kadınların kızlık zarı diktirme sebepleri

  • kimin ne sebebi var bilemem ama benim sebebim bu toplum, içinde yaşadığımız ve sizlerin görmek istemediği, kendisini ayrıştırdığı, hor gördüğü toplum.

    ebeveynlerim iç anadolunun bozkır bölgesi diyebileceğimiz bir kesiminde doğup büyümüşler. kendi imkanlarına göre büyük işler başarıp üniversiteyi okumuş ve ikisi de devlet memuru olarak atanarak ülkenin bir çok ilinde hizmet etmişler. ben de yine ülkenin batısından doğusuna kadar onlarca şehri onlarla gezip durmuş, farklı farklı okullarda farklı farklı coğrafyanın çocukları ile arkadaşlık kurmuş, sıraları paylaşmışım.

    lise zamanlarında cinselligi keşfetmiş ve lisede ufak tefek öpüşmeler ve kaba tabirle yiyişmeler dışında bir şey yaşamadım. üniversiteye hazırlanmak ve yetenek sınavlarına girmek için de adı sanı duyulmuş kurslardan eğitim almak için istanbula gittim tek başıma. burada cinselliği biraz daha fazla tanıdım. erkekleri tanıdım, kadınları da tanıdım.

    üniversiteyi kazanıp gittiğimde her genç gibi hayatı daha da bireysel tanımanın verdiği heyecan ve özgürlük hissi ile birlikte yetişkin olduğumu hissetmenin etkisiyle aşık olduğumu hissettiğim adamla birlikte oldum. şanslıydım çünkü yıllar yıllar geçmiş olmasına rağmen hiç pişmanlık hissetmedim.

    uzayan her ilişki gibi benimki de bitti.

    gençlik dönemimde babam bir gün çekip hatırladığım kadarıyla şuna benzer bir konuşma yapmıştı. "kızım sizleri hayırlı evlat yetiştirmek için her zaman çok çabaladık. şükür ki sağlıklı sıhhatli, zeki bireyler oldunuz ve bu başarılarınızı devam ettiriyorsunuz. eğitiminiz için uzak mesafelere de gideceksiniz. lütfen kendine ve ailemizin adına dikkat et. arkadaş ilişkilerine azami özen göster. erkekler farklı amaçlarla yaklaşmak isteyeceklerdir. özellikle bu konuda dikkat etmen gerek. bekaret sadece birey olarak sana ait değil, bütün aileye ait bir değerdir. biliyorsun kalp hastasıyım, ailemize laf gelir, ileride etraftan, konu komşudan bir laf duyarsak kaldıramam. babana sebep olma kızım" demişti.

    ben cinselliğimi kendim istediğim için yaşadım ve sonrasında da hep "temiz", "saf", "masum" kızı oynadım. çünkü benim bakış açımla benim o günlere gelmemi sağlayan insanların benden beklentileri vardı ve bu coğrafya bu beklentilerin haklılığını onlara haykırıyordu.

    ilerleyen yıllarda babamın bahsettiği gibi insanlarla da karşılaştım. hayatıma girmiş erkeklerden birisi sohbetlerimiz sırasında edindiği babamın bu hassasiyetini bana karşı kullanarak benden para istemeye başladı. elimde ne kazancım varsa aldı. çok bocaladım, çok çıkmaza girdim. aklıma tek gelen babamın bunu öğrenmesi, bu sebeple ölmesi ve konu komşu akrabanın da bunu öğrenip ailemin düşeceği durum bir çığ gibi büyüdükçe büyüdü üzerimde. bu çıkmazla baş edemeyecek duruma geldim ve çözümü mikrocerrahi de aradım. özel muayene hanelerin bunu yaptığını öğrendim. elimde hiç birikim olmadığından ve borç içinde olduğumdan doktorla konuştum. hayatımın en zor konuşmalarından birisiydi. ama doktorda bu coğrafyadan çıkmıştı. bu konuda yardımcı olabileceğini ama işlem öncesinde son bir defa bir şeyler yaşamak isteyip istemeyeceğimi ima ederek, bana yardımcı olabileceğini vurguladı.....

    bu başlıkta bu isteğe sahip kadınların ne orospuluğu kalmış, ne karakteri, ne kişiliği....

    ben yaratmadım bu kültürü, toplumu, bu düşünce yapısını. hepiniz orda değil miydiniz be? ekşi dediğin bu ülkeyi temsil edemeyecek kadar küçük bir azınlık, baktığın zaman da aydın görüşün baskın olduğu yer dersin ama burada da durum ortada iken fazla bir şey söylemeye gerek yok.

    güçsüzmüşşün, savaşmamışsın, istisnasin diyen de çok çıkacak eminim. ama sırça köşkleriniz, klavyelerinizin ardında yargılamak en kolayı. o coğrafyayı gelip aydınlatmak ise "benim işim mi" deyip kaçmak, kafanı kuma gömmek en basiti.

    evet düşündüm, kızlık zarımı diktirmeyi düşündüm, kendimce haklı sebeplerim vardı. çünkü hala araştırmalar gösteriyor ki bu ülkenin %85i bekarete takıntılı.

    evet, kızlık zarımı diktirmeyi düşündüm ama yine kendim için değil, toplumun uyguladığı ve keskin yargılara sahip olduğu kalıplardan dolayı istedim, babamı yobaz düşüncelere sahip olsa da babam olduğu ve sevdiğim için istedim, ailemi sevdiğim için istedim.

    cinselliği yaşadım, kendimi sevdiğim için yaşadım, bedenimi sevdiğim için yaşadım.

    coğrafya kaderdir, kaderimi yaşadım.
    batının edepsizliğinde yetişsem bu saydıklarımın hiç birisini düşünmez ve bekaret gibi kadını kategorize edici bir durumdan dolayı bu "toplumsal mobbing"i hiç yaşamazdım. ama yaşadım.

    son taşı günahsız olanınız atsın!!