kadınların kötü günde terk edip gitmeleri

  • alakası yok. erkekler işinde batmışken, belki öğrenciyken, hastayken, yalnızken, zordayken, fakirken yanında olan kadınları ilk düze çıktıkları an uzaklaştırırlar. uzaklaştırmayanlar da karşılarındaki kadını rakip olarak görüp onunla yarışırlar.
    sebebi sanıyorum daima güçlü görünmek zorunda olan erkeklerin , güçsüzlüklerine şahit olmuş bu kadınların kendilerine olan saygı ve hayranlık duygusunun azaldığına inanmaları.

    kötü günde sizi terk eden kadınlar, dikkat edin hayatınızın en klas döneminde sizle beraber olmuş, hiçbir eksikliğinize katlanmamış, sizle beraber kurduğunuz hayata emek vermemiş kadınlardır. onlar zaten size değil, iyi şartlarınıza ve etiketinize gelirler.

    şartlarınız kötüyken sizi tanımış,sevmiş ve sizin yükselmenize emek vermiş kadınlar ise kötü günde kolay kolay gitmezler. kadınlar uzun dönem yatırımda bu anlamda gerçekten iyiler. emeklerine ciddi bir vefa borcu duygusuyla sahip çıkarlar.

  • 33 yaşındayım, öğrendiğim bir şey var bu konularda, bir erkek hiçbir şekilde bir kadına inanmamalı, ona güvenip, sırtını dayamamalı. işin maddi kaybını, yalnız hissetmeyi geçiyorum, bıraktığı hayal kırıklığı bir enkazı kaldırmaktan çok daha zor.

  • kadın erkek diye ayrım yapmak istemiyorum, fakat 32 yıllık hayatımda kendimde, ailemde, akrabalarımda ve arkadaşlarımda şahit olduğum kadarıyla kadınlar bu konuda biraz daha duyarsız.

    babamı kaybettiğim hafta yoğun duygular beslediğim kız arkadaşım benden ayrılmıştı.
    askerdeyken evi dayayıp döşediği nişanlısı, kuzen askerden döndükten sonra kendisinden ayrıldı.

    vs.vs.

    bunları yazarken şunu düşündüm, aslında yukarıda yazdığım kadınlar biraz daha duyarsız lafımı geri alıyorum. çünkü ne kadınlar tanıdım, en zor durumlarında hep destek olmuşlardır eşlerine, sevgililerine.

    sorun cinsiyette değil, insanın yanlış kişilere büyük değer vermesi diye noktalıyorum.

  • tarafsız konuşacağım. geçen yıl, virüs daha yeni yayılırken covid olduğumda, ne yapıp edip yanımda durmamayı başarmıştı. üstelik hemşireydi. bir haftaya geçecek bir hastalık olduğunu o zaman dahi biliyordum. "bi şu yataktan kalkayım, sonra tartışmalarımıza da devam ederiz" diyordum. ısrarla, ben hastanede ateşler içerisinde kıvranırken, benimle incir çekirdeğini doldurmayacak konularda tartışmaya devam ediyordu.

    muhtemelen o zaman, devasa bir aşk dolu bakışlarımızın o kadar da gerçek olmadığını, birbirimize ulaşmak için sarf edilen o çetin uğraşların sadece bir heyecan sarhoşluğu olduğunu ve değersizlik hissinin en dibini sonuna kadar fark etmiştim. iki yıllık, ciddi bir ilişkiydi, gelecek adına güzel adımlar atmıştık. bir hafta sonra ayrıldık, o istedi.

    şu konuda haklı olabilirsiniz: erkek, kadını kötü günde terk ettiği zaman bir karakter ve ahlak problemi, kadın kötü günde terk ettiği zaman ise "kimse durduk yere terk etmez, kim bilir öncesinde neler yaşandı" şeklinde bir iyi niyet karinesi dolaşır ortalıkta. oysa bu, gerçekte böyle değildir: ne yaşandıysa ortak yaşanmıştır ve kötü bir günde terk eden muhakkak ki yanlış yapmıştır.

    fakat kendi yaşadığım ayrılık hikayesine rağmen şunları da söyleyebilirim ki, kız arkadaşı iş bulamadığı için kaç yıllık sevgilisini başka bir kızla aldatarak terk eden, külfetine katlanmaktan kaçındığı için kanser karısından ayrılan, çocuk ve evlilik stresine dayanamayıp evi terk eden, karısı kilo aldığı veya yaşlandığı için metreslere giden erkek tipi var bu ülkede.

    demem o ki, yaşanan her olay kendine münhasırdır. zor durumlarda terk etmenin önüne ve sonuna bakılmaz, iki cins için de karakter ve sevgi meselesidir. yaşadığınız bu devasa kayıp size büyük bir deneyim, mutlu bir hayat katar zira koca bir ömür, zor günde terk eden biriyle asla geçmez, ziyan olur.

  • altına imzamı atıyorum.
    kadın beyni bir erkeğin de güçsüz olabileceğini kabullenemiyor,erkeği gerçekten erkek olarak görmüyor.

    bunu hangi kadına söylerseniz söyleyin kendisinin asla böyle olmadığını söyleyecektir ama kendisi de ilk fırsatta vicdanını rahatlatıp gidecektir...

    edit: hala inkar eden,bir sekilde üstte çıkmaya calışanları görüyorsunuz ama istediginiz kadar inkar edin.

    şu başlık altında bile binlerce entry var nasıl yarı yolda bırakıldıgıyla ilgili erkeklerin.
    bu kadar erkeğin benzer seyler yasaması tesadüf olamaz.

    benden tavsiye kadınlarla asla tartişmaya girmeyin. ıstediginiz kadar anlatin,sizi anlama şansları yok. solipsist beyinleri bu gercekleri algılayamaz.

    yapacağınız tek sey gülüp gecmek ve bir kadının söylediklerini asla ciddiye almamak,sadece yaptıklarına bakmak. o zaten size gercekleri söyleyecektir...

    sağladığınız fayda kadar varsınız,bunu da aklınızdan çıkartmayın.

    edit2: hahah bana liseden beri hayatına 3 tane kadın girmiş diyerek sik kadar beyniyle bel altı vurmaya çalışan yazarları gördüğümüz başlık.

    kendimi ispat etmeyeceğim,yazılanlara sadece gülüyorum :)

    ayrıca hala "benim başıma gelmedi,nasıl kadınlar seçiyorsunuz " tandanslı mesajlar atan arkadaşlara diyebileceğim tek sey:
    bazı seyler sadece "zaman" meselesidir.

    edit3:adamınız gol diyor
    (bkz: #102567952)

    yazısını paylaştığım için çıldıran bir feminist kardeşimiz daha. gercekleri hazmedemiyorsanız bulasmayacaksınız bu kadar basit...

    edit4:(bkz: organize ticari arac cetesi)
    destek olalım arkadaşlar.

  • kanserle savaşırken terk edilen bir kadın olarak söylüyorum; şerefsizliğin cinsiyeti yoktur.

    her şey bir gün biter. çekilen acılar son bulur. bahar gelir, yaz olur. tüm bunlar olurken kendinize ve yaşadıklarınıza saygınızı kaybetmeyin.

    gelen mesajlar üzerine edit. merak edip soranlara teşekkür ederim. iyiyim, geçti çok şükür.