kadınlar olarak hesabı biz ödemek istiyoruz

  • elimde tuz çuvalıyla koşmak istediğim hıyar gibi fikir. kesinlikle hesabı ben ödemek ve istediğim her adamla yemeğe çıkıp akşamına seks yapıp ertesi gün arazi olmak ve çapkınlığım hasebiyle toplum tarafından omuzlarda taşınmak istiyorum. orospu diye yaftalanıp yerlere atılmak değil erkekler gibi deneyim zenginliğini elde edip üstüne gururlanmak istiyorum. sen hem kadına seçeceği erkek sayısını sınırla, haneye eklenen her erkek için kadını değersizleştir, erken boşalmayan erkek bulmak zaten mesele sınırlı sayıda kalmaya çalışarak tatmin de olmaya çalış sonra bir de sizinle ortak külfet altına girsinler he mi?

    kadınlar "madem seçimlerimiz sınırlı ve gizli saklı kalmak zorunda" diyerek kriterleri arttırıp, seçme maddelerine cömertlik de ekleyince aaaaiuouow. kadın olarak istediğim herrrrr erkekle tıngırdayıp aferin alacaksam, yatakta uyumlu olduğum partneri böylelikle daha rahat seçecek ve neyden zevk aldığımı genç yaşta pratik sayesinde erken öğrenebileceksem, hormonlarımın sesine uyduğu için erkek jargonunda "avlanan ceylan" olmayacaksam hesaplar her türlü benden. her kadın da seve seve öder. siz sperm saçmak istiyorsanız biz de en iyi spermi deneye yanıla bulacağız ya ne olacağıdı. son araştırmalara göre yumurta dölleneceği spermi seçiyor, eee çeşit olacak ki seçimler mükemmelleşecek.

    kadın cinselliğini ulaşılmaz noktaya hapseden çomar karloslar, ne yazık ki ödemeye kendilerini de mahkum ettiler.

    erkeği sepete eklediği kadın sayısınca yücelten toplum, kadının gözüne değen erkek gözünün çetelesini tutarsa ve kadını sesi çıktığı için dahi değersizleştirirse ödediği bedel, o bakışı o sesi bile parayla almak zorunda kalmak olur. bu kadınlar tabii ki "madem bir tane seçeceğim bari cömert de olsun, bari şöyle böyle olsun" diyecekler. kadın özgürlüğünü parayla satın aldınız. ödeyin. haa yok toplum değişiyorsa ve kadınlar da erkek kadar insan kabul edilecekse ben öderim, no prob.

  • bir erkek olarak yazıyorum, erkeğe devamlı hesap ödetmek kadından soğuma sebebidir.

    sayısız kadınla date yapmışımdır. çoğu zaman 3. buluşmayı kendi isteğim ile gerek görmemişimdir.

    aşağıdaki yazılar tamamen çalışan, kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlar için yazılmıştır.

    efem usulu şudur. tatlı tatlı mesajlaşılır, tatlı tatlı konuşulur. iş "hadi bir kahve içelim / yemek yiyelim"e gelir. buluşma yapılır. hoş sohbet güzeldir. hesap gelir, erkek hesabı önüne alır (ilk buluşma nezaketi, bir sonraki buluşmaya yol açma durumu)

    şimdi burada 2 durum oluşur.

    ilki;

    kadın çantasını, cüzdanını arar veya cüzdanını çıkarmış hazırda tutar. erkek "lütfen bu kahve/yemek benden olsun, bir sonraki kahveyi sen ısmarlarsın" der ve ikinci buluşmaya yol açar. ikincide de çay/kahve içilir ve hesabı kadına bırakır. kadının hem gururu kırılmamış olur hem de paylaşımcı bir buluşma/hayat oluşmaya başlar.

    gelelim ikincisine;

    hesap gelir, kadın hiç oralı olmaz. havaya bakar, sağa sola bakar, telefona bakar hatta bazıları lavaboya gider. erkek usulen hesabı öder ve kalkar. ikinci buluşmada kahve/çay içilir (ilkinde yemek yendiyse ikincide muhakkak kahve/çay içilmeli) . yine hesap için nezaketen veya yalandan da olsa el cüzdana gitmiyorsa, bunu da ben ödeyeyim demiyorsa 3.buluşmaya gerek yoktur. bu saatten sonra anlarsın ki karşındaki senden hep bir şeyler alacak/bekleyecek ve sen buna boyun eğeceksin veya görmezden geleceksin.

    benim yorumum ve yaptıklarım bu şekilde. her şeye gelince kadın/erkek eşitliğinden bahseden kadınlarımız, bu tarzda durumlarda erkeğe hesap kitlemeye bayılıyorlar. hayat eşitlikten yana değil mi? kadın olarak sen çalışıyorsan, erkek olarak ben çalışıyorsam neden seninle (bir kadınla) tanıştıktan sonra hayatı 2 kişilik yaşamaya başlayayım? sayın kadın arkadaşlarım, yapmayın böyle. asıl 10 liralık çay hesabını bile erkeğe bırakmak çok ayıp.

    benim açımdan edit2 ; hoş sohbet güzel gidiyor. zaten bir süre sonra 10 buluşmanın 7'sinde hesabı ben öderim ama bilirim ki karşımdaki kişi paylaşımcı. paranın, kazanmanın ve harcamanın kıymetini biliyor. bu zorluğu çekebiliyor. böyle insanlar ile hayat daha güzel, kaliteli ve anlamlı geçiyor. yoksa evlilikte italyan mobilya alamadın diye, eskitme kapı taktıramadın, en iyi çamaşır makinesini bana sunamadın diye başını etini yerler. çünkü kadın için o saatten sonra erkeğin harcadağı para bir anlam ifade etmediği gibi kendi 1 lirası cumhuriyet altından farksızcasına değerli hale geliyor.

    hadi bakalım yeşillensin kutum.

  • hesabı, yemeğe davet eden kişi öder. gidilecek mekanı o belirlediği için fiyatı da aşağı yukarı biliyordur.

    eğer ortak bir karar verildiyse alman usulü yaparsınız. ancak normali davet edenin ödemesi.

    üç beş kuruşun hesabını yapacaksanız kimseyi yemeğe davet etmeyin. bu daha etik bir davranış. hem yedirip içiriyorsunuz, hem de arkasından konuşuyorsunuz insanların. bu çok daha alçakça bir şey.

  • ataerkil sistemin getirdiği, kadını aşağılayan, erkeği resmen biz parasal olarak kadınların üstündeyiz diyen bu iğrenç geleneğin kaldırılması için yapılmış çağrıdır. kadın cinayetlerinin son hızla arttığı bugünlerde halen erkekler hesabı ben öderim kafasında. bunun altındaki mesajlarda da açık ve net bir şekilde kadını ikinci plana atan, erkek güçlüdür kadın korunur mesajı yatan iğrenç, cinsiyetçi bir gelenektir. kadınlar olarak bu iğrenç geleneğe dur demek için hesabı artık biz ödüyoruz. kimin güçlü olduğu anlaşılsın hadi kadınlar!!!