kadınlardan kadınlara tavsiyeler

  • şezlongda uzanırken kumun içinde de birkenstock giymem için beni beklerken denk geliyorum ya bazı entrylere, şu zamanlamanın komikliğine şaşıyorum. bazılarımızın kendisini iyi hissetmek için bir film karesinden nicole kidman gibi görünmeye ihtiyacı vardır, bazılarının hiçbir tavsiyeye ihtiyacı yoktur. canının istediğini yerine göre giymeye ihtiyacı vardır. şu başlıkta yetmedi mi artık şu kişisel zevklerinizi tavsiye diye paylaştığınız.

    'saçınızı açık renk boyamayın'tavsiyesine ne demeli. belki koyu kahve tonlara saçını boyarsa porno sektöründe çalışanlara dönecek kişiler vardır, her kadının ten rengi aynı mı bu tavsiye veriliyor? oje tercihlerine ne diyeyim ki.. sabah bikinime uygun olsun diye hello summer 284 sürdüm, akşama da arkadaşlarım geliyor bordolardan birini süreceğim... sabaha uyuyamaz cozutursam kalkıp siyah ojeler sürerim. kime ne yahu benim zevkimden?

    ekonomi sınıfı bilet aldı diye adamdan ayrılma nedir? para kazanmayı bilmeyen ya da parasının kıymetini bilmeyen erkekler terk edilmeli.

    dün mağazanın önünden geçerken hogwarts tshirtü aldım, üstüme giyip bir şeyler içmeye gidiyorum. şu tavsiyeleri de unutmak istiyorum.

  • bir oldu iki oldu içimde biriktirirken üçüncüyü de görünce artık buralara bir yerlere not düşülmesi gerektiğini düşünüyorum. belki okuyan birilerinin hayatına etki eder.

    kişi 1 : kendisi kuzenim. 33 yaşında. bir başka kuzenimin nişanı için çekilecek fotoğraflarda o da yer almak istiyor. fotoğrafçı da ortaya güzel bir şeyler çıksın diye uğraşıyor. akşam kuzenimle bir araya geliyorum. bana bütün gün fotoğrafçı adamın devamlı onunla ilgilendiğini, türlü kaprislerine boyun eğdiğini ballandıra ballandıra anlatıyor. fotoğrafçı adam tabi ki ona gün boyu ''yürümüş'' kibar davranmasının başka bir açıklaması olabilir miymiş. zaten burun estetiği yaptırdığı günden beri kısmetleri çoğalmış. beynim türlü sorular düşünmekteyken ağzımdan çıkan şey ''hmmm, olur öyle'' oluyor.

    kişi 2 : arkadaşım. 24 yaşında. bir okulda ücretli öğretmenlik yapıyor. müdür yardımcısının devamlı onunla ilgilendiğini, yardım ettiğini, işini kolaylaştırdığını anlatıyor bana. zaten yapması gerekenler bunlar değil mi diye düşünüyorum içimden, o devam ediyor. resmen ''yürüyor''muş ona. sabah günaydın demeler gülümsemeler filan neler oluyor öyle. hemen sosyal medya arama taramaları yapılıyor ama o da ne adam evli ve daha minicik bir çocuğu var çok da mutlu görünüyor. e peki bu adam neden o zaman iyi dersler hoca hanım dedi ki ? bir terslik var. kızımızın duygularıyla oynandı.

    kişi 3 : arkadaşımın arkadaşı. 26 yaşında. yakışıklı garsonun neden onun sandalyesinin yanından daha sık geçtiğini sorguluyor, ''başka bir isteğiniz var mı'' sorusunun 3 saatlik oturduğu yerden kalkmama sonucu sorulduğunu düşünemiyor ve bunu ilgi göstermek olarak yorumlayıp arkadaşıma ve bana dünyanın en ciddi konusuymuş gibi anlatabiliyor.

    aslında düşündükçe aklıma başka başka olaylar da geldi fakat aşağı yukarı hepsi bu tür şeyler.
    lütfen bazı erkeklerin sadece ama sadece iyi bir insan olabileceğini unutmayın.
    herkes size ''yürümüyor''
    centilmen olan insanlar var.yapmayın etmeyin. arkanızdan güldürmeyin.
    sadece gülmüyorum, üzülüyorum da.

  • okumaya bayılıyorum bu başlığı. aşkla ilgili olan bütün tavsiyeleri siktir edin. gelin hemşirelerim, size bikaç bişe dicem.

    1. bu tavsiye dahil size aşk tavsiyesi veren herkese ağzı hafif bozuk akli dengesi yerinde olmayan dedeler gibi "hadi siktir ordan" deyin.
    2. instagram ayrı bir case. onunla ilgili pek çok şey diyebilirim ama kısaca özetlemek gerekirse allahınız, zeusunuz ya da hiçbir şeyiniz yoksa en sevdiğiniz ev tişörtünüz aşkına infoya "zartın annesi, zurtun biricik eşi, bilmemnenin validesi" falan yazmayın. kendinizi tanımlamak için başka birine ihtiyacınız mı var? gerçi demek ki varmış. buraya düşünen emoji gelecek. spor salonunda allah rızası için aynadan fotoğraf çekmeyin, görenin zekası 50 puan birden düşüyor. buna aletin tam en tepesindeyken çekilmiş fotoğraf da dahil. ne diyosunuz çok merak ediyorum, "ya pardon, birazdan beni tam tepede bacaklarımı 90 derece açarken sırtımı esnettiğim anda çeker misiniz?" mi, ne? geceleri bu soruya yanıt arıyorum. bi de fotonun altına yazdığınız her #kelimenin#başına#boşluk#bırakmadan#nabu#zımbırtıyı#koymayın. özlü söz paylaşmayın, duck face öldü, sunum deliliğinize sıçsınlar.
    3. beştaşla tektaşı üst üste takmayın. bu, aslında mutsuz, sıkıcı ve sinirle yüklüyüm demenin kociş zamanında çekimlenmiş hali. öğğğ.
    4. okuduğunuz sikko kitapları yanında kahveyle paylaşmayın. zaten sikko kitap okumayanlar bu salaklığa girmiyorlar. böğürtlen kışı evet. fotoğrafın yanına da "kitap zamanı" yazmışsın, evet. kahven de var, görüyorum.
    5. kötü müzik dinlemeyin. bakın erkek milleti zerre umrumda değil. zaten erkek milleti üzerinde çok kafa patlatılacak bişey değil ama kadınların kötü müzik dinlemesine katlanamıyorum. açtığınız her irem derici için afrika'da bir saksağan ölüyor:(
    6. hem dışarıda oturup hem de "ay kedi gelmesin yaaa ayyy" diye mal mal triplere girmeyin. sen dışarıda oturacaksın diye hayvan metalci liseli gibi odasına girip kapıyı içeriden mi kilitlesin gerizekalı. bu salaklığı yapan henüz bir tane xy görmedim ne yalan söyliim.
    7. renkli lens ve dudak botoksu insanlık ayıbıdır. hakkında diyecek lafım yok, aklıma geldikçe ellerim titriyor. sanırım bir sigara yakacağım ve yanında da köpek öldüren içeceğim.
    8. instagram kaşı sizi kaşlarına çim biçme makinesiyle şekil verilmiş ido'ya, yarıda bırakılmış kaşsa cengiz han'a çeviriyor.
    9. sosyal medyada adeta dünyanın en mükemmel aşkını yaşıyormuşsunuz ya da en aşkullah koca sizinkiymiş gibi triplere girmeyin. çoğunuzun kocişi içeriden çürümüş.
    10. tacizci, dayakçı, eril hegemonik pezevenklere sakın susmayın. kendinizi ezdirmeyin.
    11. özgürlük harikadır. bir kere elden kaçtığı zaman geri alamazsın. bi kafesin arkasından seyredersin henüz yaşanmamış günlerinin erkekler ve uçkurlarınca yok edildiğini.
    12. canım sıkıldı. hasta, yorgun ve ölük bir yaşlıyım. dişlerimi suya koymaya üşendiğim için size sardım. sözcü okuyorum. hoşçakalın.

  • bazen çok alakasız şeyler inanılmaz çağrışımlar yapıyor insanın hayatında ve bir bakıyorsun sabahın altısında, elinde geçirilmeyi bekleyen bir adet nevresim takımı, envai çeşit düşünceye dalmışsın..

    şu yazacaklarımı "nevresim takımı değiştirmek" başlığına yazıyordum biraz önce.. ama baktım konu başka yere gidiyor, dedim buraya kondurayım.

    on yıla yakın evli kaldım ben. bir adamla tam on kış geçirdim. ve on kış mevsimi boyunca ben hep iki ayrı nevresim geçirdim iki ayrı tek kişilik yorgana.. ve yatağın iki ayrı ucunda bulunmak üzere biri bana, ikisi ona üç yastık kılıfımız oldu hep. ortalama yirmi günde bir değiştirsem takımları, demek ki on ayrı kış mevsimi boyunca, yirmi günde bir, neden bir adamın benden tiksinircesine yatağın ucunda sırtını dönüp yattığını, benimle aynı yorganı neden paylaşamadığını merak ettim.

    seneler geçince düştü köşeli jetonum.. hayatı paylaşmıyormuşuz ki yorgan paylaşalım dedim.. cosmopolitan dergisi testlerindeki "uyurkenki pozisyonlarınıza göre ilişki durumunuzu analiz ediyoruz" yazıları gibi ulvi(!) tespitler yaptırıyor bana geçmişim ve bakıyorum da.. belki de uyku hali gerçekten de bir parça göstergesidir ilişkideki samimiyetin.

    velhasıl bu sabah yeni çarşafları sererken bunu düşündüm...
    bir adam, sokulmuyorsa sana.. zorlama arkadaşım. sevgi dilenme kimseden. kimse değişmiyor. o da değişmeyecek.
    tüm kadınlar mıçmıç ilgi bekleyen, sevildiğini hissetmek isteyen, fiziki temas arayan, kedi gibi tipler değildir elbet. mutlaka vardır daha mesafeli olmaktan rahatsız olmayan, beklentisiz kadınlar.. ama ben onlardan değildim. mutlu olmak için tek kriterim vardı; o da yakınlık, temas, samimiyet. aradığımı bulamayacağımı bile bile, beni, benim istediğim gibi sevemeyecek biriyle onlarca çarşaf ve on ayrı sene eskittim.

    şimdi ise...
    uykusunun en derin yerindeyken bile eliyle yanındaki boşluğu yoklayan, uzaklaşmışsam sarılıp beni kendine çeken bir adamla birlikteyim. uyurken bile sevilmek mümkün'ü öğretiyor bana. uykusunun arasında kokluyor, öpüyor. tek bir yorganım var artık. bir nevresim takımı ve iki yastık geçiriyorum ikimiz için. yatağın ayrı köşelerine çekilmiş uyuyor da olsak, biliyorum ki en azından ayağı ayağıma değiyor oluyor.. kaybettiğim senelerime, onsuz uyuduğum her bir geceye yanıyorum.

    karşı cinsin her ferdi kafamız bozunca iddia ettiğimiz gibi öküz değil güzel arkadaşlarım.. bakışıyla iç ısıtan, "beni gerçekten seviyor mu" diye sorgulatmadan, verem etmeden, yumuşacık seven, mest eden adamlar da var.

    o yüzden..
    beklemeyin.
    otobüs durağından vapur geçmiyor.
    heba etmeyin senelerinizi.
    geçen senelerinize ayrı, bulduğunuzda şükredeceğiniz o adamdan yoksun kaldığınız zaman için ayrı yanıyorsunuz sonra.

  • sevgili cananlar, prenses degilsiniz. ulkemizde monarsi yok. kimse de sizin usaginiz degil. etrafinizdaki insanlarin gorevi, kaldiramadiginiz kicinizin rahatini saglamak hic degil. surekli mizildanarak, her seyden yakinarak, gun boyu elestirip memnuniyetsiz bir yuz ifadesiyle tahtinizda oturarak cok daha itici bir insan haline geliyorsunuz. belki amsalak erkekler dis gorunusunuze bakip aldanabilirler ama inanin kadinlarin sizin gibi sendromlu insanlara tahammulu yok.

    "ben pamuklar uzerinde buyudum, aliskin degilim boyle yerlere" ne demek lan!? bizi civili yatakta mi buyuttu anamiz babamiz? o pamuklari bir tarafina tiktiklarinda sen de toprak altinda curuyeceksin. ayh ne dolmusum.

  • (bkz: #56925005)
    şunlara pabuç bırakmayın. kızdım, kızgınlığımı nereye yazacağımı bilemedim. yazan beyfendiyi tamamen konu dışında bırakıyorum, amacım şahsiyetine saldırmak değil, ama entrynin hiç şansı yok, saldıracağım.

    şimdi ilk cümlesi janjanlı, klişe bir sözle giriş yapmış, ingilizce, okay. sonra diyor ki, internet jargonuna bu kadar hakim kadın görünce şoka uğruyoruz. jargon tamamen kendi tekelinde çünkü. ekşisözlük dahil, çıkan bütün klişe bakınızları, jargonu kendisi ve de hemcinsleri yarattı. biz garip kadın kulları, bunları ancak ve ancak yettiği kadarıyla öğrenebilir, hatta şanslı, akıllı ve de tatlışkoysak, bunları kullanabiliriz. fakat internet jargonu dediği şeyin, şurda okuduğu da erkek sandığı bi çok entrynin sahibinin kadın olmasını, bu jargonda gayet parmağımızın olması da hiç olurlu değil ona göre. çünkü biz hamur işi, ruj, saç falan. bi de hala şoka uğramasına şoktayım ben. şoka uğrayacak kadar yani. wowowow.

    sen, ben gibi konuşması diyor. sen, ben zamirleri insanları değil, erkek kişileri burda, onu bi netleştirelim. o ve diğerinin -muhtemelen kankası- kullandığı ve de yarattığı -ki böyle olsa bile- bkz'ları kullanınca da biz muhteremlik seviyesine yükseliyoruz. o zaman ne kadar da hoş baaağyanlar, ne de tatlı hanımlar oluyoruz. tam ağızlarına layık, yeterli dozda sen ben, yeterli dozda ruj muj.

    yıllardır bu futbolla ilgilenme klişesine karşı savaş açmış bi insanım, erkek tekelinde bir spor olması hepimizce görülen bir şey, eyvallah, fakat bu bir zevk, kimilerine göre hayat meselesi, fakat bir tercih en nihayetinde. tercihlerimiz uyduğu için, hobilerimiz örtüştüğü için benimle iyi geçinmene, beni bi tık daha çok sevmene de eyvallah. mesela; ben de fenerbahçe maçına gitmeyi ve de coldplay'i seviyorum, coldplay ve fenerbahçe hakkında seninle bunlarla alakasız herhangi iki insandan farklı konuşur, tad alırım, fakat yaşadığın şaşkınlık, benim değil senin vizyonsuzluğun. bak bak, herhangi bi türk kızı bu ismi duysa, amin diyormuş. futbol öğrenen kız, size layık oluyor, hoop diye level atlıyor, tabi ki karar mercii de sizsiniz. bence futbol dışında konuşabilecek bi iki konu edinse türk erkeklerimiz, hani diyorum, dünya, mars, uzaya gitmek falan?

    son paragrafta da buyuruyor ki; kendini ifade edebilen, argoya ve güncel jargona uygun hanımlar dikkat çekiyormuş. -bak yine burda kendi tatlı bilmiş özelliklerini ve yarattığı dünyasını seriyor önümüze, onun seviyesine çıkarak dikkat çekeceğiz, kıymetlimis, haşmetlimisss- çünkü neden? nedenini yukarda söyledim, çünkü vizyonsuz olan kendileri. gördüğü iki swf klişesi yapan hanımlara ağzı açık ayran budalası gibi bakan kendileri. nerde yetiştiniz hiç bilmiyorum, hayır önünüzde internet de vaar, bak jargon falan da yaratıyorsunuuz maşşalla çocuklarıma, artık bi gözünüzü açın be yavrum. hayır ben dikkati sadece el shaarawy yazarak çekiyorsam, gideyim de river plate oyuncu isimlerini alnıma kazıyayım, sonra da kendime olan saygıma tükürürüm.

    kinimi kustum. asıl tavsiye kısmına geliyorum, bunların aa ne değişik kızsın futbol bkz falan:))) larına gelmeyin. bunlara prim vermeyin, sonra cidden kendilerini haşmetli sanıyorlar, jargonun da futbolun da herhangi bi müzik grubunun da sırf kendisi yaptığı için en inanılmaz şey olduğunu düşünüyorlar. bunları çevrenizde tutmayın, iltifatlarını da gözlerine gözlerine sokun. sırf iki tane zekasız size oha pes oynuyo, oo çok kafa kız diyecek diye kadının adına bok attırmayın. ilgi budalalığınız, böyle sefil fakat manyak egolu bir nesli koydu önümüzde, közbön aşşaa közbön yukarı konuşup duruyolar istemedikleri bişey görünce (kolunda kıl var közbön, peki dedi közbön, canı sevişmek istemedi közbön, benle dışarı çıkmıcakmış közbön, morali bozuk konuşmuyo közbön, istemedikleri her şeyin buluştuğu nokta; közbön). ilişkilerimiz de böyle böyle yürümüyor, ben biliyorumculuktan, üstünlük kurma çabasından. bunların insandan insana farklılık göstereceğini, argoyu sevenlerin olduğu gibi sevmeyenlerin de olacağını, futbolu seven olduğu gibi curling takip edenlerin falan olacağını, hatta spor sevmemek fakat felsefeden de pek iyi anlamak gibi garip varlıkların da olduğunu kafalarına vura vura anlatmamız lazım. bi de onlara anlatılan helal süt emmiş klişesini, pes oynayan asi kız klişesine çevirirseniz vallahi uğraşamicam artık. bak bunlar bunu yapmaya devam eder, yaptığı yerde tokadı ağzına vurmayıp nemalanmaya çalışırsanız, her dönem bişeyle uğraşırız. yeter. rica ederim, bunlara pabuç bırakmayın ya.
    erkekler çok minnoşko yaa, şımarıklıkları, kendi tatlı dünyaları ^^

  • hemcinslerinize "şöyle şöyleyseniz şunu giymeyin", "böyle böyleyseniz şunu yapmayın", "kaşınızı şuna boyayın, gözünüze rimel sürün" bıkbık gibi yüzeysel tavsiye görünümlü eleştiriler yapma cüretini gösteriyorsanız pembe kimliğinizi teslim edip kendinize mavi kimlik çıkartın.