizin onları özgür iradenizle yapmadığınız anlamına gelmez. uydudan bir trenin ilerleyişini canlı izliyorsunuz diyelim. biraz önce nerede olduğunu gördünüz, biraz sonra nerede olacağını, hangi durakta duracağını da görüyorsunuz. makiniste "seni uydudan izliyorlarmış abi, hangi durağa gittiğiniz ne hızda olduğunu takip ediyorlarmış" diye bir haber gitse adam "ee, o zaman frene gaza basmayayım, nasılsa kaderimiz belli, tarifemiz böyleyse duraktan kaçış yok, elbet bir gün varacağız, o durağa varacağın belliyse sen ne yaparsan yap, artık o değişmez" filan böyle şeyler yumurtlamaya başlasa?

    sonra biri gelse, "abi, hem uydudan izleniyoruz diyorlar, hem niye gaza basıyoruz, madem belli gideceğimiz yer, biz robot muyuz abi, westworld'de mi yaşıyoruz, gerçekten gaza kendi isteğimizle mi basıyoruz, yoksa uydudan mı bastırtıyorlar, cevap bulamıyorum" dese...

    bir başkası gelse ve tamamen aynı mantıkla "kimse uydudan izlemiyor, bak çok bastım, hızlandık, bak az bastım yavaşladık, uydudan izleselerdi basabilir miydim, kafama göre basıyorum, demek ki uydudan izlenmiyorum, bunlar hep eski efsaneler" dese

    yani uydudan geçmişiniz ve geleceğinizle izleniyor olmanız, evreni, zamanı mekanı her şeyi yaratan bir yaratıcının varlığına inancın doğal bir sonucu. bu, sizin iradenizin kısıtlı olduğu anlamına gelmiyor. arada bağlantı yok.

    o yüzden dua da edebilirsiniz. zaten ettiniz, kabul de oldu veya olmadı, sadece bunu siz bilmiyorsunuz. o yüzden ne isterseniz yapmanızın sakıncası yok.